Beyaz, sarı, mor veya yeşil: En sağlıklı soğan belli oldu
Mutfakların vazgeçilmez lezzeti olan soğan, yalnızca yemeklere kattığı aroma ile değil, aynı zamanda güçlü sağlık faydalarıyla da öne çıkıyor. Beyaz, sarı, mor, yeşil soğan ve pırasa gibi birçok çeşidi bulunan bu sebzenin, her türü vücut için farklı yararlar sağlıyor. Peki en faydalısı hangisi?
Beslenme uzmanlarına göre tüm soğan çeşitleri; bağışıklık sistemini destekleyen flavonoidler (özellikle kuersetin), kükürt bileşikleri ve prebiyotik lifler açısından oldukça zengin. Bu içerikler kalp sağlığını korurken, sindirim sistemini güçlendiriyor ve vücudu zararlı bakterilere karşı savunuyor.
Uzmanlar, tek bir soğan türüne bağlı kalmak yerine farklı renk ve aromadaki çeşitlerin bir arada tüketilmesinin en yüksek faydayı sağladığını belirtiyor.
SOĞAN TÜRLERİ VE ÖZELLİKLERİ
Sarı soğan: Keskin tadı ve yüksek antioksidan oranıyla bilinen sarı soğan, özellikle kuersetin bakımından en zengin tür. Güveç, et yemekleri ve soslarda kullanıldığında hem lezzeti hem de antioksidan etkisi artıyor.
Beyaz soğan: Hafif tatlı aromasıyla dikkat çeken beyaz soğan, antibakteriyel etkili fitonsitler açısından öne çıkıyor. Salatalar, salsa sosları ve Meksika mutfağında sıklıkla tercih ediliyor.
Mor (kırmızı) soğan: Rengini antosiyanin adlı bileşikten alan mor soğan, damar sağlığını destekliyor ve cilt yaşlanmasını yavaşlatıyor. Çiğ olarak salatalarda veya marine soslarda tüketilmesi öneriliyor.
Yeşil soğan: C vitamini, potasyum ve folik asit açısından zengin olan yeşil soğan, bağışıklığı destekleyici doğal bir takviye olarak görülüyor. Omletlerde, salatalarda ve garnitürlerde sıkça kullanılıyor.
Pırasa: En yumuşak aromaya sahip olan pırasa, inülin, potasyum ve K vitamini içeriyor. Çorbalarda, sebze yemeklerinde ve diyet menülerinde hem lezzet hem de besin değeri sunuyor.
SAĞLIK ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
Antioksidan koruma: Soğanda bulunan kuersetin ve antosiyanin, serbest radikallerle savaşarak hücre yaşlanmasını yavaşlatır.
Kalp sağlığı: Düzenli tüketim, kötü kolesterolü (LDL) düşürmeye ve kan basıncını dengelemeye yardımcı olur.
Bağışıklık desteği: Fitonsitler, bakteri ve mantarların büyümesini engeller.
Sindirim sistemi: İnülin ve fruktooligosakkarit gibi prebiyotik lifler bağırsak florasını destekler.
KİMLER İÇİN FAYDALI, KİMLER DİKKATLİ OLMALI?
Soğan; yüksek tansiyonu dengelemeye, bağışıklığı güçlendirmeye ve lif eksikliğini gidermeye yardımcıdır. Ancak mide rahatsızlığı, ülser veya reflü şikayeti olan kişilerin taze soğan tüketimini sınırlamaları önerilir. Ayrıca huzursuz bağırsak sendromu yaşayanlarda gaz ve şişkinlik görülebilir.
DOĞRU TÜKETİM ÖNERİLERİ
Soğanı doğradıktan sonra 10 dakika bekletmek, içindeki kükürt bileşiklerinin aktif hale gelmesini sağlar.
C vitamini kaybını önlemek için soğanın bir kısmı çiğ tüketilmelidir.
Sarımsakla birlikte tüketildiğinde, her iki besinin antibakteriyel ve kalp koruyucu etkisi artar.
Koku rahatsızlığı olanlar, soğanı ıslak bıçakla doğrayarak ya da iç çekirdeğini çıkararak bu sorunu azaltabilir.
Uzmanlara göre, farklı soğan türlerini bir arada kullanmak hem sofralara renk katıyor hem de sağlığı destekleyen güçlü bir “doğal ilaç” etkisi yaratıyor.