AKP'li vekilden İmam Hatip tepkisi: Her yere açmak doğru değil

AKP Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, "Nasıl ki geçmişte İmam Hatiplerin önü kesilmiş ise bugün de her yere İmam Hatip de açmak doğru değil" açıklamasında bulundu.

AKP Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) bağımsızlık referandumuyla ilgili, "Mustafa Kemal ölmeden önce Hatay'ı da memleketimize dahil etti. Ömrü yetseydi Musul ve Kerkük'ü de vatan topraklarına katacaktı fakat ömrü yetmedi" diye konuştu.

FOX TV'de İsmail Küçükkaya'nın sunduğu Çalar Saat programına katılan Selçuk Özdağ, gündeme dair açıklamalarda bulundu.

Sputnik'in aktardığına göre; Selçuk Özdağ'ın açıklamaları şöyle:

“Cenazeye saygı göstermeyen diriye de saygı göstermez bizim geleneklerimizde böyle bir şey yok Aysel Tuğluk'un annesine yapılanı kabul etmedim ve aynı görüşlere sahibim. Ben şahsen o gün yönetici olsaydım Ankara'ya gömülmesini sağlardım.

Biz zaman zaman insanları ayırt ettik. Biz şimdi Nazım Hikmet'i de Türkiye'ye getirmek istiyoruz. Tunceli de bizim memleketimiz, toprağımız. Duygusal kopuşluğa izin verecek hareketlerden uzak durmamız gerekir."

‘HER YERE İMAM HATİP AÇMAK DOĞRU DEĞİL'

Nasıl ki geçmişte İmam Hatiplerin önü kesilmiş ise bugün de her yere İmam Hatip de açmak doğru değil.

110 yıl önce buranın problemleri hep vardı. Bu sırada biz yeni bir devlet kurduk. Ben 12 Eylül döneminde 7 sene cezaevinde kaldım şimdi burada Atatürk ve arkadaşları Lozan'da bir anlaşma. Bana göre o günkü şartlar içinde yapılan en iyi anlaşmadır. Devletin tapusudur. Lozan'dan gelenler Ankara'ya gelince ağladı. Artık 100 yıl savaşmayacağız geleceğimizi kurtardık diye.

Mustafa Kemal ölmeden önce Hatay'ı da memleketimize dahil etti. Ömrü yeterse Musul ve Kerkük'ü de vatan topraklarına katacaktı fakat ömrü yetmedi.

Biz Barzani bu topraklarda nasıl olsa birlikte ticaret yapalım da bize minnet etsin dediklerimizi dinlesin istedik. Biz onlarla soydaş değiliz tamam ama dindaşız biz üzerimize düşeni yaptık, insanlık ettik. Yanılmanın hikayesi budur.

Ben zamanında Muhsin Yazıcıoğlu’yla da bu işin üzerine gittik. Arkadaşlarımız, Esad'la görüşmeye gitti. Esad o zaman ‘Benim ülkemi de işgal edecekler' dedi bize o zaman söyledi Kürt devletinin kurulmak istediğini.

Zayıf bir Irak Suriye, güçlü bir İsrail demektir. Mezhep kavgalarıyla bizleri bu bölgeyi zayıflattılar. Bizim ülkemizde bunu yapamayınca ideolojik bir kavga başlattılar bizde de.

Batı dünyası bize diyor ki mezhepleşin işte biz bunan uzak duracağız. Biz burada Lazı, Kürtü ile devlet kurduk. Birlikte yuva kuranlar düşman olamaz. Mücadele PKK ve IŞİD'le olacak mezhepleşmeye dur diyeceğiz.

‘GAZETECİLERİN TUTUKSUZ YARGILANMASINI İSTERDİM'

Dünyanın en büyük örgütü ile mücadele ediyoruz, FETÖ ile. Neden? ABD ve egemen güçler her kurumdan bir kişi devşirse kaç kişi alır. Eğitime sızarsa neler olur. Bugün bütün güçlerini kimi bilinçli kimi bilinçsiz yönlendirilerek yaklaşık 1 milyon kişi, bu işin içine girdi. Yurt dışına gönderildi.

Gazetecilerin ihbarı bir sorunu olmuşsa ben bunların tutuksuz yargılanmasını isterdim. Bir delil bir sıkıntı ortaya çıkarsa gel kardeşim dersin. Bu sayede Batı'nın eline de koz vermemiş oluruz.

Devletin dini adalettir. Bende darbe döneminde çok adaletsizliğe maruz kaldım. Bizim insanımız dini söylemlere çabuk gönül verir.

‘BU DEVLET HEP 18 YAŞINDADIR'

Kim cemaat ile kuruma girmiş. Baştan itibaren ülkeyi ele geçirmek için harekete geçti bu yapı. TSK'yı MİT'i ele geçirmek istedi ne korkunç bir şey bu.

2009'da bu işin samimiyetsizliğini görmeye başladım. İşin dünyevileştiğini gördüm.

Milletvekili olduğumda bunlar bana liste getirdi. Manisa'daki bürokratları değiştirmem için kendi adamlarını getirmemi istedi. O zaman uyarmıştım ben bunları. Ben bunlarla bir toplantı yaptım Ankara'da 'Bu devlet hep 18 yaşındadır, sizden dayak yese de kalkar öcünü alır yapmayın' dedim. Arkadaşlarımızla o zamanlar da bunları tasfiye etmenin planlarını yaptık."