Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Dokgöz, Elmalı Davası Hakkında Yorum Yaptı

Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden adli tıp uzmanı Prof. Dr. Halis Dokgöz, gündemi derinden sarsan Elmalı Davası olayı hakkında yorumda bulundu.

Elmalı’da 2 küçük kardeşin anneleri, üvey babaları ve onların arkadaşları tarafından cinsel istismara uğramasıyla ilgili davada anne ve üvey babanın tahliye edildiğinin duyulması Türkiye kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. 2 kardeşin, çocuk psikoloğu gözetiminde çizdikleri ve cinsel istismarı ortaya koyan çizimlerinin sosyal medyaya düşmesi tepkileri artırdı.

“MAHKEME BU DELİLLERİ GÖZ ARDI EDEMEZ”

Cumhuriyet'ten Abidin Yağmur'un haberine göre, Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden adli tıp uzmanı Prof. Dr. Halis Dokgöz, Elmalı’da yaşanan olayda, fiziksel bulgu olmasa bile çocukların çizdiği resimlerin tek başına önemli bir delil olduğuna dikkat çekerek “Mahkeme bu delilleri göz ardı edemez” diye konuştu.

Bu tür çocuk cinsel istismarı değerlendirmelerinde hem adli tıp açısından hem hukuksal süreç açısından fizik muayene, genital muayene ve buralarda cinsel istismara ait bulguların saptanmasının çok önemli olduğuna değinen Prof. Dr. Dokgöz, “ Fakat bazen fiziksel muayenede hiçbir bulgu saptayamayız, genital muayenede hiçbir bulgu saptayamayız, laboratuvar incelemede hiçbir bulgu saptayamayız. Hem erken vakalarda hem de aradan zaman geçmişse delil elde edemeyiz. O zaman burada bizim için çocuğun psikologla görüşmesi, çocuk psikiyatristi tarafından değerlendirilmesi, sosyal inceleme değerlendirmesi çok önemli hale gelir” dedi.

“RESİM ÇİZİMLERİ ÖNEMLİ BİR BULGUDUR”

Bu tür durumlarda 2 tür değerlendirme yapıldığını kaydeden Dokgöz, bunlardan birinin anatomik bebek uygulaması, birinin de çizim yaptırma uygulaması olduğunu, Türkiye’de adli tıpçıların genellikle çizim yaptırma yöntemini tercih ettiğini söyledi.

Dokgöz, “Bu çizimler bir seferde olmaz. Çocuk psikiyatristi defalarca çocukla görüşür. Buradan yola çıkarak çocuk cinsel istismarı tanısı koyarız, bu da mahkeme ortamında kabul edilir. Önemli bir delildir.  Bu davada da benzer bulgular var ve mahkeme bunları göz ardı ediyor. Bu cinsel istismarın önemli bir bulgusudur. Bunu yok sayamayız. Dünyanın dört bir yanında çocuk psikoloğu gözlemleri, çocuk psikiyatri gözlemleri, çizimler önemli delillerdir. Yani bunu bir mahkeme göz ardı edemez. Bu dava beraatle sonuçlansa ve istinaftan ya da Yargıtay’dan dönecektir. Uluslararası alanda da bu yönde, bilimsel veriler de bu yönde” dedi.

“FİZİKİ DELİL YOK DİYE CİNSEL İSTİSMAR YOK DENİLEMEZ”

Bir cinsel istismar iddiası olduğunda önce fiziki, genital ve laboratuvar incelemesi yapıldığını, mutlaka psikiyatrik değerlendirme de yapıldığını kaydeden Dokgöz, “Adli tıpçılar olarak hepsini bir arada değerlendiririz. Bazen hepsi bir arada olur, bazen sadece çocuk psikiyatri değerlendirmesi ve çizimler vardır, biz o durumda da çocuğun cinsel istismarı tanısını koyarız. Diğer deliller yok diye, fiziksel bir bulgu yok diye cinsel istismar yok denilemez. Çocuğun çizimleri sonucunda ve çocuk psikiyatristi burada çocuk istismarı var demişse bu hem adli tıp açısından hem de hukuki açıdan önemli bir delildir, mahkeme bunu yok sayamaz” ifadelerini kullandı.