Şaşırtan Sonuç: Kutuplaşma AKP'ye Kaybettiriyor

Sosyal Demokrasi Vakfı Başkanı (SODEV) ve AKSOY Araştırma Şirketi'nin kurucusu Ertan Aksoy, siyasilerin gündem belirleyen açıklamalarını ve bu açıklamaların toplum üzerindeki etkilerini anlattı.

Galerinin tamamı için tıklayınız

Cumhuriyet'te yayınlanan Ertan Aksoy yazısı şu şekilde: Biz ve onlar... Çağımız insanının aidiyet ve karşıtlık ilişkisi üzerinden sıklıkla duyduğu, önemsediği ve ne yazık ki benimsediği kelimeler. İster siyasette seçmen, ister ekonomide tüketici olsun herkes kutuplaşmayı besleyen, körükleyen, diri tutan her söylemi duymaya açık ve hazır. Her ne kadar kutuplaşmayı siyaset ile özdeşleştirsek de aslında tüketim tarafında da sıklıkla başvurulan ve sıklıkla sonuç alınabilen bir yol, yöntem. Kutuplaştırma var ise hızlıca yaratılan bir eko çember ve buna dahil olmuş bir kitle de var demektir. Kısa süre içinde bu eko çembere dahil olanlar, sadece bu çemberdeki sesleri duymaya, çember dışına ise kendini kapatmaya başlarlar. Çoğu zaman da farkında olmadan yaparlar bunu. Tüketim alanından vereceğimiz en güçlü örnek; meşhur, yarısı ısırılmış logolu teknoloji markasının yarattığı eko çembere dâhil olan tüketici davranışlarıdır. Kurucusuna hayran olunan bu marka, piyasaya iyi ürünler sürmekle birlikte, çoğu zaman rakiplerine göre inovasyon açısından geriden gelmektedir. Buna karşın bu markanın müşterileri bu durumun farkında olmadığı gibi, tam tersine, yenilik konusunda öncü olduğunu, benzer ürünlerin bu markayı takip ettiğini düşünmektedir. Hapsoldukları eko çember nedeniyle rakiplerin yaptığı birçok yenilikten haberdar değildir. Bu durumun siyasette karşılığı, benzer hali, az gelişmiş demokrasilerin yarattığı sağ popülist liderlerle yönetilen ülkelerde sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Bu ülkelerdeki sağ popülist liderlerin ortak özelliği, yüksek perdeden nutuklar atmak ve kitleleri “biz” ile “onlar” olarak ikiye bölerek, tercihlerini yönetmektir. Oluşturulan “biz” ayrıcalıklıdır. Kural tanımadan, etik sınırlar umursanmadan “biz” korunur, kollanır. İhale verilir, istihdamda öncelik tanınır, sosyal yardımlar yoluyla bağımlı hale getirilir. Türkiye’de 2002 yılından bu yana, AKP ve liderinin, kutuplaştırma siyasetini dayattığı, çok da başarılı bir şekilde sahneye koyduğu hepimizin malumu. Ülkeyi kesintisiz olarak yirmi yıldır yönettiklerine göre, sonuç aldıkları da ortada. Ekonomide alt sorunların olmasına rağmen radikal bir küçülmenin olmadığı, hayat pahalılığının baskın hale gelmediği seçimlerde AKP hep kutuplaşmadan beslenerek çıktı. Aşağıdaki grafikte seçimlerden bir yıl önceki ekonomik büyüme oranlarını görebilirsiniz.