Plutonik olmak; Hades, Ereshkigal ya da Anka…

Plutona ilişkin Mitolojik hikayelerinde; karşımıza babası tarafından yutulan bir erkek figür çıkar karşımıza. Babası tahtını kaybetmesin diye, oğlunu rakip görür ve onu yok etmeye çalışır. Ya da yer altı dünyası, ölüler diyarı tanrısı Hades. Eski Mezopotamya'da ise Ereshkigal çıkar karşımıza, ölüler diyarının kraliçesi. Pluton 1930 yılında keşfedildi, keşfedildiği dönemde dünya büyük bir bunalımın, krizin tam ortasındaydı. Diktatörler ortalıkta cirit atıyordu. Hitler, Mussolini, Franco… Hem cihan harbinin hem de büyük finansal krizin tam ortası, tüm hayatlarını, mal varlıklarını kaybeden, kendi yaşamlarına son veren insanların dönemi. Karanlığın, korkunun, ölümün ortalıkta cirit attığı zamanlar… Ereshkigal Plutonun sembolizmlerinde, hep bir karanlık, ölüm, kriz, derin travmalar, yaralar. Biz bünyesinde çok derin travmaları, yaraları olan, krizlerle beslenen, karanlık tarafı çok olan bir ülkeyiz. Fakat Pluton sadece bunlarla sembolize edilme… Bir diğer anlamları ise, krizleri fırsata dönüştürme, karanlıktan aydınlığa çıkmak, zorlu deneyimler sonucu büyümek ve kontrolü ele almak, değişim-dönüşüm demektir. Anka kuşu hikayesi yine Plutonun olumlu ifadelerinden biridir. Küllerinden yeniden doğmak ve diriliş.