HDP'liler dayak yiyerek mi gerilim yaratıyor?

Şimdi düşünün bunların aynısı CHP’lilere ya da AKP’lilere yapılsaydı...

Gökhan Kaya Gökhan Kaya

HDP gerilimi...

Bu sözcük neredeyse hergün başına başka bir şehir eklenerek günlük medyada yer buluyor seçim sürecinde; Rize’de, Trabzon’da, Uşak’ta, Bilecik’te...

Habere, fotoğraflarına bakıyorsun. HDP’liler öfkeli, azgın bir linç kalabalığının elinden zor kurtulmuş. Genelde bozkurt işareti yapan, elinde Türk bayrağı taşıyan bir güruh tarafından kuşatılmış, dayak yemiş HDP’lilerin fotoğrafları yayılıyor ortalığa.

Şimdi düşünün bunların aynısı CHP’lilere ya da AKP’lilere yapılsaydı...

CHP’liler Hakkari’de kuşatılsa, dayak yese, bayrakları yakılsa aynı medya kuruluşları bu olayın haberini ‘CHP gerilimi’ diye mi verirdi?

Siz hiç bilmem nerede AKP, CHP gerilimi diye bir habere rastladınız mı?

Ben rastlamadım.

Ana akım medya yıllar süren savaş sürecinde gelişmiş, sindirilmiş adı konmamış bir postulaya göre HDP’yi konumlandırıyor ve kodluyor. Yani deniyor ki;

“HDP’nin Batı’daki sadece varlığı bile bir ‘gerilim’ nedenidir!

HDP’ye saldıran vatandaşların onların varlığını yaşadığı yerde istememesi ‘makul’, normal karşılanması gereken bir tepkidir!”

Kusura bakmayın ama bu ‘bölücü’ bir tavırdır.

Adını koyalım, tercümesi; ‘Kürtler dışarıdır’ aslında.

HDP, Kürt Hareketi’nin Türkiye’nin siyasal sistemine eklemlenme projesidir. Aslında tamamen rejimin dışına çıkmış, devletle savaşmış Kürt Hareketi’nin sivilleşme ereğinin yansımasıdır.

HDP’ye yönelik lincin meşru görülmesi Kürt Hareketi’nin Türkiye sınırları içerisinde siyaset yapma çabasının dışlanması, ülkenin fiilen Kürdistan ve Türkiye olarak bölünmesi anlamını taşır.

Zaten bana kalırsa HDP’ye hergün yönelen saldırılar Kürtlere yönelik düşük yoğunluklu bir sivil savaşın örtüsüdür. Bu bağlamda ‘HDP gerilimi’, ‘vatandaş tepki gösterdi’ klişeler masum ve tesadüfi değildir. Kürtlere yönelik ırkçılık ve ayrımcılığın ‘olağanlaştırılması’ manipülasyonudur.

Bir nevi Türk bölücülüğünü teşviktir.

Açık söylüyorum memlekette iç savaşın tohumları atılmak istenmiyorsa devlet, iktidar, muhalefet ve medya bu dilden, söylemden vazgeçmelidir.

HDP’ye yönelik saldırıları meşrulaştıran dil sadece ırkçılığın, ayrımcılığın, ötekileştirmenin ve bölünmenin zeminini güçlendiririr. Vebali büyüktür.