Kösem Sultan’la piyasa yapmak…

Dişe dokunur bir konu ortaya çıktı mı, bundan nemalanmak isteyenlerin sayısı da çok olur. Ya şundadır ya bunda misali isimler üstünden fikirler geliştirilir. Böylece hem kızım sana söylüyorum gelinim sen anla durumu yaratılır, hem de bir nevi bedava reklamcılık yapılır. Nasıl ki, ‘Muhteşem Yüzyıl’ın ardından ekrana getirilmesi düşünülen ‘Kösem Sultan’da...

Anibal Güleroğlu Anibal Güleroğlu

Meryem Uzerli’nin varlığıyla havasını yakalayan Hürrem yönetimindeki Harem ile tarih tartışmacılarının ağzına sakız olup nihayetinde tükenmişlik sendromuna ulaşan ‘Muhteşem Yüzyıl’ın finalinde ilk sinyalini veren ‘Kösem Sultan’ o andan itibaren de ağızları sulandıran başrol pozisyonunu spekülasyonlara açmış oldu. Meryem Uzerli, Bergüzar Korel, Tuba Büyüküstün de dâhil olmak üzere farklı isimlerle bağdaştırıldı ‘Kösem Sultan’ rolü. Sonra, Beren Saat ismiyle kulislere mola verildi bir süreliğine.

Yeni sezona doğru yol aldığımız şu günlerde gördük ki tekrar alevlenmiş ‘Kösem Sultan’ olma hevesi. Arka arkaya medyada yer buldu haberleri. Sinem Kobal’le prensipte anlaşıldığıysa fazlaca uçanların komedisiydi. Aslında kimilerinin sazan gibi atladığı bu olan biten tek cümlelik yorumla izah edilebilir… Maksat, piyasa yapmak! Malumun ilamından öteye geçemeyen bu piyasaya bir yorum da bizden gelsin…

KÖSEM, ÖRTÜŞMEYLE Mİ RESTLEŞMEYLE Mİ BELLİ OLDU?

Çok söyleme yüzsüz edersin denirmiş eskiden. Şimdilerde çok söylenenler, sürekli göz önüne çıkartılanlar daha bir revaçta oluyor. Tarihçi yazar Murat Bardakçı’nın da işaret ettiği üzere, Topkapı Sarayı’ndaki farelere karşı Ankara ve sokak kedisi beslendiği gerçeğini atlayarak İran kedisini kucaklayan Hülya Avşar’ın ‘Safiye Sultan’ rolü üstünden sansasyon başlatma sürecine giren ‘Kösem Sultan’ projesi de böyle… İkide bir çeşitli isimleri ve arayışları öne çıkartarak Eylül’deki yayınından önce sıkça adından bahsettirmeyi başardı. Özellikle üstünde durulan detay, Kösem Sultan’ın kim olacağıydı tabii.

Peki, bu kadar mı zordu Kösem’i bulmak? Yoo, hiç değildi aslında. Dizi sektörümüzdeki kalite yükselişine öncülük ettiği gerçek olan TİMS Production’ın, Kösem rolü için Beren Saat’i düşündüğü hep gündemdeydi zaten. Buna karşılık haber yayma kuşlarına göre, Kösem’in gençlik halini canlandırıp sonra rolü Beren’e teslim edecek isim için kafa patlatılıyordu. Kılı kırk yaran arayışlarda sözde binlerce aday arasından titiz bir çalışma yürütülüyordu. Hatta bir ara Bensu Soral’in ismi bile düştü magazine. Beren’in Kösem rolünü reddettiği balonu gibi, bir yığın laf kalabalığının arasından gelinen nokta; Kösem’in gençliğini, ilk fragmandaki Güneş Nezihe Şensoy’un canlandıracağı, sonrasında Beren Saat ile devam edileceği.

Oysa daha birkaç gün önce Timur Savcı’nın yeni bir isim bulma ısrarı ve Beren Saat’i yedekte bekleten yapımcının B planından bahsedilerek, tanınmamış birine rolü vermek için 10 adayla deneme çekimleri yaptığı haberi yayılmamış mıydı? Nasıl ki, gençlik dönemini canlandıracak oyuncu aşaması için de aynısı söylenmişti! Hepsi kof çıktı sanki bu gelinen noktayla. O zaman medyadaki bu yaygaracılık niyeydi?

Binlerce adayla deneme çekimiymiş, oymuş buymuş… Ne oldu onlara? Onca kişi arasından tanınmamış yani yabancı hayranlığıyla dilimize yerleşen ‘no name’ birisi bulunamadı mı Kösem Sultan rolüne de, ta en baştan belli olan iki isimde karar kılındı? Hâlbuki bir yığın oyunculuk eğitimi almış genç vardı bu ülkede… Hatta tıpkı Hürrem’de olduğu gibi yabancı ülkede yetişen de bir doluydu. Demek ki, ya hiçbirinde Kösem’i layıkıyla yansıtacak yetenek yoktu da denemelerden bir şey çıkmadı… Ya da tümü magazinin gaz verme yaygarasıydı.

Bu iki ihtimal de sistem adına vahim şeyler. Zira şayet yapılmışsa, bir yığın deneme çekiminden Kösem rolüyle ve projeyle örtüşecek birinin çıkmaması, oyuncu yetiştirenler adına akıl alacak bir durum değil. Reklamvari haberciliğin modaya dönüşmesi de öyle. Ancak bunlardan daha vahimi var… O da, ‘Kösem Sultan’ rolünün pazarlıkla belirlenmesi!

Diyeceğim o ki; Beren Saat’in haftalık kaşesini yüksek bulup ‘Aklında tanınmamış biriyle çalışmak var’ haberleri eşliğinde yeni isim arayışına girmek… Daha bunun mürekkebi kurumamışken gelen anlaşma haberiyle ismi resmileştirmek… Tüm bunlar, ‘Kösem Sultan’ rolünün ‘örtüşmeyle’ değil de ‘restleşmeyle’ netleştiğini gösteren bir durum. Tarafların memnun kaldığı bu restleşmeli örtüşmeden doğacak sonuçtan izleyici ne kadar hoşnut olacak derseniz… Eleştirilere fazlasıyla kapalı olan sektörde bunun önemseneceğini hiç sanmam.

BEREN SAAT BAŞARILI BİR KÖSEM ÇIKARTIR MI?

Yedinci bölümde diziye dâhil olacağı için Malibu’ya da, uzaya da gitmekte serbest olan Beren Saat’in ‘Kösem Sultan’ rolünün şu an için kesinleştiğini varsaydığımızda, dizide iki önemli kadın karakter çıkıyor karşımıza… Biri Kösem, diğeri de Safiye Sultan.

Hülya Avşar’ın canlandıracağı şıp diye kesinleşen ve kucağındaki kedinin dışında peki gündeme gelmeyen Safiye Sultan kim? 12 yaşında Osmanlı korsanları tarafından kaçırılıp 13 yaşında Pera’daki köle pazarına getirilen… Güzelliğiyle nam salarak III. Murad’ın annesi Nurbanu Sultan’ın dikkatini çeken Sofia, 15 yaşında III. Murad’a sunulmuş bir devşirme. Safiye adı verilen Sofia’nin beline kadar uzanan sarı saçları, kocaman gözleri, uzun boyu ve beyaz teni varmış. Oğlu III. Mehmed’in tahta geçmesiyle Valide Sultan olarak güçlenen Safiye, hırslı biriymiş. Bunun ispatı da III. Mehmed’in büyük oğlu Mahmud’u yani kendi öz torununun ve onun annesinin öldürülmesini sağlaması!

Bu tarihi profili Hülya Avşar ile özdeşleştirdiğimizde, Hülya Avşar gerek duruşu, gerekse güçlü karakteri canlandırma özelliğiyle Safiye Sultan’a denk düşen bir isim konumunda. Yani henüz izlemeden dahi bu seçimin yerinde olduğunu söyleyebiliriz. Tabii içerikte nasıl bir tablo çıkar karşımıza bilemeyiz. Onu da izledikten sonra değerlendireceğiz nasılsa.

I. Ahmed’in tahta çıktığı dönemde de Harem’i yönetmeyi sürdüren güçlü Safiye Sultan’ı gözden düşürüp eski saraya sürgün ettiren Kösem Sultan’a gelince...

Anastasya isimli Rum asıllı cariye olarak saraya gelen, 15 yaşındayken I. Ahmed’e haseki olan ve dört padişah döneminde etkisini gösterip ‘vâlide-i muazzama’ haline gelen Kösem ile Beren Saat’in naif duruşunu pek özdeştiremediğimi daha önce de ele almıştım. Tarihi anlatımlara baktığımızda, ‘Ay yüzlü’ anlamına gelen Mahpeyker ismiyle de anılan Kösem’in fiziki görünümünün, güçlü kişiliğini yansıttığının tasvir edilmesi de beni haklı çıkartan yönde. Dolayısıyla uzun boylu, balıketli ve kahverengi kıvırcık saçlı olarak resmedilen Kösem Sultan karakterinde, güçlü kişiliği yansıtmak hususunda, Beren Saat’in role ağırlığını koyabileceği konusunda kuşkuluyum. Buna karşılık henüz icra edilmemiş bir rol için de başarı konusunda fazla önyargılı olmamaktan yanayım. Temennim, başarıldığını görüp haksız çıkmak.

Neticede; Farklı oyuncuların ismi üzerinden yol alarak set ve cast çalışmalarını başlatan… Bu esnada da bolca ismi tekrarlanan ‘Kösem Sultan’ı değerlendirmek için şunun şurasında 2-3 ay gibi kısa bir süre kaldı. Hülya Avşar ve Beren Saat’in dışında Mete Horozoğlu’ndan Alican Yücesoy’a, Fikret Kuşkan’dan Erkan Kolçak Köstendil’e, Yıldız Çağrı Atiksoy’dan Esra Dermancıoğlu ve dahi Aslıhan Gürbüz’e… Medyada dillendirilen isimlerden hangilerinin gerçekten kadroda yer alacağını… Rolleriyle ve projeyle ne oranda özdeşleşeceklerini… Safiye Sultan itibariyle dönem tarihinin nasıl yansıtılacağını hep birlikte göreceğiz. Hani derler ya… Gelin binmiş deveye, gör ki kısmet nereye! Yolları açık olsun.

Anibal GÜLEROĞLU

guleranibal@yahoo.com

www.twitter.com/guleranibal