İlişki Durumu Karışık’ta başarının sırrı

‘İyi bir filmin kusurları olması gerekir… Hayat gibi, insanlar gibi’ demiş ünlü yönetmen Federico Fellini. Bu sözü abartarak anlayan kimileri senaryolarını baştan sona kusurlu yaratıp hayatın ve insanların gerçeğini aşan saçma sapan kurgular karşımıza çıkartadursun, ‘İyi ki varsınız’ dedirten Kore ve ABD yapımlarından uyarlamalar sayesinde ekranlarımızda nadiren de...

Anibal Güleroğlu Anibal Güleroğlu

Gerçi örnek alıp özgünleşmek yerine, direk kopyala yapıştır uygulamasına ağırlık veriliyor ama… Yine de ıvır zıvırların karanlık tablosu arasında ışığa dönüşen bu dizilere bakıp şükretmemek elde değil.

Yapımcılara malzeme olan Kore dizilerini uyarlama merakımıza son halka olarak katılan ve Show TV’ye zirveyi tattıran ‘İlişki Durumu Karışık’ da bu mantıkla değerlendirilmesi gereken bir yapım. Buna karşılık, özellikle orijinali izlemeyenler için ideal romantik komedi kıvamında diyebileceğimiz bu işin başarısına yönelik yorumlar da çeşit çeşit.

2004 yapımı ‘Full House/ Poolha Wooseu’ isimli Kore dizisinden uyarlanan içeriğin orijinaliyle paralel gidişini algılamadan ipe sapa gelmez eleştirilerle ‘basit’ bulanlar da var… Orijinaliyle kıyaslayıp yerlisini beğenmeyenler de! Hatta kimilerince çalıntı damgasını bile yemiş, sürekli uyarlama olduğu vurgulandığı halde. Bunca yorum çeşnisi arasında ‘İlişki Durumu Karışık’ için bizim de söyleyecek birkaç çift sözümüz olacak elbet.

BAŞARIYA GİDEN YOL BASİTLİKTEN GEÇMEZ

Hani ‘Tencere dibin kara, seninki benden kara’ durumu vardır ya… Şimdiye kadarki romantik komedilerin basitliğini, karakter klişelerini ve tıpkılaşmadan doğan bıktırıcılığı görmezden gelip, ‘İlişki Durumu Karışık’ dizisinin konusunu basit bulmak da işte öyle bir şey! El insaf. Diziyi basit bulanlara soruyorum… Bizimkiler içinde dişe dokunur öyküsü olan, uzun uzadıya düşünülerek yaratılan tek bir romantik komedi gösterebilir misiniz? Ne mümkün.

Saçma tesadüfler, ayarsız kızlar ve onlara abayı yakan zevzek tipli erkekler çevresinde dönen bir rutin, farklı isimler altında ‘romantik komedi’ diye yedirilmiyor mu bize? Yani olay, basitlikse bizim romantik komedilerin cümlesi aynı. Kaldı ki, sadece romantik komedilerin değil yerli dizilerin hemen hepsinin benzer yol haritası izlediğini, karakterlerinin klişeliğini ve lastik gibi uzatılan içeriklerinin mantıksızlığını defalarca yazdım zaten.

Dolayısıyla tutup da, uyarlama senaryosuyla farklı bir romantik komedi tadı yaratarak bu klişelerden ayrışan, ‘İlişki Durumu Karışık’ dizisine ‘basit’ demek abesle iştigal. Hele bu anlam kargaşasında basitliği, ‘başarı’ olgusuyla bütünleştirmek daha da vahim bir durum. Çünkü asıl başarı ve kalite, yaratılması güç olan karmaşık konuları mantık çerçevesinde buluşturarak layıkıyla canlandırıp yönetme becerisidir… Ki bunun örneğini de, en güncelinden ‘Tatlı Küçük Yalancılar’ ile onun orijinali gibi iç içe geçmiş örgülere sahip diziler gayet net göstermekte.

Sözün kısası, başarıya giden yol basitlikten geçmez. Tabii nihayetinde basitlik ve başarı kavramları da algı meselesi… Komplike konular; düşünmeyi, dikkat becerisini ve anlayış çıtasının yüksekliğini gerektirir. Böylesi çalışmalar sundukça izleyici çıtası da ister istemez yükselir. Ama bizde bu bakış açısı hâkim olmadığından kolaycılığa yönelip uğraşa girmekten kaçınıldığı da bir gerçek. Öte yandan başarı olayına; kariyer sahibi kadınları, kıskanç ve sevilmeye layık olmayan sorunlu dişi pozisyonuna düşüren dizilerdeki ‘basit’ kızların zengin erkekleri tavlamaları açısından bakılıyorsa… Ona da diyeceğimiz yok. Bu zihniyettekiler basitliğin, başarı getirdiğini düşünmeye devam edebilirler. Fikirler özgürdür neticede!

MEVCUTLARDAN FARKLI BİR ROMANTİK KOMEDİ

Basitlikle başarının ilişkisizliğini saptadıktan sonra ilk bölümlerin sınavını yüz akıyla veren ‘İlişki Durumu Karışık’ı değerlendirmeye geçtiğimizde… Eski günlerdeki gibi fantastik üçlü oluşturmak isteyen Elif, Murat ve Can’ın arasına kara kedi gibi giren Ayşegül’ü odağına alan öyküsüyle, mevcutlardan farklı bir romantik komedi kimliğinde buluştu izleyicisiyle.

Meryl Streep ve Alec Baldwin’in başrolünde yer aldığı romantik komedi ‘İlişki Durumu: Karmaşık’ filmiyle de ismen benzeşen diziye bu farklılığı veren unsur, tabii ki orijinal senaryonun başarısı. Aslını izleyenlere çok bir şey ifade etmese bile, orijinaline sadık kalarak ilerlediğinden konunun mantığı da, karakterler de uyum içinde. Ünlü ve şımarık duruşunun arka planında duygusal ve merhametli bir kişilik taşıyan Lee Young’ı Can olarak veren dizide Ayşegül-Han Jin, Elif-Kang Hye, Murat da Yoo Min kimliklerinde oldukça başarılılar.

Arkadaş kazığına kurban giden Ayşegül ile Can’ın başlangıçtaki tanışma faslında biraz değişim yaratıp ‘kusma’ olayını uçak yerine Cadillac’a taşıyan dizide, orijinalinden farklılık gösteren bölümler de falsosuz. Lokanta buluşmasını, orijinalindeki ‘evin satışını konuşma’ halinden, Ayşegül’ü Murat’ın sevgilisi sanan Can’ın arabuluculuk isteğine çevirerek bizdeki süre olayını dolduracak ilave gelişimler yaratılmış haliyle. Bu gibi detaylar dışında ev temizliğinden, anlaşmalı evliliğe ve evi geri alma şartına kadar pek çok şey aynı.

Dolayısıyla şayet bu tempodan sapma yaşanmazsa, eğlendiriciliği ve aşk halleri tastamam bir ‘aşk dörtgeni’ izleyeceğiz ‘İlişki Durumu Karışık’ta... Şöyle ki; Zamanla Ayşegül Can’a âşık olduğunu fark edecek… Can, Elif’e sevdasını sürdürdüğünü sanırken Ayşegül’ü sevecek… Elif Murat’a platonik tutkusunu sürdürüp karşılık bekleyecek… Murat ise Elif’in yıllardır beslediği hisleri görmezden gelip Ayşegül’e vurulacak. Böylece aşk üçgenlerinden bıktığımız romantik komedi kuşağında ilişkileri karmaşıklaştıran aşk dörtgeniyle yol alacağız. Yolumuz açık olsun.

DİZİNİN BEĞENİLMESİNE KATKIDA BULUNANLAR

Orijinal senaryo ve karakter denkliğinin dışında ‘İlişki Durumu Karışık’ dizisini başarılı kılan unsurlar nedir diye baktığımızda… Yazmaktan ziyade, yazılanları beğendirmenin zorluğunu işaret ederek sektörel mesajını veren dizide bazı temel avantajlar göze çarpmakta.

Survivor’ın bitmesiyle rakipsiz hale gelen Cumartesi ekranını tercih edilmesi, ilk avantaj… Böylece adeta birinciliği garantileyerek çıkıldı yola. Nitekim kış yoğunluğunda umduğunu bulamayan Show TV, bu akılcılık sonucunda yüz güldüren reytinglerle ödülünü de aldı.

İkinci avantaj, önceki dizilerde karakterleri güzel işlenmediği için performansından yeterince faydalanılamadığını düşündüğüm, Berk Oktay’ın varlığı. Duruşuyla, bakışlarıyla ve ses tonuyla Can rolünün hakkını veren oyuncunun hayran kitlesinin bu dizinin devamında katkısı büyük olacaktır. Ayşegül’le birlikteliğinden çıkacak AyCan veya CanAy fanlarının desteği sürerse, ‘İlişki Durumu Karışık’ büyük olasılıkla yazdan kışa sarkabilir. Tabii konusu da cıvıtmazsa!

Bunların dışında diğer avantajlar, temel karakterleri yansıtan isimlerin başarısında gizli. Murat karakterini canlandıran Pamir Pekin’in karizmatik çekiciliği… Elif rolündeki Eda Ece’nin ‘Pis Yedili’den hafızalara kazınan ölçülü duruşu… Mert Türkoğlu’nun ‘hallederiz’ formatındaki tembel-uyanık Efe’si… Özlem Öçalmaz’ın hamileliği, arkadaşını kazıklama sömürüsüne çeviren Ece’si… Diziye aşk ve komedi tadını veren unsurlardan. Küçümsediği gelinine ‘Su’lu isim takma isteğiyle, kendi mazisini unutan sonradan görme kaynanalara güzel bir örnek yaratan Media rolünde izlediğimiz Nurseli İdiz’in deneyimli performansı… Yanı sıra torunu Can ile babasından daha çok ilgilenen İsmail Dede’yi tontonlaştıran Sezai Altekin’in usta varlığı… Bunlar da dizi başarısına ailevi yönden katkılarda bulunan hoşluklardan. Hepsinin birleşiminden ortaya çıkan sonuç; ‘İlişki Durumu Karışık’ uyarlamasının başarısı!

SEREN ŞİRİNCE YARIŞMA GÜZELLERİNE BİN BASTI!

Dizinin elini güçlendiren avantajları sayarken dikkat ettiyseniz Ayşegül karakterini atladık. Kötü olduğundan mı? Tabii ki hayır. Bunu es geçtim çünkü başarıdaki en önemli detay, Ayşegül’ü canlandıran Seren Şirince…

‘Ufak tefek gördün de Karamürsel sepeti mi sandın’ dedirtircesine dizide boy gösterirken, ortalıkta salınmanın dışında pek bir şey sergileyemeyen boylu poslu yarışma güzellerine bin basan Seren Şirince, maşallah bir hayli becerikli. Cıvıl cıvıl bakışlara sahip, hareketleri sevimli ve en önemlisi de yaptıkları ‘rol’ gibi sırıtmıyor, çok doğal duruyor.

Yani dizideki erkeklerle boy farkı göze çarpıp takoz önerilerine yol açsa dahi, bana göre hiç önemli değil. Zira duyguları gayet güzel aktaran oyunculuğundaki samimiyet bu küçük ayrıntıyı rahatlıkla pasifize ediyor. Kısacası ben, içerikte de sürekli boyundan dolayı iğneleyici repliklere maruz kalan Ayşegül nezdinde, Seren Şirince’nin şirin mi şirin duruşunu, konuşmasından hareketlerine izleyiciyi kavrayan performansındaki içtenliği çok sevdim.

Öte yandan ilk bakışta Ayşegül’ün kıvırcık saçlı tipini, hareketlerini ‘Acil Aşk Aranıyor’un başarısına katkıda bulunan Nisan karakteriyle denkleştirerek eleştirmek de mümkün. Ama kim ne derse desin tüm bu özellikler, Seren Şirince sayesinde bir başka havaya bürünüyor. Yani burada olay benzerliklere takılıp kalmanın ötesinde, sunumdaki özgünlükte gizli!

Bu noktada senaryoda imzası bulunan Banu Kiremitçi Bozkurt’u da tebrik etmek lazım. Zira diğer romantik komedilerdeki gibi zekâsından şüphe duyulacak, basit ve şamatacı bir Ayşegül tipi çıkarmamış karşımıza. Hem uyarlamayı bozmamış hem de aklı başında ama komik, saf ama şapşal olmayan kızlarla da romantik komedi yapılabileceğini ispatlamış. Diğerlerine örnek olması temennimiz.

Sonuçta; Can-Ayşegül çiftiyle romantizmin mizahına dalan, Ece-Efe çiftiyle ‘En yakın arkadaşına bile güvenme’ mesajını verip komedi yüzünü öne çıkartan, Elif-Murat ile de karşılıksız aşkın renkliliğini yansıtan… Kısacası Bülent İşbilen’in başarılı yönetiminde bütünlüğünü oluşturup, mükemmel bir dengeyle ilerleyen ‘İlişki Durumu Karışık’ yaz sezonunun kalitelilerinden… Ve dahi ‘İstenince sulu cırtlaklığa kaçılmadan da romantik komedi yaratılabiliniyormuş’ dedirten eğlenceli bir romantik komedi numunesi… Bir de iyi oyunculuğun fiziki avantajlara sahip manken edasıyla değil, natürel halde sergilenen rol yeteneğiyle olacağının göstergesi! Bundan ötesi takoz, makoz…

Anibal GÜLEROĞLU

guleranibal@yahoo.com

www.twitter.com/guleranibal