Yaz ekranlarında tablo nasıl?

Yabancıların sunduğu yaz dizisi çeşnisine karşı bizdeki yaz ekranında tablo pek de iç açıcı değil hatta oldukça limoni.

Anibal Güleroğlu Anibal Güleroğlu

Değişen yaşam şartlarıyla birlikte insanların alışkanlıkları da farklılaşıyor kuşkusuz. İletişim aracı olmanın ötesinde büyük kesimler için başlıca eğlence olmayı sürdüren televizyon alemi de bu farklılaşma evresinden nasiplenmekte kendince.

Nitekim yaz sezonu dendi mi, yeni yüzlere kadroda yer bulma fırsatı yaratan alelusul dizi bolluğu akla gelirdi. Şimdiyse durum değişti. Eskiye kıyasla çok daha az dizinin izleyiciyle buluştuğu ve sezon işlerinden tanınan yüzlerin yer aldığı sayılı yapımla yürütülen bir yaz ekranıyla karşı karşıyayız.

Yani eski yaz dizisi mantığında farklılaşma yaşanmakta ekranlarda. Zira bu süreçte devreye sokulan işler, yaza mahsus bir yapım olmanın ötesine geçmeyi hedefler görünmekte.

Bununla beraber kışın ağıtçı-haykırışçı-mafyatik dizilerinden bunalanlar için romantik komedi tadındaki cıvıl cıvıl içeriklerin, gençlik dizilerindeki enerjinin yerinin bir başka olduğu muhakkak. Bu tarz içerikler, güneşli günlerin yarattığı rehavetle, kafa dağıtma ve gevşeme beklentisine daha yakışmakta.

Ne var ki, nasihatçi öğelerle bezeli dramatikliğe kaliteli komediden daha fazla değer veren kafa yapısı sayesinde, sezonun bitişiyle boy gösteren diziler arasında da kışın ağırlığını taşıyan senaryolar kendilerine daha rahat yer bulmakta.

Öte yandan yaz ekranlarının genel itibariyle izleyiciye bol seçenek sunma özelliğinden uzak olduğunu da belirtmekte fayda var. Eldeki mevcutların ne denli tatmin yaratabildiği de meçhul. Hal böyleyken kanallar bazında yaz ekranını değerlendirecek olursak…

ATV’NİN AĞIR YAZ HAVASI

Yaz eğlenceliği formatına pek denk düşmeyen iki yeni diziyle yazı karşılayıp sezon alışkanlığını sürdüren ATV, gerek ‘Canevim’de gerekse ‘Kimse Bilmez’de romantizm veya komediden ziyade ağır havadan takılma yolunu seçenlerden. Bunda başarılı mı derseniz…

Keremcem ve Engin Hepileri’yi buluşturan ‘Kimse Bilmez’in oluşum yapısı ‘Kertenkele’nin mantığını anımsattı diyebilirim ilk etapta. Aldığı reytinglerle ‘Canevim’in gerisinde kalan ve çocuk-kadın ayırmadan insanlara bolca silah çekilen ekranlarda ‘Hayvana silah çekilir mi’ mesajıyla fark yaratır hale gelmeye çabalayan ‘Kimse Bilmez’e baktığımızda, ilk sezonuyla hayli izleyici toplamakla birlikte devamında başarısını sürdüremeyen ‘Kertenkele’nin daha ağır abi takılan versiyonu gibi bir tabloyla karşılaştık zira.

Kendisine yakıştırılan ‘Hoca’ sıfatıyla insanlara yol gösteren Ali’nin, Sevda ve Uygar ile kesişen yollarından türetilen hikâyenin devamı nasıl gelecek göreceğiz ama Pilot lakaplı Süleyman, Ali’ye vurgun Eczacı Duygu ve Hüdaverdi gibi karakterlerle yaratılan atmosfer ‘Kertenkele’nin tadını hissettirdi açıkçası.

Taylan ve Ceylan’ı kötülük-iyilik ikileminde buluştururken aynı zamanda fakir ve zengin ailelerin iç dünyasını da kıyaslamaya açan ‘Canevim’ ise tam anlamıyla ‘Kırgın Çiçekler’ havasında bir çalışma olarak durmakta. Şöyle ki; Aile büyüklerinin hatalı davranışları sonucu kişilikleri bozulan ve yaşamları yozlaşan evlatlar… Yaşadığı kötü deneyimin hıncını evladını terk ederek ve ona öfkesini yönelterek çıkartmaya çalışan anne… Annesi terk ettiği için anneannesini anne bilen masum küçük kız…

Her durumda verilecek bir nasihati bulunan ve Hızır gibi yetişen Hacı Anne… İyiliğin arkasına gizlenen kötülükler… Ve kötü görünenin aslında iyi olma ihtimali… Tüm bu özelliklerle ekrana çıkartılan ‘Canevim’de içerik ve karakterler farklı olsa bile ‘Kırgın Çiçekler’in dram yüklü ağır atmosferini solumamak mümkün mü? Keza Özgür Çevik ve Biran Damla Yılmaz’ın varlığı da ‘Kırgın Çiçekler’in hatırasını perçinlemekte.

Diyeceğim o ki; Gündüz kuşağını Müge Anlı, Esra Erol programlarıyla ve ‘Beni Bırakma’ dizisiyle doldurmayı sürdüren… ‘Kim Milyoner Olmak İster’i de joker gibi boşluklar için kullanan… Aynı tarzın uzantıları olan ‘Kanatsız Kuşlar’ ve ‘Kırgın Çiçekler’ dizilerinin tekrarlarıyla yaza dramatik açıdan bakmaktaki ısrarcılığını sürdüren… ‘Hercai’yi yeniden başlatarak akşam akışındaki dizi eksiğini gideren ATV’de yaz ekranı, aynı mantık çerçevesinde yaratılan içeriklerle ağlaklık ve ders vericiliğin ağırlığı altında!

KANAL D’NİN TEK KURTARICISI ‘TEKRAR MERAKI’

Başlangıçtaki anlamsız gurur handikabını bir nebze aşıp içerik yönünden belini doğrultan ‘Leke’yi noktalamak yerine sezon finaline yollayarak yerinde bir karara imza atan Kanal D, yaz ekranını, romantik komedisini başarıyla yansıtarak yola çıkan ‘Afili Aşk’ ile eski dizilerin tekrarına emanet etmiş durumda.

‘Yaralı Kuşlar’, ‘Aşk-ı Memnu’, ‘Çocuklar Duymasın’ ve ‘Poyraz Karayel’in tekrarları sayesinde yayın akışını doldurarak günü kurtarma yoluna giden kanalın yaz menüsünde yerli-yabancı filmler ve ‘Çarkıfelek’ de mevcut. Yanı sıra finalindeki yarım saate varan reklam-dizi tanıtımı kuşağıyla izleyiciyi canından bezdiren ve tat kaçıran ‘Benimle Söyle’nin varlığını da unutmamak lazım.

Kısacası; Şimdilik tek yeni dizi ile atağını sınırlayan Kanal D’nin yaz ekranındaki yegâne kurtarıcısı ‘tekrar merakı’. Bu merak yeterli mi peki? Bana göre değil ama balık hafızasıyla tekrarları izlemekten bıkmayanlara bir şey diyemeyiz tabii.

STAR’DA ROMANTİK KOMEDİ KOZU

‘Kapanmadan Kazan’ ve ‘Eyvah Düşüyorum’ programlarıyla yarışmacılara hitap eden Star’ın yaz ekranında ortaya koyduğu tablo tatmin edici mi diye sorgularsak… Ağız dolusu bir ‘Evet’ diyemeyiz kuşkusuz. Çünkü burada da şimdilik tek bir yeni dizi var… ‘Benim Tatlı Yalanım’!

Ayrıca ‘Erkenci Kuş’u da yeni bölümleriyle ekrana getirmeyi sürdürerek dizi seçkisini ikide tutan kanalın da yayın akışını doldurmak için seçtiği formül dizi tekrarları. ‘Kiralık Aşk’, ‘Kaderimin Yazıldığı Gün’, ‘Geniş Aile’, ‘Kardeş Çocukları’ gibi dizilerden fırsat kalınca da yerli-yabancı sinema tekrarları sokuluyor devreye.

Anlayacağınız Star cephesinde de yaza özel ciddi bir yenilik olmamakla birlikte ‘Benim Tatlı Yalanım’ ve ‘Erkenci Kuş’un eğlendirici varlıkları, romantik komedi kozu olarak öne çıkmakta.

FOX’TA YAZ KEYFİ ‘YENİ FİLMLER’ Mİ?

En büyük reyting kapısı ‘Fatih Portakal ile Ana Haber’ olan FOX’un yaz ekranındaki dizi hamlesi ‘Her Yerde Sen’ oldu malumunuz. Özünde eğlenceli ve mantığı dibe vurmamış bir romantik komedi diyebiliriz bu iş için. Furkan Andıç, Aybüke Pusat, Ali Yağcı gibi isimlerin başı çektiği yapımın içeriği de klişeleri göze batmadan yediren türden.

Tüm kadrosuyla kıpır kıpır bir hava estiren dizinin atmosferindeki renklilikse, tam yaz yapımı tadında. Ama aynı zamanda sezona da uzanabilecek bir potansiyelin habercisi gibi durmakta. Dördün altına düşmeyen reytingleriyse bu haberciliği perçinlemekte. Tabii romantik komedinin ilerleyen bölümlerde suyunun çıkartılmaması kaydıyla!

Peki, bunun ötesinde ne var FOX’ta derseniz… Gündüz kuşağında Zuhal Topal’i sürdürüp ‘Şevkat Yerimdar’ tekrarlarını yayın akışına koyan kanaldaki yarışma seçenekleri, ‘Yaparsın Aşkım’ ile ‘The Taste Türkiye’. Yanı sıra sinema meraklıları da unutulmuyor tabii. Hâlihazırda haftanın iki gecesi film mevcut... İlk kez TV’de yer alan ‘Cingöz Recai: Bir Efsanenin Dönüşü’ bu noktada kayda değer bir örnek olarak durmakta.

Dolayısıyla FOX’ta yaz keyfi büyük ölçüde yeni filmler izlemek desek yeridir. Kuşkusuz bu keyfin birkaç filmle sınırlı bırakılmaması şart. Şayet yeni filmlere ağırlık verilirse bu fark FOX’un yaz keyfine dönüşebilir. Yaz boyu beyazperdede sükse yapan işleri FOX’ta görmek umuduyla…

SHOW EKRANI TAM ŞOV

Adının hakkını vermek istercesine diziden ziyade şov programlarına yönelen Show TV’nin yaz ekranında ‘Kendine İyi Bak’, ‘Kuaförüm Sensin’ gibi programlar gündüz kuşağını renklendirmekte. Meraklıları varsa ne âlâ…

‘Şaşkın Canavar’ gibi TV’de ilk kez ibareli yabancı filmlerle sinema eğlencesinin de bir nebze hakkını veren Show’un yeni dizi arayışına girmemesi bir yana, dizi tekrarı da oldukça sınırlı. Bu noktada ‘Yeni Gelin’ ve ‘Gülümse Yeter’i seçen kanalda ‘Lezzet Kuşağı’ ve ‘Gelin Evi All Star’ da yayın akışı içinde tekrarlarıyla yer bularak şov eksiğini gidermekte.

Yerli film seçkisinde komedi işlerine ağırlık vermeyi seçerek yaz şovunu gerçekleştiren Show’un akşam kuşağındaki en önemli kozuysa, yeni bölümüyle ve tekrarlarıyla üç gün yayınlanıp hayli ilgi toplayan ‘Güldür Güldür Show’! Dolayısıyla şovlardan ibaret Show ekranında yaz dizisine pek ihtiyaç duyulmuyor desek yeridir.

TV 8’DE EĞLENCE TAM GAZ

Türkiye’nin eğlence kanalı olarak varlığını sürdüren ve arada dizi hamleleriyle de dikkat çeken TV 8’de, atışmalarla renklendirilen yarışmaların yarattığı çekişmeci ortam sayesinde eğlence tam gaz sürmekte.

Her gün ekranda yer bulan ‘Survivor’ ve ‘Yemekteyiz’ programları da, ‘Gel Konuşalım’ ve ‘Gerçeğin Peşinde’ programlarını canlı veren kanalın en kayda değer günlük eğlencelikleri durumunda. İlaveten hafta sonları ‘Jet Sosyete’ dizisi ve ‘Arkadaşım Hoş geldin’, ‘Çok Güzel Hareketler Bunlar’ gibi sahne şovlarının tekrarlarıyla ‘Çook Yaşa’ programı mevcut. Yani magazine de oynayıp her telden çalan bir eğlence menüsüne sahip TV 8 ekranı. Bu doğrultuda tam gaz eğlencesiyle, yaz boşluğunda kendi kitlesini oluşturacağı muhakkak.

TRT 1’İN ELİNDEN GELEN BU MU?

Muhteşem Kraliçe, Baba Candır, Kalk Gidelim, Seksenler, Hangimiz Sevmedik, Vuslat derken sevilen dizilerinin tekrarlarını peş peşe vererek yayın akışını doldurmayı seçen TRT 1’in yaz ekranında yeni dizi adına şu an için bir atılım görünmemekte.

‘Tek Yürek’ ve ‘Tozkoparan’ dizilerinin yanı sıra ‘Aileler Yarışıyor’ ve ‘Rastgele’ yarışmalarıyla aile boyu yaz eğlenceliğini oluşturan kanala baktığımızda akşam kuşağında öne çıkan detay, yerli sinemanın başarılı örneklerine yer verilmesi! Yani TRT 1’de yaz ortamı için ekstradan bir çaba gözlenmemekte. Hal böyle olunca da ister istemez bir sıradanlık gelişiyor. Dev bütçeli işlere imza atan kurumun niçin yaz ekranını oluştururken özel bir çaba sarf etmediği ve ‘‘TRT 1’in elinden gelen bu mu’’ sorusu düşüyor akıllara.

Gönül isterdi ki, bütçe sıkıntısı yaşama kaygısı taşımayan ve ‘Ev Sineması’ gibi hamlelerle farklılığını yansıtan TRT 1 yayıncılığı özel kanallar gibi dizi tekrarlarına sığınarak yayın akışını doldurmak yerine, birbirinden farklı yeni yapımlarla renklendirme yoluna gitseydi yaz ekranını. Ama buna ihtiyaç duyulmamış ne yazık ki! Hayal kırıklığı yaşadım doğrusu.

SONUÇTA: Yabancıların sunduğu yaz dizisi çeşnisine karşı bizdeki yaz ekranında tablo pek de iç açıcı değil hatta oldukça limoni. Zira tatil beldelerine koşturamayan, yazlık mekânlara akamayan ve geçim derdiyle boğuşurken tek eğlencesi televizyon dünyasının sunduklarından ibaret olanlara layık görülenler tekrarlardan ve kolaycılıktan ibaret!

Seçim yenileme atışmalarının egemenliği altındaki haberciliğin yarattığı ruhsal ve zihinsel yorgunluğun yansımalarını hafifletecek yaz eğlenceliklerinden yoksun bir tabloyla yaza giren ekranlarda bu aşamanın devamında da ciddi bir çaba görmeye çalışmak nafile. ‘Yok aslında birbirimizden farkımız’ dedirten bir boş vermişlikle günü kurtarma havası estirilmeye karar verilmiş adeta. Parasız eğlenceye muhtaç olanları buna mecbur bırakmak çok yazık. Bir anlamda izleyici aptal yerine konmakta.

Hal böyleyken ele aldığımız kanallar arasında ATV’nin yaz yayıncılığı en başarılısı gibi durmakta. Zira iki yeni dizi çıkartan ve drama türündeki bu yapımların reyting sıralamasıyla, izleyicinin ağır havalı dizilere merakını bir kez daha ispatlayarak gidişatı yansıtan kanalın, gün içinde tekrarlara başvurma oranı da daha düşük diğerine kıyasla. Formül tutmuş demek ki!

Yazın eğlencesini ihmal etmeden yaz işlerine özen gösterip kışa hazırlanma temennisiyle…

Anibal GÜLEROĞLU

guleranibal@yahoo.com

www.twitter.com/guleranibal