Yaşasın Fijital!

Mesela siz, hiç orta yaş üstünü hedef alan bir ürün reklamında ‘Hey Olgunlar!’ dendiğini duydunuz mu?

Gözde Ünver Gözde Ünver

YOUTH ZONE

Markalar harıl harıl gençler için bir şeyler yapmak istiyor.

Gençlerin daha fazla özgürlük, daha fazla alternatif, daha fazla eğlence aradığında ise hemfikirler.

Fakat atladığımız bir şey yok mu?

Bunları hepimiz istiyoruz..

Belki de önce hitaptan başlamalıyız. Gençler, başta kendilerine ‘Hey Genç!’ gibi hitaplarda bulunmamızı istemiyorlar.

Şöyle düşünün, bir grubu/hedef kitleyi tanımlarken yaptığımız sınıflandırmayı (Özellikle demografik durumu belirtirken) bir reklam, hitap cümlesine çevirelim.

Mesela siz, hiç orta yaş üstünü hedef alan bir ürün reklamında ‘Hey Olgunlar!’ dendiğini duydunuz mu?

Veya ‘Hey Genç Profesyoneller!’, ‘Hey Yaşlılar!’ elbette hayır..

Daha fazla istemek ise, çok insana dair genel geçer bir durum. Bir yaş sınırı yok ki daha fazla istemenin…

Fakat her birimiz gibi, gençlerin istediği ve hatta çok daha bilinçli bir nesil geldiğinden, işte tam da bu noktada ‘daha da çok’ istediği bir şey var.

O da ‘erişilebilir’ olmak..

Bu yüzden internet ünlüleri onlara daha yakın. Çünkü eski jenerasyonun ulaşılamaz ‘ünlülük’ kavramı ile yeni nesil ‘ünlülük’ kavramı da taban tabana zıt.

Bugün çoğu genç ve ünlü arkadaşlar hepimizin gittiği mekanlara gidiyor. Trafik çilesi çekmek istemediklerinde, araçlarını bırakıp metroya binebiliyor, köşedeki barista kahveciden kahvesini alıyorlar.

Normalleşme trendi içerisinde bir diğer kilit nokta da aynı zamanda kibirsiz olmaktan geçiyor. Üstten bakmamaktan geçiyor.

‘Hey genç, al sana bedava internet’ içinde kibir barındıran bir kampanya vaadine & söylemine dönüşüyor bir anda.

Dijital reklamcılığın da tarihsel bir dönüm noktasındayız bence. Son yıllarda herkesin diline pelesenk olmuş

‘Dijital çok yükselişte’ klişesi de belirli bir doygunluğa ulaştı.

Artık bunu da yeterli görmüyor gençler.

Dokunmak, deneyimlemek, paylaşmak istiyorlar.

Bu sebeple belki bazılarınızın duyduğu veya duyacağı ve eminim çok yakın gelecekte yine dillere pelesenk olacak ‘Fijital reklamcılık’ terimi ile tanıştık.

Yakın geçmişe kadar bir etkinlik yapılacağında, fiziksel bir marka varlığı yeterken veya dijital bir kampanyada sadece web veya sosyal medya tabanlı işlerle yetinebilirken; şimdilerde fiziksel deneyime de imkan tanıyan ama bir yandan dijital çıktıları/yansımaları olan işler üretir olduk.

Tüm bu dönüşüm ışığında, markalar da geleneksel gençlik merkezli yaklaşımdan, bu deneyimin içerisinde daha çok yer almaya yönelmeli.