Ukrayna'ya sadece erkekler mi gider?

Evet size soruyorum. Ukrayna’ya sadece erkekler mi gider? Cevabım hayır.

Ferda İskitoğlu Ferda İskitoğlu

Evet size soruyorum.

Ukrayna’ya sadece erkekler mi gider? Cevabım hayır.

Atlasjet’in Sevgililer Günü avantajından yararlanarak Odessa’ya 2 çift bilet aldım. Erkek arkadaşıma Sevgililer Günü sürprizi yaptım geç de olsa. Böyle ticari amaçlı günleri sevmiyorum açıkçası ama güzel fırsatları da kaçırmamak gerekiyor.

Neyse 2 günlük hafta sonu kaçamağı yapalım dedik. Cuma’dan uçağa bindik. Ukrayna’ya vize olmadığı için gayet nüfus kağıdınızla giriş yapabiliyorsunuz. Pasaport kontrolünde nedense bütün Türk erkekleri kontrolden hızlı hızlı geçerken ben yine bir kadına takıldım.

Kadın bana taktı. Bir ara geçirmeyecek ülkeye almayacak diye düşünmedim değil. Kötü İngilizcemle kaç gün kalacağımı ve dönüş biletimi gösterdim ve geçtim. Memlekete ayak basar basmaz kar yağmaya başladı. Hava buz. Ama ben yine mutlu.

Uber çağırdık. Uber ile havaalanından şehre 20 TL’ye gidiyorsunuz. Gayet uygun. Uber çağırdığınızda 1980 model arabalar geliyor şaşırmayın. Bir arkadaşımda annesiyle geldiği için önce onları yolladık çünkü 4 kişi bavullarla sığamadık.

Sonrasında çok güzel bir apart otele geldik. Akşama kadar Cuma olduğu için işlerimi hallettim ve dışarı çıktık. Karnımız baya gurulduyordu. Bir arkadaşımın önerisiyle Cityfood Market’e gittik. Burası inanılmaz bir yerdi. Deniz ürünleri özellikle soslu midyeleri vardı. Çeşit çeşit yemekler var self-servis hizmet veren bir mekan 2 katlı kocaman. Kişi başı içeceğinize göre 40 TL gibi bir fiyat veriyorsunuz.

Sonrasında kahveleri ve tatlılarıyla ünlü Zheto’ya gittik. Gittiğimiz kafe tam bir müze. Tabi gezimiz bitmedi The Fitz adlı bir mekana gittik. Burası öğlenleri berber akşamları bar tarzı bir yer. Çok ilginç ve güzel bir konsepti var. Ertesi gün her zamanki gibi sabahın körü kalktım.

Dünya kahvaltılarından oluşan bir menüye sahip olan Benedikt’e gittik. Ben Fransız kahvaltısı seçtim. Erkek arkadaşım ise Newyork kahvaltısını. Kız arkadaşım ve annesi ise farklı dünya kahvaltılarını. Buranın ünlü bir de cheescake’ı var ama kendilerine özel baya ağır geldi bana.

Rezervasyonsuz sıkıntılı bir yer önceden söyliyim de. Sonrasında bir tane çok ünlü Passage ları var oraya gittik. Baya pasaj bir şey yok derken kafamı kaldırdım baya buram buram tarih kokuyor. Sonra baya Eminönü ve eski tanzimler gibi bir yere gittik. Çok kötü kokuyordu. Beyaz peynir- çiğ etler- sosisler hepsi ortaya karışık sergileniyordu. Hemen koşarak uzaklaştık.

Akşam ise Bernardrazzi adlı ödüllü bir restorana rezervasyon yaptırdık. Piyano eşliğinde akşam yemeği yedik. Biz ödüllü lüks pahalıdır diyorduk ki öyle olmadı. Kişi başı 100 TL’ye ayrıldık. Odessa tatil için çok uygun bir yer.

Ertesi sabah “özgür ruh” olarak erkek arkadaşımı bir kafede bırakarak çikolata dükkanına daldım. Burada çok güzel bir çikolata zinciri mağazası var şuan aklıma gelmedi ama belli lokasyonlarda bulunuyor ve çok uygun.

Kasaya gittiğimde kartı gören kasiyer çocuk memleketimi sordu. Ben “Türkiye” diyince. Bana “ Gördüğüm ilk Türk kadınsınız.” Dedi ve güldü. O an kafama dank etti.

Sahiden öyle miydi. Ben de tatil boyunca hep Türk erkek gördüm. Belki haklıdır diye düşünmeden edemedim. Sonra uçağa binince evet çocuk gerçekten haklıymış dedim.

Uçakta erkeklerin o çirkin muhabbetlerine maruz kaldım. Kulaklığımda yanımda yoktu ki. Gerçekten bu kadar mı doymamışsınız dememek için uyumayı tercih ettim. Erkek arkadaşım bile utandı.

Bence biz kadınlarda da çok suç var. Birincisi erkek çocuklarını kral gibi yetiştirmeyi bırakmanız lazım. Erkekleri küçük yaşta eğitmeniz lazım ki uçakta açık alanlarda bağıra bağıra o çirkin cümleleri kurmasınlar kadınlar için.

Erkeği ile kadınıyla çok güzel bir ülkeyiz. Bunun ne zaman farkına varabiliriz bilmiyorum ama Odessa’ya bir daha gideceğim bir daha bir daha… ben çok sevdim.

Size de tavsiye ederim. İster ailenizle ister sevdiğinizle ister arkadaşlarınızla gidin. Ama kesin gidin.