TIP Bayramında 36 saatlik nöbeti hatırlayan olmadı

TIP Bayramında 36 saatlik nöbeti hatırlayan olmadı

Aykut Işıklar Aykut Işıklar

Gezi Parkı olayları sırasında polisin bir metre yakından sıktığı biber gazı yüzünden kör olma tehlikesi ile karşılaşan, polisin saçlarından tutup yerlerde sürüklemesi sonucu ağır yaralanan, yediği tekmelerden ağzı burnu kırılan, sakat kalan, hatta vefat eden gençlere koşa koşa yardıma gidip, DİVAN OTELİ lobisinde ve Dolmabahçe Camisinde ilk yardım yapan idealist genç doktorların başına neler geldiğini biliyoruz.

Çoğu vatan haini-terörist ilan edildi. Mahkemelerde süründü. İşinden atıldı, doktorluğu bıraktı. Şimdi yanında ki insan ölse eğilip de nabzına bakamıyor. Bu konuda özel kanun çıkarıldı. Ancak ambulans çağırabilir. Tansiyonunu bile ölçemiyor.

Geçen ay Türkiye Tabipler Birliğinin başına gelenleri de unutmadık.. Adamlar günlerce emniyette gözaltında kalıp, bölücü, vatan haini olmadıklarını sadece doktor olukları için savaşa karşı oluklarını anlattılar.

Özetle birilerinin doktorlarımıza nasıl baktığı ortada. Sesleri kısılmış, korkutulmuş, sindirilmiş aynen gerçek gazeteciler gibi... 'BÖCEK' gibi görülüyorlar. Genç doktorların durumu daha da kötü. Seslerini kapatması bir yana yaşama savaşı veriyorlar.

Haftada 36 saatlik nöbet işkencesine katlanıyorlar. Bu sistem iş kanunlarına, değil, insanlığa sığmaz. Hastaneden içeri giren bir genç ancak doktor, 36 saat sonra gökyüzünü görebiliyor. Artık şansına. O süre içinde kaç saat ayakta kalacak, kaç insanı hayata döndürecek belli değil. Ülkemizde doktor başına 5000 hastanın düştüğü açıklandı. Siz hesabınızı yapın artık.

İstanbul'daki bazı hastanelerin acil servislerindeki doktorlar rekor üzerine rekor kırıyorlar. Rüyasında kol-bacak kırıklığı tamiratı yapan doktorlar tanıyorum. Veya açık kalp ameliyatı yapanları. Özetle gerçekler doktorlar adına çok çok kötü. Uzman olana dek bu nöbeti işkencesine katlanabilen doktora helal olsun.

Lütfen bu kadar zor koşularda görev yapan, can kurtaran doktorlarımıza sahip çıkalım. Onlara daha kibar ve anlayışlı davranalım. Tamam hastanede buluştuğunuz dakikalar özel ve önemli. Çok sevdiğiniz bir insan can derdinde olabilir. Aklınız başınızdan gitmiş de olabilir. Ama yine de sakin olmanız gerekiyor.

Çünkü doktorun daha verimli olabilmesi için sadece hastasına konsantre olması gerekiyor. Kendiniz için, hastanızı için bunu yapın.

Ve hepsinden daha önemlisi... 14 Mart Tıp Bayramlarında birileri çıkıp da doktorlara övgü dolu sözler söylemesin. Yandaş doktorları yanına toplayıp tribünlere oynamasın.

Doktorlar kimin ne olduğunu, düşündüğünü herkesten daha iyi biliyor. Doktorlar okuyan insanlar. Dünyayı ve kişileri yakından takip ediyorlar. Yaklaşık iki aydır Suriye hudutunda ki sahra hastanelerinde 7/24 görev yapan vatansever genç doktorlar da bizim evlatlarımız.

Savaş meydanından yaralı getirilen Mehmetçiği hayata döndürmek için mucizeler yaratıyorlar. Bölgede konaklama tesileri çok az var. Hastane koridorlarına serdikleri portatif yataklarda yatıyorlar. Bu göreve de gönüllü gittiler. Afrin’e doğru savaşa giden Mehmetçik kadar savaşın zor koşullarını yaşıyorlar. Onları asla unutmayalım.

Şunu da hiç unutmayalım...
İnsanoğlunun büyük bölümü vade dolunca bu dakikaları tadıyor. Bütün sıfatlarını üzerindeki giysiler ile birlikte çıkartıp yatakta ölümü beklediğimizi dakikalar. Örneğin son serum şişesi takılırken…

O dakikalarda gözlerimizde şu okunuyor. 'Aman doktor, canım doktor. Derdime bir çare. Ölmek istemiyorum, Daha göreceğim-yapacağım çok şey var'. Doktora yalvarmaktan başka yapacak ne var? Er geç bunu hepimiz yaşıyoruz.

Anayasal protesto hakkını kullandığı için dövülen üniversiteli gençleri mahkemelerde süründürürken, hayatlar kaysın diye özel kanunlar çıkartılırken her şeyi iyi düşünün.

Bir gün gelir de o doktorlar karşınıza çıkarsa… Doktorlar, gazetecilere benzemez. Onlara karşı daha iyi düşünmek zorundayız. Çünkü işi can vermek.

TIP Bayramında 36 saatlik nöbeti hatırlayan olmadı - Resim: 1