Söz’ün hakkını tarafsızca vermek lazım

Türkiye’de bir ilki gerçekleştiren ‘Söz’ün bıraktığı ilk izlenim, işaret ettiğimiz hataya düşmeden geliştirilen… ‘Poyraz Karayel’ kalitesinde kahraman yaratmaya odaklı bir iş oluşu!

Anibal Güleroğlu Anibal Güleroğlu

Son zamanlarda her bakımdan müthiş bir çekişme içindeyiz. Siyasetinden ticari rekabete, ekranından günlük yaşamına herkes kendini öne çıkartmak için taktik geliştiriyor. Kimse ‘Benim ayranım-yoğurdum ekşi’ demeyeceğine göre… Aralarından hangisinin gerçekten başarılı ve iyi olduğunun takdiri de muhatap alınan insanlara düşüyor. Bu noktada gerçekten hak edenin hakkını verebilmek için ‘başarı ve liyakat’ konusuna odaklanmak lazım. Ancak başarının ve layık olmanın takdiri de bu devirde hiç kolay değil ne yazık ki! Değer yargılarını öteleyen yaşam sisteminde rekabet şartları layığıyla işletilmiyor çünkü. Hal böyleyken başarı konusunda baş belirleyici, insanların bakış açısı-algısı oluyor! Hani ‘Sen ne söylersen söyle, söylediğin, karşındakinin anladığı kadardır’ demiş ya Mevlana... İnsanlar şayet at gözlüğüyle bakıyorlarsa ve alabildiğine taraflı yaklaşıyorlarsa sunulana… O vakit ağzınızla kuş tutsanız nafile. Neyse akıllarındaki, geçilemiyor onun ötesine. Böylece güme gidiyor ettiğiniz onca ‘Söz’ de. İşte burası ‘Söz’ün bittiği yer.

Velhasıl; Dünyayı anlamak için mantığı işaret edip adalet-dürüstlük gibi erdemleri önemseyen Epiktetos’un ‘Bir güzel söz söyleme sanatı varsa, bir de güzel anlama ve dinleme sanatı vardır’ felsefesi her durumda geçerli. Nitekim ekrandaki işlere yaklaşım da bu felsefenin doğruluğunu ispatlamakta. Totalde dördüncü sırada yer alan, AB grubundaysa 4.9’luk reytingiyle altıncılıkta kalarak hak ettiğinin gerisine düşen ‘Söz’ mesela… Yapımcılığını Timur Savcı ve Burak Sağyaşar’ın üstlendiği, Türkiye’nin en büyük prodüksiyonlu asker dizisi olarak sunulan yapımın hak ettiği değere kavuşabilmesi yani ‘Söz’ün hakkının tarafsızca verilebilmesi için tarafsız izleme yeteneğine sahip olmak lazım. Bu mantıkla bakalım dedik, kahramanların dünyasını yansıtan ‘Söz’e… Hadi buyurun…

DOĞAL KAHRAMANLIĞIN ÖZÜ, ‘SÖZ’DE!

Kahramanlık yapımları hiç kuşkusuz izleyicinin baş tacı… Buna karşılık her militarist aksiyonun mükemmel olmasını beklemek hata. Dolayısıyla ‘vatan’ vurgusuna odaklanan böylesi dizilere yönelik eleştirileri de dikkate alıp hoşgörüyle karşılamayı bilmek lazım. Sadece yerli ekranda değil yabancılar nezdinde de kayda değer kahramanlık öyküleri yaratabilmek için yorumlara bu şekilde yaklaşmak şart. Aksi takdirde kendi kendini övme durumunun ötesine geçilemez.

Bu saptamayı ‘Söz’le bağdaştırdığımızda… Genel Kurmay Başkanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı’yla gerçekleştirilen iş birliği kapsamında hayata geçirilerek Türkiye’de bir ilki gerçekleştiren ‘Söz’ün bıraktığı ilk izlenim, işaret ettiğimiz hataya düşmeden geliştirilen… ‘Poyraz Karayel’ kalitesinde kahraman yaratmaya odaklı bir iş oluşu! Yanılıp yanılmadığımızı zamanla göreceğiz elbet. Ama hâlihazırda ‘Gözün Arkada Kalmasın’ sloganının hakkını verircesine kendisinden beklenen doğallığı ilk andan itibaren sunan dizi, tüm yapımlarda başarı için olması gereken unsurlara sahip durumda. Bunlar nelerdir derseniz…

Öncelikle, içerik sağlamlığı! Yani tarihi-askeri dizilerde de öykünün içi kof olmamalı. Alt metinde verilenler, karakterler ve gelişimle birlikte tutarlı-inandırıcı bir tablo yansıtabilmeli. Senaryonun gerçek olaylardan yola çıkması bu evrede avantaj sağlasa bile an gelir yeterli olmayabilir. Zira yaşanmışlık üzerine çizilen öykü çerçevesinde şayet birkaç adım sonrası basit veya kendini tekrarlayan kurgusallıkla getirilirse… Ortam fikir dikte eden karikatürize rollerle doldurulursa ana karakterlerin ve öykünün gücü azalıp ilk anın heyecanı kolayca solabilir. Bu nedenle sadece silahların gölgesindeki yaşamların dramatik yüzüne sığınmak ve vatan duygusunun yarattığı coşku gücüne güvenip içeriği, sloganlara dayanarak yürütmek yanlış. ‘Poyraz Karayel’de yarattığı karakterlerle içerik nasıl güçlendirilirin dersini veren Ethem Özışık’ın imzasını taşıyan ‘Söz’ün senaryosu şimdilik bu yanlışı yaşatmadı bize, şükür.

‘Söz’ dizisinin sahip olduğu diğer unsur, sunum doğallığı! Yağız Alp Akaydın’ın yönetmenliğinde ekrana taşınan yapım açılış sahnesinden bölüm sonuna dek gerçek yaşamla ters düşecek bir durum yaratmadı. Bir askerin şahadetini olanca çıplaklığıyla ortaya koyan anlatımın hüznünü, ilginç evlilik teklifine bağlarken hayatın, acıyla mutluluğu iç içe geçiren mantığını hissettirdi bize. Devamını, halkı hedefleyen terör felaketinin yarattığı ölümcül kargaşayla getirip izleyiciyi baştan yakalama formülünün iyi çalışıldığının gösteren ‘Söz’ün sunumundaki başarı bu kadarla sınırlı değil tabii. Askeri birimlerde ve hastane kanadında yaşananlar da gayet gerçekçi sunulmuş. Mesela, başhekimin doktorlarla hemşirelerin kaynaşmaması gerektiği konusundaki uyarısı tam da pratikte olduğu gibiydi! Kısacası, Su Kutlu’yu konuk eden Merve’nin AVM saldırısında kırmızı balonlu çocuğu kurtarışıyla bir parça Amerikan işlerine kayılmış olsa dahi, genel itibariyle akışın sunumu doğaldı. Tebrikler.

Oyuncu kadrosunu, emekli Özel Kuvvet mensuplarının eğitiminden geçirerek gerçekçiliği hedefleyen ‘Söz’ün özünü güçlendiren bir başka özellik, içerik dilinin abartısız olması! Şöyle ki, ne asker karakterlerin repliklerinde ne de terörist kesimin sunumunda ölçü kaçırılmamış. Düşman, olduğu gibi düşman… Yanı sıra vatanseverlik duygularını coşturmak adına gereksiz kahramanlık üslubuna yer verilmemiş. Bu ise karakter duygularını içselleştirmeyi kolaylaştırmış. Misal, Tolga Sarıtaş’ın canlandırdığı Yavuz’un cenazedeki ruh halinden ‘Vatan sağ olsun’ özverisini ve sevdiğini şehit veren birinin ‘keşke’li ikilemini yakaladık rahatlıkla. Keza, kızı kaçırılan Erdem Komutan’da, ailesiyle vatanı arasında kalan bir askerin yaşamsal zorluğunu algıladık. Tim’e seçilenlere yapılan uçak testi ise en güç koşullarda dahi insanın mizahi bir avuntu bulabileceği gerçeğini gösterdi, hafif tebessümle. Sıkılmadan izledik.

DİYECEĞİM O Kİ; Serhat Kılıç’ın canlandırdığı ‘Artık sen benimsin’ diyen Çolak’la (ki, ayağı aksayan birine neden çolak dendiğini anlayamadım), sarı komutan Yavuz’un çatışmasını başlatıp terörizmi kan davasıyla buluştururken Bahar’ı devreye sokan ‘Söz’ gerçekçi detaylara dayanan sahnelerinden, karakterleri yaşatan oyunculuğuna… Operasyonlarda silah gücü kadar gözlemin önemini de saptayan öyküsünden, çekimlerine ve müziğine tam ölçüsünde başarılı bir asker dizisi. Esas olan izleyicinin kaliteli ‘Söz’den anlayıp doğal kahramanlığın özüne inerek tarafsızca hakkını verebilmesi! Aynı kıvamda gideceğini umarak… Bol şans.

Anibal GÜLEROĞLU

guleranibal@yahoo.com

www.twitter.com/guleranibal