Şoförü ile yasak aşk yaşayan iş adamları kimler?

Bu yazdıklarım hikaye değil gerçeğin taa kendisidir. İş dünyasını daha yakından tanıyın istedim.

Aykut Işıklar Aykut Işıklar

Kadıncağız da haklı. 30 yıllık kocasına son zamanlarda bir haller olmuş. Adam 50 yaşından sonra, iki günde bir solarium aletine yatıp, illaki bronz ten ile dolaşmaya merak sarmış.

Saçına boya sürerken, vücudundaki tüy ve kılları özel salonda temizletip, pırıl pırıl olmuş. Bunlar yetmiyormuş gibi yıllarca işinden başına kaldırmayan adam, sık sık ortalardan kaybolmaya başlamış.

Nedense şirket yönetim kurulu toplantıları başka başka yerlerde yapılmaya başlanmış. İş yerinden arandığı zaman da telefonu hep kapalı oluyormuş. Sekreteri devamlı yalan söylüyormuş. Kocanızı bulamıyorum diyormuş.. Kadın şüphelenmekte haklı değil mi? Bizim ki 40'ından sonra azdı, galiba teneşir paklayacak.

Durumu çok güvendiği bir arkadaşına anlatmış. Ama yol yordam bilen uyanık arkadaş…

‘Aaa delinin zoruna bak. Dedektif büroları ne işe yarıyorlar? Sırf bu işten ekmek yiyor adamlar. Gazete okumuyor musun, herkes yakalanıyor. Çünkü iş profesyonelce oluyor. Dedektifler çok para almıyorlar. Bir haftada işi çözüyorlar. Gerekirse Avrupaya bile peşlerinden gidiyorlar. Dakika dakika nerede ne yaptığını, kimlerle görüştüğü bildiriyorlar. Bir yatakta yakalamıyorlar. Ama öyle fotoğraflar hakimin önüne konuluyor ki, ilk celsede istediğin parayı alıyorsun ve boşanıyorsun.’ demez mi?

Kadının aklı yatmış bu işe. Hemen bir büroyu arayıp, durumu anlatmış. Takip edilen kişi çok zengin ve ünlü. Çeşitli iş kollarında para kazanıyor.

Bir haftaya kalmadan kadının beklediği fotoğraflar önüne konmuş. Evet kocası birisiyle berabermiş. İstanbul dışındaki muhteşem evine o kişi ile birlikte gidiyormuş. Üç saat baş başa kalıyorlarmış. Çıkışlarında kameralara yakalanmışlar. Tabii ki haberleri yok.

Uzaktan ama her şeyi anlatan fotoğraflar… İşin ilginç tarafı kocası meğerse eşcinselmiş. Sevgilisi de herkese ‘kuzenim’ diye tanıttığı şöförü ve yakın koruması olan delikanlı.

Kadıncağızı gerçeği öğrenince önce yıkılmış, ama sonra ‘Hiç olmazsa aradaki kadın değil. Şimdi boşanma davası filan olmayacak, düzenimiz bozulmayacak’ diye de sevinmiş. Daha sonra kocası ile arasında neler geçtiğini bilemiyorum. Bana gelen bilgiler bu kadar idi.

Sabah Gazetesinde çalıştığım günlerden söz ediyorum, Hem magazin servisini yönetiyorum, hem de Pazar ilavesinde ‘Haftanın Dedikodusu’ diye bir sayfam var orada yazıyordum..

Çok okunan bir sayfa idi. Her hafta ilginç bir olayı Türk halkına sunuyorum. Genelde isim vererek yazıyordum ama özel yaşam olunca isim vermiyordum. Şoförüyle yasak aşk yaşayan iş adamını da açık yazmadım.

‘Haftanın Dedikodusu’ Pazar günkü gazetede verilen ilavenin içinde yer alıyordu. Pazar günü okuyan okudu. Kimse aramadı. Pazartesi sabahı gazeteye girince, danışmadakiler adeta üzerime atladı..

'Seni Dinç bey bekliyor. Kaç kez, geldi mi diye sordu’ dediler.

Dinç bey yani Sabahı’ın patronu Dinç Bilgin sabahın köründe beni odasına çağırıyordu. Dinç beyin odasından içeri girer girmez, yüzünden bazı şeyleri okudum. Şaşkın idi, korkmuş idi, ne yapacağını bilemiyor gibiydi. Ben ise son derece rahat idim. Çok merak etmiştim.

Dinç bey'in ilk cümlesi şu oldu: ‘Aykut sen …. beyi yazmışsın’

Şaşırdım ve biraz düşündüm. Bir hata vardı ama kimden kaynaklanıyordu. Dinç bey çok kibar adamdır. Yazının detayına hiç girmeden kimin hakkında yazdığımı söylemekle yetindi. Çok şaşırdım.

Çünkü benim yazdığım kişi Dinç beyin dediği iş adamının yanında çok gariban kalır. Benim yazdığım kişi inşaatlar yapıyordu. Bir rivayete göre de Belçika'dan kaçak kıymetli taş getiriyordu. Zengindi ama milyon dolar seviyesinde. Milyar dolarlık değildi yani..

Hemen konuya daldım; ‘Ama Dinç bey o kişinin neler yaptığını nereden bileceğim? Kim bu istihbaratı verir ki. Ayrıca o kişi böyle kolay yakalanmaz da.‘ dedim. Ve kimi yazdığımı Dinç beye itiraf ettim.

O kadar sevindi ki.. ’Tamam Aykutçuğum. Anlaşıldı’ dedi. Ve benim odadan çıkmamı bekledi. Her halde telefonda ‘siz değilmişsiniz. Aykut sizi değil başkasını anlatmış' derken mutluluktan uçuyordu.

Tabii kasada hiç para olmadığı zamanlar sana kredi verir de çalışanların maaşları bu paradan ödersen.. tabii ki güçlü iş adamlarının kulu kölesi olursun.

‘Aykut beni yazmış’ diye patronuma şikayet eden kişi, Türkiye’nin en büyük 10 iş adamından biridir. Bankadan, medyaya dek akla gelen pek çok konuda yatırımı var. Sağ olsun patronum Dinç Bilgin sayesinde çok çok önemli bir iş adamını tanımış oldum.

Durun daha bitmedi. O gün beş kişi daha aradı beni. Hepsi de her şeyi bilen uyanık kişi havalarında.

"Şoförü ile yakalanan iş adamı bilmem kim değil mi? Ben biliyordum" dediler.

Akşama kadar karısı tarafından şoförü ile yakalanmış beş ünlü iş adamı daha ortaya çıktı. Ama hiçbiri benim yazdığım kişiyi bulamadı. Hatta yaklaşamadı bile.

Bu yazdıklarım hikaye değil gerçeğin taa kendisidir. İş dünyasını daha yakından tanıyın istedim.