Gün 16 Temmuz 2017...
Hem içimizde korkunç bir üzüntü ve burukluk hemde kaçınılmaz bir zafer coşkusu. Evet hepimiz o geceyi hatırlıyoruz. Unutmak ne mümkün. 15 Temmuz 2016... Unutmadık, Unutmayacağız,
Büyük küçük hepimizin şahit olduğu Türkiye'nin ve Türk Halk'ının, Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın önderliğinde verdiği büyük bir sınavı başarı ile geçişi ve tarihe atılan bu imzayı unutmak ne mümkün.
Bu hepimiz için büyük bir zaferdi ve bu yüzden de dün hepimiz çoşku içindeydik. Ancak tabii ki her savaş da olduğu gibi şehitlerimiz içinde içimizdeki burukluğu yok sayamayız. Hatırlarsanız 15 Temmuz için ben fikirlerimi açık açık "Darbeye Dur Dedik" adlı kitapta da belirtmiştim. Tekrar burada uzun uzun yazmama gerek yok. Ancak tek söyleyeceğim bir şey var "15 Temmuz 2016" hepimiz için çok özel bir gün... İşte bu yüzden de tekrar edeceğim Asla bu günü "Unutturmayacağız... " Unutturmayanları çalışanları da affetmeyeceğiz...
Evet bugün gururla dünün nasıl özel yaşandığını yazacakken Twitter da önüme öyle haberler düştü ki; bunu yazmadan duramazdım. Çünkü zaten saygısızlığa karşıyım, mafyavari külhanbeyli davranışlara hasta oluyorum. En tahammül edemediğim şey tehdit, şantaj ve kaba kuvvet.
Üstelik bir de bu özel günde böyle bir davranış sergilenince ben bunu sadece bir mekana değil, Hepimize, Türk Halk'ına, Türkiye'ye, #15Temmuz'a, Demokrasi ve Milli Birlik Gününe hakaret olduğunu düşündüğüm için daha da kızgın yazıyorum . Milli Takımlar Direktörümüz Fatih Terim bu özel hazırlanan geceye leke getirdi. Gerçi hiç bir güç bu özel günü gölgelemeye yetmez ama bizi temsil etmesi adına bu kadar üst yönetime konulmuş birinin böyle özel bir günde üstelik sarhoş (ayrıca sarhoş bile olmasa sporcu kimliğine yakışmayan bir tarz) yine de neden bu gece ya da hangi hakla, kimden aldınız güçle böyle davranabiliryorsunuz? ben bunun cevabını almak istiyorum.
Sayın Fatih Terim sizi önceden son derece sayar ve severdim. Tabii bu sizi ne kadar ilgilendirir bilemem çünkü beni hiç hayatınızda görmediniz bile. Ama ben halktan biri olarak yani sizi destekleyen oralara gelmenizi sağlayan o halktan her hangi biri olarak severdim. Anlayacağınız çıkarsız ve menfaati olmadan... Bilmem şu an siz bunun anlamını anlayabilir misiniz?
Neyse anlayacağınız benim sizinle hiç bir özel sorunum yok ve hiç olmadı da... Takii bugüne kadar... Üstelik hepimiz çok da seviyorduk. Çok güzel bir yönetici olduğunuzu düşündük ve sporcularımıza verdiğiniz hareket sorumlulukları ve ahlak kurallarınızı hep alkışladık.
Hatta en son Arda'nın istifasına kadar giden tüm hareketinizi bu halk alkışladı. (Gerçi son zamanlar da bizlerde sizin çok havaya girdiğinizin ve alkışı haketmediğinizin farkındaydık ama.. " Ne yapacaksınız şöhret, para ve ün fazla gelince bazı insanları bu noktaya getirir, biliyoruz" deyip yaptıklarınızı görmezden gelip yine sineye bastık ve "eski başarılarının hatırına" deyip hep sustuk. Bu arada unutmayın ben yine buradan halk adına yazıyorum aman sakın şahsınıza algılamayın üstüne basa basa söylüyorum ne olur ne olmaz sonra yine basarsınız falan...
Neyse şaka bir yana gelelim yine gerçeklere inanın siz bir Fatih terim değil, X biri de olsanız aynı şeyleri yazardım. Evet şimdi size bir kaç soru sormak istiyorum.
Siz Arda ya da onun gibi sporcu evlatlar yetiştiren milli takımı yani Türkiye'yi temsil eden biri olarak, kendinize bu hareketleri nasıl uygun görüyorsunuz? Şimdi sizin o öğütler verdiğiniz, bağırıp çağırdığınız havalara yumruklar atarak yetiştirdiğiniz, özel hayatınıza dikkat diye naralar attığınız halde...
Parayı zenginliği futbolda görmüş tamamen gençlik hatası olarak yapan o gençlerin taşkın hareketlerinden dolayı azarladığınız takımdan attığınız (- ki bunların içinde mekan basmak hiç olmadı) o futbolcuların arkanızdan ne diyeceklerinin farkında mısınız? Acaba.
Hadi o zavallı çocukları da geçtik diyelim ki başarıları için bu gerekli idi. Şimdi sizi de tekrar kazanmak ya da Milli Takımlar Direktörü olarak futbolcularımızın başarısı için bu ülke de sizi vatandaşlıktan mı? Atmalı acaba?
Böyle özel bir günü sizin kendi egolarınız ve çıkarlarınız yüzünden kirletmeye hakkınız var mı? Özellikle mi? Bugün....
Hadi bu günü de geçtik Siz bu ülke de böyle elinizi kolunuzu sallaya sallaya mafyavari hareketlerle mekan basma hakkını kendinizde nasıl görüyorsunuz?
Bu ülke de hak var hukuk var. Bu ülke bir sürü sorun yaşarken sizin özel sorunlarınızla ve şişkin egolarınızla uğraşmak zorunda mı?
Ne demektir " beni oraya getirtmeyin." Siz kimsiniz? Bu gücü kendinizde nasıl görüyorsunuz? Ve gelirseniz ne olur? Bu soruların cevabını lütfen o söylediğiniz, mekanını bastığınız kişilere olduğu gibi... Biz sizi zamanında çok desteklemiş halkınıza da söylemenizi bekliyoruz. Umarım sizi buralara getirmiş bu halkı görmezden gelip yok saymazsınız. Ya da gelip bizleri de basmazsınız...
Yalnız şunu özellikle söylemek isterim. Halktan size ulaşabilen bir ses olarak... Unutmayın bu halk herşeyi affeder. Sizi de hala sever, bir ufacık özürle bile yine bağrına basar. Ama unutmamanız ve özellikle de dikkate almanız gereken özel bir şey daha var. Bu halk çok sever ama bir silerse de tam siler. Değil mekan basmak sizi öyle bir görmezden gelir ki; bu halk.
Sonra siz bile sokakta yürürken kendinizi ararsınız o eski günlerinizin hayaliyle de bir köşede hayallerinizle yaşarsınız. Benden söylemesi... Kalın sağlıcakla..