Şimdi 45'lik Bar'da olmak...

Bizim için sezon açılışları bir nevi “dostlarımızla buluşma” şenliğidir. Bu şenlik havası için hazırlıklar haftalar öncesinden başlar…

Fuat Akyol Fuat Akyol

Dün akşam yeniden 45’lik Bar Beyoğlu’na merhaba dedik…

45’lik Bar Beyoğlu, inşaat çalışmalarının, değnekçilerin ve bin bir türlü olumsuzlukların arasında yeni sezonu açtı…

Bizler hep olduğu gibi, açılış öncesi Meşru Meyhane’ye gidip rakılar içtik, sohbetler ettik. Uzun süre görüşemeyenler hasret giderdi... Aramıza yeni katılanlar, ilk anlardaki utangaçlıklarını attılar ve akşamın ilerleyen saatlerinde sanki herkes kırk yıllık dostçasına 45’lik Bar’ın yolunu tuttu.

Size 45’lik Bar Beyoğlu’nu anlatırken, aslında bir geleneği de yaşatmak istiyorum… Taksim Meydanı’ndan, kalabalıklar ve yol çalışması alanından, Galatasaray’a doğru sola dönülünce 150 metre aşağıda, sağda bir mekân... Adı 45’lik Bar Beyoğlu…

İçerisi eski Türk film afişleri ve sanatçı fotoğrafları ile donatılmış, tamamen nostaljik ve kent kültürünün hakim olduğu bir bar. Siz merakla başınızı uzatırsınız… İçeriden, kulağınıza eski tınılar yavaşça gelir. 60’lı, 70’li, 80’li ve 90’lı yılların şarkıları çalıyordur. (kusura bakmayın, her ne kadar 45’lik Bar’ın sahibi de olsam bunu gelen konukların gözünden anlatmalıyım)

İlk anda gelen konuklara “eski mahzen” hissini veriyor... Bazen çok sıcak bazen de çok soğuk olabiliyor. Sanırım bunun nedeni klimaların ayarlanamaması olsa gerek. İçeride kesinlikle sigara içilmiyor (kapalı mekânlarda yasak olmasına rağmen herkes içiriyor fakat biz de bu kural sonuna kadar uygulanıyor)

Bizim için sezon açılışları bir nevi “dostlarımızla buluşma” şenliğidir. Bu şenlik havası için hazırlıklar haftalar öncesinden başlar… Fakat o gece bizimle olamayan dostlarımıza açılışımızı bu yazıda biraz da olsa yaşatmak isterim.

Fuat Akyol ve Gülden Karaböcek

Açılış gecemizde içerisi hınca hınç konuklarımızla doluydu. DJ kabininde Gülden Karaböcek ve yanında Hakan Eren DJ Setup’ın başındaydı. İçerisi müthiş eğlenceli ve pozitifti.

Kimler yoktu ki? Televizyon dünyasının ünlü simaları, oyuncular, şarkıcılar, iş adamları, sanatçılar ve öğrenciler... Tamamen her kesimden insanın olduğu sıcak, nezih ve eğlenceli bir ortamdı. Herkes nostaljik şarkılarda kendine ait bir şeyler hatırlıyordu. Bazıları ilk aşkını, bazıları iç buruklukları ile kaybettiklerini, bazıları ise yeni aşklarının gözlerine uzun uzun bakarak şarkıları eşlik ediyorlardı. Fakat bazen guruplar halinde dışarı çıkılıyor, sigaralar içilip sohbetler ediliyor, sonra tekrar içeri girilip, eğlenceye kaldığı yerden devam ediliyordu.

Ben bu şarkılar ile kâh çocukluğuma, kâh gençliğime bazen de şimdiki zamana dönüyor, zihnimde türlü türlü anılarım canlanıyordu. Anıların büyüsü beni o kadar sarıyordu ki dostlarımın hafif dokunuşları ve serzenişleri ile tekrar şimdiki zamana geliyordum.

Eski parçalar bizleri “Nen var kuzum?” repliği ile geçen zamana götürüyordu… Ben ise, bir zamanlar toprak saha olarak top oynadığımız, şimdi binlerce insanın içerisinde yaşadığı boş arsaları anımsıyor, ilk okulun acemi günlerine tebessüm ediyor, ortaokul vakitlerinin, Hababam Sınıfı özentiliğinde dobra ve yaramaz olmaya çalıştığımız günlerimiz, lisede her haksızlığa karşı çıktığımız Yılmaz Güney’li yıllarımız yanı başımda beliriyordu… Aslında o an ben bunları yaşıyordum...

Birçok davetli dostumuz da yağan yağmur nedeniyle gelemediler. Sadece selamlarını aldık, başımıza taç ettik… Bunların hepsi bizlerin 24 yıllık birikimiydi. Mutluyduk. Geceyi de mutlu ve umutlu bitirdik.

Fakat o gece bizim ayrı bir sevincimiz daha vardı. Kasım ayında 45’lik Dergiyi sizlerle buluşturacak olmanın heyecanı vardı. Çok heyecanlı, yorucu ve zor bir yola girdiğimizin farkındaydık. 45’lik Bar’ın sahipliğini yapacağı derginin koordinatörlüğünü ise Güven Erkin Erkal üstlenecek. Dergimizin misyonu eskiyi yeniyle buluşturmak olunca da işimiz bayağı zor ve meşakkatli.

Eski magazinlerden futbola, sanattan edebiyata, Yeşilçam Artistler Kahvesine, bilim kurgudan, eski sanatçılarla röportajlara yani 70’lerin havasını 2017’ye taşıyacağız. Yazarlarımız arasında kimler yok ki! Bu kadar kıymetli yazarı bir araya getirdiğimize biz bile şaşırdık. Bu da sürpriz olsun.

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere...