Seçimin gizli galibi o mu? Son Gülen..

7 Haziran seçimlerine girilirken, paralel yapı yani cemaat de Ak Parti'nin karşısında saf tutmuştu.

Taki Doğan Taki Doğan

7 Haziran seçimlerinden sonra genel tabloda abartılı sevinen de var, abartılı üzülen de.

Gerçek anlamda kim kazandı, kim kaybetti?

Sonuçlara göre son gülen, sanırız Fethullah Gülen...

Bir de Türkiye'nin gerilerde kalmış sol siyaset yapan seçmenleri.

2002'den itibaren büyük beraberlik ve dayanışma görüntüsü veren Cemaat-AKParasında hafif rüzgarlar çıkmış, ama bu hissedilmemişti.

Aslında önemil sorunlar yaşıyorlardı.

MİT müsteşarının hedef alınması, Oslo ve 17 - 25 Aralık süreçlerinden sonra Cemaat ve AKP arasında muazzam bir ayrışma yaşandı. Yıllarca güç birliği yaptıkları cemaat önce paralel yapı ilan edildi. sonra da iç ve dış güvenlik tehlikesi sayıldı

7 Haziran seçimlerine girilirken, paralel yapı yani cemaat de Ak Parti'nin karşısında saf tutmuştu.

Cumhurbaşkanlığı seçimindeki yüzde 52'lik oy oranı, 7 Haziran'da Yüzde 41'e düşünce, bu cemaatin yani Fethullah Gülen'in de başarısı olarak gösterildi.

8 Haziran'da Fethullah Gülen televizyona çıkarak seçim değerlendirmesi yaptı.

Arapça, Farsça ve Türkçe ile karışık konuşması çok anlaşılmadı ama, ne demek istediği de hissedildi.

Cemaat ve Fethullah Gülen belli ki AKP oylarının düşmesinden çok memnun kalmıştı.

Seçimde 2. başarılı grup ise Türk solcuları.

Bugüne kadar sol siyaset adına çok farklı parti ve STK'lar ile mücadele eden solcular ilk kez HDP'yi destekledi.

60lı yıllarda TİP nasıl meclise 15 milletvekili gönderdiyse, 7 haziranda da Türk solcuları istikametini HDP'ye çizdi.

Baksanıza Tunceli Ovacık'ın TKP'li belediye başkanı bile kendi partisine oy vermeyerek sıfır çekti.

Geçmiş yıllarda da görüldü.

Solcuların bütünleşmesiyle, ayrışması bir anda olur.

Şimdilik destek HDP'ye..

Bu nedenle de baraj korkusu yaşayan HDP 80 milletvekili ile düğün bayram ediyor.

Oysa seçimin mutlak galibi AKP.

İktidar avantajı olduğu kadar, büyük bir dezavantajdır.

Yıpranma, kanıksama, yorulma ve eleştirilere hedef olma gibi bir durumu vardır.

Her ne olursa olsun, Türk siyasetinde yüzde 40 oranını geçen ve bunu üç seçimdir zirvede tutan AK Parti'nin başarısı unutulmamalı.

Ecevit'li CHP, Özal'lı ANAP, Demirel'li AP, Menderes'li DP birer kez bu oranı yakalamıştı.

Bu nedenle yüzde 40'ın üstünde oy oranını yakalayan AK Parti'nin tek üzüntüsü, başkanlık sisteminin yolunu açacak gerekli anayasa değişikliğini tek başına yapamayacak olmasıdır.

Yoksa CHP yerinde saydı, MHP ise HDP'nin yükselişine karşı gardını sağlam tuttu. Sandığa gitmeyen seçmen koşar adım oyunu kullandı.

Ve sağa sola kayan oylar tekrar MHP'de buluştu.

Avrupada ise AKP uzak ara birinci, HDP de ikinci.

Biri uzaktan sevindi, diğeri yüksek koalisyon kurararak baraj korkusunu geride bıraktı..