Moda haftası düzenleme modası

Türkiye’nin artık “Uluslararası Muhafazakâr Modası Haftası” var haberini vermeden önce moda haftası modası hakkında bir şeyler söylemek istiyorum.

Sezin Sivri Sezin Sivri

Biz de ilk İstanbul’da başladı, İyiydi güzeldi, elitti. Ama her şeyin suyunu çıkarmayı başarabilen bir toplum olarak bununda suyunu çıkardık. Semtler, alışveriş merkezleri, okullar, dergiler dahi moda haftası düzenlemeye başladı. Bu sayede de moda artık moda haftası düzenlemek olmuştu. Amacından uzaklaştı, kalitesi düştü, çekiciliği azaldı.

Oysa moda haftası meselesi oldukça ciddi, üstelik ekonomiye katkısı büyük olan ve mazisi epeyce eski bir etkinlik. Bu etkinlik türüyle aslında II. Dünya Savaşı günlerinde tanıştık. İlk moda haftası, 1943 yılında New York’ta düzenlendi. Amaç, Avrupa’ya seyahatin savaş nedeniyle güç olduğu o günlerde dikkatleri biraz olsun, modanın merkezi Fransa’dan Amerika’ya çekebilmekti. İşe de yaradı!

Savaşın sona ermesiyle Paris, birkaç sene boyunca sallanan tahtını geri almakta gecikmedi. 1973’te de, bugünkü formatında bir moda haftası düzenlemeye başladı. Modaya yön veren kentler, moda başkentleri; New York, Londra, Milano ve Paris yaklaşık moda haftaları düzenler oldular.

Globalleşen dünya da rekabetin artması ile moda devleri zamanla yeni pazarlar aramaya başladılar. Zengin muhafazakar müşterilerin kıyafet harcamaları 2013 yılında 266 milyar dolar iken 2019 yılında 484 milyar dolarlık bir hacme ulaşacağı öngörülüyor. Bu rakamlar dünya moda devlerinin iştahını kabarttı.

DKNY, Mango, H&M, Oscar de la Renta, Tommy Hilfiger gibi giyim firmaları türbanlı modellerini görücüye çıkarmaya başladılar. Ünlü İtalyan mada evi Dolce&Gabbana’dan ve sonrasında Robert Normand da koleksiyonunda türbana yer verdi.

Türkiye Uluslararası Muhafazakar Moda Haftası

Sonunda Türk modacılar ve tekstilciler de bu duruma uyanmış olacaklar ki dünya muhafazakâr modasının tanınmış isimlerini bir araya getiren İstanbul Modest Fashion Week (IMFW)’i düzenlediler.

Dünya İslami Ekonomi Raporu’na 2014 yılında İslami moda sektörünün harcamasının 230 milyar dolara ulaştığı ve bunun dünya moda piyasasının %11’ini oluşturduğunu görüyoruz.

Bir zamanlar tekstil cenneti olan ve bu kadar yetenekli tasarımcı ve modacıya sahip, üstelik %50 civarında muhafazakar kesimi içinde barındıran ülkemizin bu pazarda önemli bir yer sahibi olma fırsatını kaçırmaması gerektiğini düşünüyorum. Bence IMFW tıpkı bir zamanlar Amerikalıların modanın merkezi Fransa’dan Amerika’ya çekebilmek için yaptıkları ekonomik hamle gibi çok iyi ve yerinde düşünülmüş bir karardı, ama bu hedefi ne kadar tutturduğunu zaman gösterecek..

Kadın her yer de kadın sonuçta. İster muhafazakar olsun ister modern duygular, istekler aynı ve modaya olan tutku hiç değişmiyor.

Bu organizasyonun siyasete alet edilmesine de, bu niyet ile eleştirilmesine de karşıyım. Bu nokta da türbanın samimiyetini konuşmayı çok yersiz buluyorum. Ve biliyorum ki masum değiliz hiçbirimiz.

Moda bu moda; her tarzın bir modası olduğu gibi hep vardı ve var olacak diyorum.