Geçen Cuma gecesi kız kıza biraz İzmir gecelerine baktığımız için, Cumartesi gecesi kuzenimin kına gecesine gittikten sonra evime geldim.
Tam pijamalarımı geçirip,battaniyemin altına geçecektim ki; baktım bizim evdeki kızım ve arkadaşları beni evde yalnız başıma, 2 köpekle adeta panter Emel misali bırakmaya hazırlanıyorlardı.
O sırada uzun zamandır görmediğim çok sevdiğim bir kaç arkadaşımın az ötemde yemekte olduklarını öğrendim.
Dedim ki; "dibime geliyorsunuz ama ben niye aranmıyorum?”
Arkadaşım dedi ki; "kızım çok özlediik aslında, ama seni aramadım özellikle. Çünkü biz 5 tane gay İzmir gecelerinde dolanalım dedik bu gece. Ama daha rakıdayız hadi atla gel yüzünü görelim…"
Tamam dedim ve gittim. İçlerinden 3 tanesini tanıyordum, diğer 2 tanesiyle o an tanıştım. Benim arkadaşlarım zaten inanılmaz komik insanlardır, bir de yanına bu yeni tanıdıklarım eklenince, sayelerinde gözümden gülmekten resmen yaş geldi.
Dediler ki biz buradan Alsancak Muzaffer İzgü sokakta bir mekana gideceğiz gelecek misin? Ne var orda güzel mi? dedim. LGBT party dediler.
Ben şokkk!:)
Tabi meraktan da ölüyorum neler oluyor acaba böyle partilerde diye. Bir de sizlerle de paylaşmam gerek diye düşündüm veeee... “AA Tamam dedim bende geliyorum” Görev aşkıyla yanıp tutuşan, meraklı ben bakalım nerede başıma bela alacağım hep beraber göreceğiz diyerek yola koyuldum.
Zaten yürüme mesafesinde olan mekan gayet cici bir yerdi. Tabi ayrıca, benim gay olan arkadaşlarımın hepsi işi gücü yerinde, ağır başlı, kariyeri sağlam insanlar oldukları için onlarla her yere gözüm de kapalı giderim. Ayrıca beni resmen huzursuz olmayayım diye, çekindiğimi de anladıkları için resmen çember içine aldılar, kanatlarını açtılar sağolsunlar.
Önce, etrafıma bakarken kendimi köyden indim şehire şeklinde hissettiğimi itiraf etmeliyim. Ağırlıkta etraf gaylerle dolu olsa da arada lezbiyen olanlar da vardı. Daha doğrusu alınlarında biz lezbiyeniz yazmasa da, az çok tahmin ediyordum.
Hatta aynen benim gibi tercihini karşı cinsten yana kullananlarda vardı. Asla hiç bir şekilde iğrençleşmiş bir ortam olmadığı gibi, kimse kimseye öcü gibi bakmıyordu.
Şarkıcı Mercan diye biri çıktı. Ardından camialarında epeyce tanındığını düşündüğüm bir drag Queen sahne aldı. Sonra da normal Dj performans devam etti.
Kısa bir süre önce aynı konseptteki bu party, İzmir’deki önemli 5 yıldızlı bir otelde de gerçekleşmiş, çok talep görünce devamlılığına karar vermişler. Hatta 16 Kasım’da 5 yıldızlı bir otelde yine party gerçekleştireceklermiş.
O gece kendi kendime etrafıma bakarken, aslında nasıl birbirlerine bağlı bir topluluk kurmuş olduklarını farkettim. Günümüzde artık asla kınanmadan, yadırganmadan, yargılanmadan bir hayat yaşamayı kesinlikle hakediyor olduklarına bir kez daha emin oldum.
Bu yazımdan sonra mutlaka bana “sen öyle zannet, biz neler çekiyoruz” diyerek sitemlerini de dile getirecekler olacaktır. Ancak daha derin sorunlarını elbette bilmeme imkan olmadığı gibi, akşam gözlemlediğim bu şekildeydi. Sizleri de dinlemeyi elbette isterim.
Herkesin kendine ait bir Dünyası, seçimi, tercihi, hatta bazen de doğuştan gelen içgüdüsel hisleri var bir yönde. Ve bu bence bizi hiç alakadar etmediği gibi de saygı duymak da zorundayız.
Aynı Dünyada, aynı Ülkede, aynı şehirde yaşıyoruz. İstemeyen görüşmeyebilir o da sizlerin tercihi oluyor zaten. Ama ben gözlemlerime dayanarak birşeye emin oldum ki, o da zaten bizlerin de ne düşünüyor olduğu onlarında çok da umru değil.
Bana gay arkadaşlarıma laf eden homofobik arkadaşlarıma hep derdim ki; ben öyle adamlar tanıdım ki, bu gay arkadaşım kadar şerefi yoktu, adamım diye geçinen de daha da adam yüreğine sahip!…
İnanın ki bu, benim hayatım boyunca tanıdığım tüm gay arkadaşlarım için hala senelerdir aynı düşüncelerdir.
Şimdilik bu haftalık da bu kadar. Bana yine kızımla beraber, okul tatil olacağı için İstanbul yolları göründü. 10 gün kadar bir İstanbul’u fethedip kürkçü dükkanıma geri döneceğim. Ama emin olun yine size birbirinden güzel İstanbul havadisleriyle geleceğim.
Sevgiyle kalın, an’ı yaşayın..
twitt_perisi