Oğlunu duygusal kocası yapan anneler

Instagram ve facebook paylaşımları buram buram sağlıksız ama sevgi dolu anne – oğul paylaşımlardan geçilmiyor. Erkek çocuklarından kendilerine duygusal koca yapan ihmal edilmiş kadınlar başroldeler.

Sezin Sivri Sezin Sivri

Türk Erkelerinin Anneleri ile Sorunları Var.

Herhangi bir konuda genelleme yapmak balta ile beyin ameliyatı yapmaya benzese de bu konu genelleme yapmayı hak ediyor gibime geliyor. Türk erkelerinin anneleri ile ciddi sorunları var. Psikolog ya da sosyolog değilim ama iyi bir gözlemci ve koç olarak ne tarafa dönüp baksam eğitim düzeyi, sosyoekonomik durumu ve yaşı fark etmeksizin sağlıksız anne - oğul ilişkileri görüyorum. Instagram ve facebook paylaşımları buram buram sağlıksız ama sevgi dolu anne – oğul paylaşımlardan geçilmiyor. Erkek çocuklarından kendilerine duygusal koca yapan ihmal edilmiş kadınlar başroldeler. Üstüne bunun ne kadar büyük bir yanlış olduğunu ve nelere mal olduğunu fark etmeksizin eşe dosta ilan ediyorlar.

Gerçi bu mesele birazda yumurta mı tavuktan çıkar tavuk mu yumurtadan hikayesine benzese de işin özü şu; Türk anneleri eşleriyle paylaşamadıkları duygusallığı oğullarından bekliyorlar. Bir nevi oğullarını kendilerine duygusal koca yapıyorlar. Bu nasıl mı oluyor? Anneler eşlerinden göremedikleri duygusallığı oğullarından talep ediyorlar. Özel günleri hatırlanmasını, sağlığı ile ilgilenmesini, arabayla bir yerden alınıp başka bir yere bırakmasını, gözyaşını silmesini, ona hediyeler almasını, birlikte alışveriş yapmayı vs. istiyorlar.

Annenin duygusal sorumluluğunun yanı sıra bir de maddi sorumluluğunu üslenen erkek evlatlar var ki onların durumu daha da vahim bir hal alıyor. Anne bu güne kadar yaşayamadığı pek çok lüksü oğlunun para kazanması ile yaşamaya başlıyor. Evlat “annem zaten çok çekti, her şeyin en iyisini hak ediyor, bundan sonra bari rahat etsin” mantığı ile hareket ederken, anne “aslan gibi oğlum var, o bana yeter, bundan sonra kimseye ihtiyacım yok” söylemleri ile gizliden gizliye kocasından intikamını alıyor.

Baba, bu durumda bir yandan evladı ile gurur duyarken diğer yandan içten içte hem erkek evlat hem eş tarafından ihanete uğradığını düşündüğü ve yaralandığı için aile içi ilişkiler iyice çıkmaza giriyor.

Erkek evlat bir süre sonra kendi yuvasını kurduğunda, doğduğu günden bu yana devam ettirdiği duygusal kocalıktan yorgun düşmüş oluyor. Bu durumda o da karısına duygusal destek sunamıyor. Aynı duygusal ilgiyi kocasından bekleyen gelin de büyük bir hüsran yaşıyor. İş bu kadarıyla da bitmiyor oğullarını kendilerine duygusal koca yapmış bu anneler gelinlerine kuma muamelesi yapıyorlar. Gelin zaten ihmal edildiği ve yeterince duyusal kocalık görmediği için üzgünken, o ilginin kayınvalidesine gösterildiğini gördüğünde kıskançlık krizine giriyor. Adamcağız ortada kalıyor. Üstelik bu kurgu hep böyle devam ederek tekrar tekrar yaşanıyor. Gelin hanım erkek çocuk sahibi olduğunda kendi başına gelen bu süreçten ders almak bir yana aynısını kendi anne-oğul ilişkisine taşıyor.

Bunları yaşayan erkek hayat boyu kadınlardan öcü gibi korkuyor. Kadınlar onun için sevilesi bir varlık değil bir sorun kaynağı haline dönüşüyor. İlk gördüğü ve en iyi tanıdığını düşündüğü kadın olan annenin sürekli talepkar ama müşfik modeline duyduğu hayranlık, korku karışımı duyguyu bütün kadınlara projekte ediyor.

Erkekler kadınları bir türlü anlayamıyorlar, anlayamadıkları için de tam sevemiyorlar. Umut ve endişe birbirine karışmış halde biraz hayranlık, biraz korkuyla yaklaşıyorlar kadınlara. Ve bu nedenle de kadın erkek ilişkilerinde daima kazanılması gereken bir savaş ortamı yaratılıyor. Aile içi beklentiler ve roller doğamıza uygun yaşanmadığı içinde bu kısır döngü durmaksızın sağlıksız bir şekilde devam ediyor. Babayla olan güven bağındaki zedelenme ve anne ile olan duygusal bağın sağlıklı olmayışı sonucu eşler arası ilişkiler bir kaos ortamında ilerliyor. Maalesef çok acıdır ki bunun bir ileri safhası çoğu zaman duygusal hatta fiziksel şiddet olarak karşımıza çıkıyor.

Bu mesele yumurta mı tavuktan çıkar tavuk mu yumurtadan hikayesine benzese de, bu durumu tek çözebilecek olan anneler yani biz kadınlarız. Duygusal kocalıktan yorulmuş erkek cinsine bir yenisini eklemekten, erkek çocuklarından duygusal koca yapmaktan vazgeçtiğimiz gün hem aile içi ilişkilerimiz hem de çocuklarımızın hayatı değişip düzelecek. Babadan alamadığımız sevgi, şefkat ve güveni kocadan, kocadan alamadığımızı evlattan almayı talep etmekten vazgeçtiğimiz gün..... babamızı baba gibi, kocamızı bir eş ve sevgili gibi, oğullarımızı da bir evlat gibi sevebildiğimiz zaman taşlar yerine oturacak.

İşin özü; doğru kişiden, doğru zamanda, olması gereken doğru sevgiyi ve ilgiyi talep etmekle alakalı aslında. Ve ön önemlisi koşulsuz sevmekte. Sevdiğin insanlardan sevgiyi eksik etmemekte. Öbür türlüsünün, koşullu sevmelerin bir alışverişten ibaret olduğunu gerçek sevgi olmadığını fark edebilmekte.