Elveda çocukluğum

Ben şanslı bir öğrenci olduğumu düşünüyorum. Abim benden 2 sınıf önce okuduğu için, onun sayesinde çok rahat bir ortaokul dönemi geçirdim.

Fuat Akyol Fuat Akyol

Ben bugün sizlere ortaokul ve lise yıllarımızın vazgeçilmezlerinden ve biraz da güzel duygularından bahsedeceğim.

Ben ilkokul dörde kadar köyde okudum, ilkokul beşi ise İstanbul’da... Ama dün gibi aklımda ilk defa okulun kapısından girişim. Ayağımda kara lastik ve herkesin kara lastik giydiğini düşünüyordum, fakat içeri girip arkadaşlarımın ayakkabı giydiklerini görünce bir hayli utanmıştım...

Sağolsun, arkadaşlarım beni dışlamayınca, bunu da çabuk atlatmış oldum, sonrası tabii ki ortaokul. Ben şanslı bir öğrenci olduğumu düşünüyorum. Abim benden 2 sınıf önce okuduğu için, onun sayesinde çok rahat bir ortaokul dönemi geçirdim.

Üç tane futbol sahamız vardı, birisi hemen evimizin üstünde idi (şimdi oraya büyük bir site yapıldı).

Diğeri evimizin tam karşısında (şimdi oraya büyük bir fabrika yapıldı), üçüncüsü ise biraz daha uzaktı (oraya da yol ve kavşak yapıldı)

Tabii ki bütün kayıplarımız bunlarla sınırlı değil, ama yine de biz şanslı bir neslin çocuklarıyız çünkü ayağımız toprağa değerdi (en azından değecek toprak vardı) ayrıca paylaşmayı da bilirdik biz, hemde en afilisinden.

Genelde üç simit alacak paramız olurdu, ablam abim ve benim bir de bir tane gazoz olurdu onuda üçe böler içerdik.

Eve geldiğimizde oturma odasının ortasında cayır cayır yanan bir odun sobası, üzerinde her daim taze çay, bazen patates bazen ise kestane közlerdik... Hee bir de banyo yapmak için soba gibi yakılan su kazanları vardı, hem banyoyu ısıtır hem de suyu ısıtırdı, yemekler tüplü fırınlarda yapılır tüp satmak için arabalar mahalle aralarında dolaşırdı çokça elektrikler gider suların da aktığı hiç görülmezdi..

Arada bir akardı gaz lambası veya mum ışığında ders çalışırdık televizyonlar siyah beyazdı zaten çok az yayın olurdu birde yükselticeleri vardı voltaj sürekli düştüğü için.Top oynarken birbirimizin kolunu da kırardık küserdik de ama kin tutmaz bir saat sonra barışıp tekrar oyunlar oynardık şimdi ki çocuklar gibi isterik değildik hele bencil hiç değildik her istediğimiz alınmaz alınan ise çok kıymetli olurdu birde bayramda bayramlıklar alınırdı onları yatağımızın başucuna koyar heyacandan uyuyamazdık sabah olunca giyer büyüklerimizin elini öperek harçlık alırdık o harçlıklarda bizim zengiliğimizdi.Çok çalışkan değildik ama tembel de değildik, hiç özel öğretmenimiz olmadı öğretmenlerimize karşi da fazlasıyla saygılıydık gördüğümüzde önümüzü ilikler selam verip geçerdik.

Sonra ise lise yılları başladı lisede çay partilerimiz olurdu genelde erken saatlerde başlar vakitlice de biterdi. Nedeni ise kız arkadaşlarımız da gelebilsin diyeydi. Zaten erkeklerin gelme nedenleri ya kızkardeşlerini getirirlerdi ya da hoşlandıkları kıza bir kere de olsa bakmak için gelirlerdi, menüde meyve suları pasta börek ve çay olurdu. Biz mi ? çok temizdik yaşımızın gereğimi bilemedim ama bildiğim bir şey var ki bu kadar bencil, hırslı ve fazlaca ayrık değildik hoşlandığımız kızla göz göze gelebilmek için çokca çaba sarf eder şansımızı sonuna kadar zorlardık hele de bir başkasıyla konuştuğunu gördüğümüzde artık birkaç gün karın ağrımız devam ederdi tek masum bizmişiz gibi gelirdi işte biz böyle bir dönemin çiçek çocuklarıyız neden mi? Elveda çocukluğum bir daha yaşanamayacağı olsa gerek.

BEYOĞLU KLASİKLERİ

Bugün sizlere Beyoğlu’nun mihenk taşlarından ve klasiklerinden olan yıllardan çizgisinden ve kalitesinden ödün vermeyen Mask Live’ dan bahsedeceğim.Taksim meydanın dan yola çıkıp Fransız Kültür Merkezi’ni geçince ikinci sokakta yani Bekar Sokakta.

Hergün ayrı bir canli müzik grubunun bulunduğu Mask’da, ben gittiğimde içerde canlı karaoke vardı, beş kişilik orkestra ve sevgili Dost Elver’in sunumu muhteşemdi daha da ilginci Türkiye’de canlı karaoke ilk yapan ve kültür bakanlığı onaylı bir yerdir

Diğer barlar ise daha sonra canlı karaoke yapmayı başlamışlardır ama kimsenin aynı tadı ve duyguyu yakaladığını sanmıyorum, çünkü doğası dokusu Beyoğlu’nun anlatan bir yerdir Mask.

Her gittiğimde çok yoğun ve bir çok ünlüyü (Kenan İmirzalıoğlu, Fehriye Evcen, Burak Özçivit) görebileceğimiz bir mekandır. Salı günü karaokeye gittiğimde Koray Avcı ve bir çok sanatçı şarkı söylemek için sahneye çıktı, tavsiye ederim görülmesi gereken yerlerdendir.