Yaşadıklarını bir anlatsa…
Çapkın diye anılanlar, İbrahim Tatlıses’in yanında çırak kalır.
Medyafaresi’ne son yazımda; ‘Şayet Semra rahmetli Cumhurbaşkanımız Turgut Özal’ın sevgili eşi Semra Özal duyduklarını-gördüklerini bir kitap haline getirirse veya bir TV belgeselinde anlatırsa 9 şiddetinde deprem etkisi olur. Tüm bildiklerinizi unutursunuz. Türkiye yi yöneten yani gerçek iktidara başka türkü bakmaya başlarsınız' demiştim.
İktidar derken sadece siyasi parti sanmayın. Her konuda ülkemizi yönlendiren kişiler diyorum. İş aleminin en güçlü patronlarından, sporun başındakilere, sanat dünyasına yön veren yapımcı-yönetmen ve sanatçılar diyorum. Çünkü Semra Özal rahmetli eşinin her saniye yanında idi.
Amerika da kalp ameliyatı olurken de Anıt Kabir deki cenaze törenlerinde de. Yabancı Devlet başkanları ile olan görüşmelerde ep Semra Özal ile yan yana idi. Hatta çoğu zaman elele. Son 25 yıldır, kim nereden geldi, nasıl ve kimin yarımı ile bir şeyler oldu Semra Özal ‘ın etkisi vardı.
Yazının sonunda da "sanat dünyasının kara kutusu İbrahim Tatlıses’tir" demiştim. Bunu anlatmak için de bu günü beklemiştim. Şimdi tam zamanı.
Çünkü dünyadan habersiz kişiler birilerini en çapkın, en karizmatik, en sinsi ilan ediyorlar. Güya bunları da ünlü kadınlardan oluşan jürilere yaptırıyorlar. Kadınların çoğu beş yıl önce nerede, ne iş yaptığı bile binmeyen figüranlar. Zaten seçimlerinden belli oluyor.
İbrahim Tatlıses gibi bir kişi bu listelere girmiyorsa bu kadınlar bu işi hiç biliyorlar demektir. Tatlıses yaklaşık 30 yıldır gece aleminin ve müzik dünyasının bir numaralı ismidir. Gerçekten ‘Padişah’tır.
Şayet Tatlıses olmasa veya istemese Hülya Avşar bugünkü durumunda olamazdı. Belki çoktan sinema ve sahneyi bırakıp annesi Emral hanım vatanı Ayvalık’a yerleşirdi. 1983 yılında ‘Güzellik Kraliçesi’ oldu ama önüne doğru dürüst bir teklif gelmedi.
Gelen tekliflerin hepsi Taçsız Kraliçe idi. Bu yüzden Avşar Almanyalı bir gurbetçinin filminde sinemaya başladı. Bunu da Salih Güney sağladı. Niyazi Daymaz’ın ilk filmidir. Sahnede ise manken gibi yürüyüp fıkra anlatıyordu. Tatlıses peşinden gidip, her konuda sahiplenmese bir şey olamazdı.
Açıkcası onun filmlerinde patladı, onun çalıştığı gazinoda ona torpil ile assolist oldu.
Sibel Can deseniz farklı değil. Seren Serengil de Tatlıses sayesinde sahneye çıktı. Böyle saymaya kalkarsam 50 ünlü şarkıcını geçmişi ortaya çıkar. Çoğu da kısa dönem sevgilisi idi. Özetle şarkıcıların ilk gününü en iyi bilen kişidir Tatlıses.
Yıllarca gerek albüm gerekse Tv ve sinema yapımcılığı yaptı. O alemin içyüzünü de Tatlıses bilir. Hangi TV genel müdürü rüşvet ile iş verir, hangi şarkıcının albümü çok satar bilir. Zaten öğrenmeye, her olaya dalmaya meraklı bir kişiliği var.
Bir insan düşünün hem senarist, hem yönetmen, oyuncu. Ee.. dublajı da kendi yapıyor, şarkılar türküler kendisinin. Velhasıl bütün işleri bizzat yapınca çok kişiyi de tanıma imkanı oldu. Gazinoda Türkü söylerken yer altı dünyasından herkesi tanıdı. İş dünyası deseniz öyle. Böyle bir dünyanın içinde 40 yılı geçen İbrahim Tatlıses ‘in dünkü kızlar tarafından unutulması çok komik.
İsterseniz biraz açarak anlatayım.
Birileri alemin renkli ve hızlı kadınlarından oluşan bir jüri seçmiş. Kimseye açık etmeden jüriye ‘karda yürüyen, izini belli etmeyen gizli çapkınlar’ veya bana göre potansiyel acemi çapkınları seçtirmiş.
Baştan sona hatalar ile dolu bir liste. Sanırım kendilerine bir iki kez sarkan erkekleri hemen gizli çapkın sanmış. Kadroyu dikkatle incelerseniz aklınıza kötü şeyler gelebilir. Bazıları gerçekten bu alemdeki erkekleri iyi tanıyor. Çünkü kamyon dolusu erkekle birlikte oldu. İş adamından, şarkıcısına dek çeşitli gruplara mensup erkekler ile yakın ilişki içine giren ünlü kadınlar.
Kim evine gelirken kolları dolu gelir, kim Avrupaya birlikte tatile çıkınca 7-8 bavulla gelmene olanak sağlar, kim cimridir, ama yatakta mutlu eder veya masa muhabbeti iyidir. Velhasıl jürinin seçiminde yüzde 70 başarı var derim.
Erkeklerin rüyalarına giren güzel kadınlar; İvana Sert, Eda Taşpınar, Saba Tümer, Irmak Atuk, Tuba Özay’a kimse bir şey diyemez. Helin Avşar’ın tecrübesine de. Maşallah kaç flörtü oldu kendisi bile hatırlamaz. Nilgün Belgün bu konuda tartışmasız uzman kişi. Şebnem Dinçgör araya girmiş. Gülşah Saraçoğlu, Saba Tümer ve Leyla Bilginel de bu jüriye girmesi gereken hatunlar. Hülya Avşar, Gülben Ergen gibi konunu prof.ları varken. Sonuçta bu tecübeli kadınlar karda yürüyüp izini belli etmeden çapkınlık yapan beyleri seçti. Kim bu beyler?
Gazeteci Ahmet Hakan ile başlıyor. Ben buna pes dedim. Üç-beş yıl öncesine dek sadece Kanal 7 izleyenlerinin tanıdığı Ahmet Hakan kadınlara göre gizli çapkınmış. Buna nasıl karar verdiler bilmiyorum. Acaba Nişantaşı’ndaki bekar evine çok kişi mi girip çıkıyor?
Beyazıt Öztürk yani Beyaz’ın gizli çapkın olduğuna da inanmadım ben. Çünkü çok duygusal adam. Birini beğenmişse hemen aşık oluyor. Böyle karakterler çapkın olamaz.
Oktay Kaynarca ünlü değilken, yani gençken Ortaköy'ün ara sokaklarındaki salaş cafelerde macera yaşardı. Ama Demet Akbağ’a olan aşkından sonra çok değişti. Hep kaliteli oyuncular ile uzun süreli, ciddi aşklar yaşadı. Özgü Namal gibi… Evlenip boşanması da bu döneme girer. Bu listeye giremez.
Her ne kadar oyunculuk yapsa da rahmetli Gazinocu Fahrettin Aslan nın oğlu olarak kariyer yapan Mehmet Aslan kısa süreli ilişkilerini gizliyor. Bu doğru. Çünkü siyasi bir kimliği var. Gelecekten çok şey bekliyor. Aşk maceraları ile günde gelmek istememesi çok normal. Bekar, zengin ve yakışıklı adam. Ama özel yaşamı ile ortalarda dolaşmayı.
Dansçı Mustafa Erdoğan özel olarak çapkınlık yapan birisi değil. Ama içinde bulunduğu ortam onu baştan çıkarmaya çok müsait. Çevresindeki güzel dansçı kızları hepsi birer küçük şeytan.
Listede yer alan Ozan Güven hakkında yorum yapamayacağım. Genç kuşağın saati saatine uymuyor. Nejat İşler'in gizli çapkın olduğunu da asla kabul etmiyorum. Bekar ve karizmatik bir adam. Kadınlar çevresinde uçuşuyor. Ne yaptığını bağıra bağıra söylememesi suç değil.
Ancak Tamer Karadağlı ve Coşkun Sabah hakkındaki karar yüzde yüz doğru.
Evet kadınlara aşırı meraklı kişiler ama sır saklamasını bilmeyen acemi çapkınlar. Tamer Karadağlı parası ile bile çapkınlık yapamadı. Coşkun da boşanırken verdiği para ile tarihe geçti.