Çağdaş insanlara ötekileştirme hiç yakışmıyor

Kendini ‘çağdaş- aydın’ olarak tanımlayan kişiler, kendisi gibi düşünmeyen, yaşamayan, benzemeyen insanlara karşı nasıl davranır?

Aykut Işıklar Aykut Işıklar

Objektif, mantıklı, anlayışlı, daha hoşgörülü olmak zorunda değil mi?

Hadi muhafazakar cahil ve tutucular tam tersi olabilir. Çünkü onlar dünyaya bostan kuyularındaki beygirlere takılan gözlükler ile bakarlar. Yani sadece iki metre önünü gösteren gözlükler.

Hele vizyon denilen çok ilerisini gören kişi çok azdır. Bu yüzden de yanaşık düzen yaşamayı severler. Omuz omuza vererek, hiçbir zaman farklı olmaya teşebbüs bile etmeden ve hep ‘biat ederek’ yaşarlar.

Böyle olunca da bölünme başlar, ötekileşme başlar. Mahalle baskısından taa nerelere dek uzanan bir ilişki yumağı alır başını gider. İşte biz şu günlerde böyle bir ülkede yaşıyoruz.

İki ayrı gruba bölünmüş birbirini hiç anlamayan, anlamak istemeyen insanlardan oluşan bir toplumuz. Bu arada şunu da kabul edelim. Düşünmesini bilmeyen, dünyanın nasıl döndüğünü hala öğrenmemiş insanlar şayet bu noktada kalmışsa, onlara her konuda yardımcı olmamış aydınlardır. ‘Bırakayım cahil kalsın da benim farkım ortaya çıksın’ diyen mantığın sonucudur.

Bunu halkın aynası gibi duran popüler kültürde daha net görüyoruz. Öyle süslü cümleler ile akademik çalışmalara başvurmaya hiç gerek yok.

İşte bizim mahalleden örnekler;

Türk sinemasına yaklaşık 50 yıl emek veren, Uluslararası festivallerde ödülleri bile olan Hülya Koçyiğit gibi bir oyuncumuz sosyal medyada okuduğumuz yorumları hak etti mi? Kadıncağız kanser olmuş, ameliyat olacağı gün ‘facebook’dan benim için dua edin diye rica ediyor. Duygusuz vahşi aydınlar da ‘Biz değil, AKP'liler dua etsin’ diye yanıt veriyor. Koçyiğit, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı seviyor ya. Barış sürecinde görev aldı ya…

Hülya Koçyiğit’e yapılan ötekileştirme değil de nedir?

İlahiyat profu Nihat Hatipoğlu’nun meslektaşlarından farklı, daha doğrusu üstün tarafları açıkça görülüyor. Çok temiz yüzü ve insanı etkilendiren bir konuşa tekniği var. Hatta sesinin rengi çok güzel. Bir pop şarkıcısı gibi milyonlarca hayranı var. Ekrana gelmesi dört gözle bekleniyor. Ramazan ayında en çok izlenen kişi oluyor. Böyle olunca da Tv'ler Hatipoğlu’na daha çok para veriyor. Bu doğanın kanunu gibi bir şey.

Yayıncı da olsa sonuçta ticari kurum. Tabii ki daha çok para kazanacağı bir kişiyi farklı görür. Hatipoğlu ramazan başlamadan bir hafta öncesinden alacağı para ile medyaya malzeme oldu. Adamcağız sustu sustu, ama dün dayanamayıp patladı. Hakkında yalan yanlış yazanlara, iftira atanlara çok sert bir yanıt verdi. Ülkemize bu işi en iyi yapan kişi ise, halka kendini kabul ettirmiş ise neden kazancını kıskanıyoruz? Şarkıcılar nasıl çok kazanıyorsa, din adamları da kazanır. Madem bu dünyada yaşıyorlarsa…

Türk futbol tarihinin unutulmaz isimlerinden biri olan yani ismi efsane Rıdvan Dilmen ‘anayasa referandum’a evet diyeceğini açıkladığı için hala biriler tarafından linç ediliyor. Rıdvan birey olarak birilerini sevemez mi? Sevmeye hakkı yok mu?

Aynı durum Barselonalı Arda Turan için de geçerli. Kendini aydın sananlar üç gün önce Türk futbolcusu olarak gurur duydukları Arda’ya düşman oldular.

O günlerde referandum kampanyalarına ‘evet’ diyen tüm ünlüler hala kara listede. Murat Boz ile Mustafa Ceceli özel yaşamları yüzünden aforoz ediliyor. Sanki daha önce eşini ve sevgilisini aldatan, başkasına aşık olan şarkıcı olmadı gibi.

Bu iki delikanlının yaptıkları günümüz dünyasında artık çok normal. Aldatmak ne kelime… Ama Erdoğan sempatizanı oldukları için onlara ceza kesmek vicdansızlık. Şimdi bu işi yapan 50 erkek şarkıcı sayabilirim.

TRT Müzik kanalına çok az para karşılığı program yapan Emel Sayın, Muazzez Ersoy, Zerrin Özer gibi yorumcuları küçümseyen, dışlayan çok kişi tanıyorum. Suçları TRT stüdyosuna gidip Türk halkına TRT Müzik kanalından seslenmek.

Erdoğan’ı seviyor, davetlerine katılıyor diye Orhan Gencebay’ı eleştirenler, ‘bizden değil’ diye uzaklaşan kişilere bir sorum daha var. ‘Böyle davranırsanız… Madem siz akıllı, mantıklı, bilgili insanlarsınız. Yılmaz Güney, Tarık Akan, Edip Akbayram, Zülfü Livaneli, Ahmet Kaya, Selda Bağcan, Leman Sam, Müjdat Gezen gibi sanatçıları yok sayan kişilerden ne farkınız kalır?

TRT ekranlarından uzak tutulan, solcu diye halktan uzaklaştırılan sanatçılar da bizim, Erdoğan’ın sarayında yemek yiyenler de.

‘Batsın Bu Dünya’yı söylerken nasıl Orhan Gencebay’ı sevgi ile anıyorsak, Selda’dan ‘Çemberimde Gül Oya’yı dinlerken de aynı duyguları yaşıyoruz.