Bir Beyoğlu fenomeni.. 45'lik Bar'ın hikayesi

Senelerden 90’ların başı, aylardan Nisan iki genç adam yanlarında bir arkadaşlarıyla beraber bir bar açmaya karar vermişlerdir, yeri de bugün 45’liğin olduğu yerdir.

Fuat Akyol Fuat Akyol

45’LİK SAHİBİNİN SÖZÜNDEN

Kimine göre plak, kimine silah, kimine göre yaşam, kimine göre bar.

Ben bügün sizlere 45’lik barın hikayesini anlatacağım.

Senelerden 90’ların başı, aylardan Nisan iki genç adam yanlarında bir arkadaşlarıyla beraber bir bar açmaya karar vermişlerdir, yeri de bugün 45’liğin olduğu yerdir.

Bilmedikleri tanımadıkları ve görmedikleri bir çevrededirler, artı o dönem türkü barlar revaçtadır, onlar da harman bar olarak açarlar.

Açılıştan bir gün önce, sabaha kadar döşeme tahtalarına cila yaparlar ki açılışa yetiştirebilsinler, sabaha karşı küçük kardeş çok üşür ve yakınlarda bir tanıdıklarının evine gider.

Bağcılar’a evlerine gitmeye paraları yoktur, bir de cilanın bitmesi gerekiyordur.. Karşı taraftaki kahveden katalitik sobayı alarak, büyük kardeş sabaha kadar cilayı bitirir ve tahtaların üzerinde biraz uyur, sabah daha önce ceplerinde ayırdıkları son parayla takım elbise alırlar ve 21 nisan Cuma günü yeni bir hayata adım atmış olurlar...

Tabiî ki Beyoğlu’nda hayat o kadar da kolay değildir. O dönem türkü barlarda tek bağlama ile müzik yapılırken onlar bast gitar, davul ve gitar eşliğinde tam bir orkestrayla müzik yapıyorlardı gelen misafirler arasında Ahmet Kaya, Derya Köroğlu, Kerim Tekin gibi birçok sanatçı, gazeteciler ve işadamlarına yayılan geniş bir yelpazeydi.

Çok sıkı sanatçılar çıkarırlardı, bütün kazandıklarını sanatçılara verip beş kuruşsuz eve dönerlerdi, artık biraz olgunlaşıp ciddi piyasa da yapmışlardı. Akşam misafirler çıktıktan sonra sohbetler devam ederdi, bu sohbetlerde kimler yoktu ki... Cahit Berkay, Mazlum Çimen, Metin Kahraman, Yaşar Kurt, Engin Yörükoğlu, Yasemin Göksu sabahın ilk ışıklarına kadar sohbet ve müzik devam ederdi. Güzel günlerdi...

İşte velhasıl açıldıktan bir buçuk yıl sonra tarzı değiştirmeye karar verdiler. Çalıntı dergisinin sahibi sevgili Suat ile yol arkadaşlığı yapmaya başladılar, 6 ay sürdü kırmadan ayrıldılar tekrar başa dönmüşlerdi, ne yapacaklarına hızlı bir şekilde karar vermeliydiler, o aralar Açık Sahne diye bütün müzisyenlerin gittiği bir yer vardı. Kontratları bittiği için yerlerinden ayrılıyorlardı ve taşınacak yer arıyorlardı, küçük kardeş burayı Açık Sahneye vermek istiyordu, büyük olanı ise kendileri yola devam etsin istiyorlardı. Eski bir dostuyla, tanıdıkları bilgisayarı olan bir arkadaşlarının yanına giderek afiş yaptılar. Afişte en üste 45’lik logo ortada Clint Eastwood fotoğrafı ve bira fiyatı yazıyordu, o kadar hızlı yayıldı ki afişleri İstiklal’de yapıştırıp inene kadar bar dolmuştu...

Artık yolculuklarına kendileri rock bar olarak devam edeceklerdi. 45’lik dolup taşıyordu, 70’lerin 80’lerin pop ve rock şarkılarını çalıyorlardı, artık Beyoğlu’nda yabancı müzik dönemi de başlamış oluyordu.

Türkü barlar yerini DJ performansı yapan barlara bırakıyorlardı, çok iyiydi çok... Artık parasızlık dönemleri bitmişti. Kimler gelmiyordu ki, Murat Yıldrım, Nejat İşler, Nurgül Yeşilçay, Nilüfer Açıkalın 45’lik'de herkesin bir anısı bir hikayesi vardı...

45’lik anılarla hikayeler ile efsane olmuştu. 2000’lerde bir yol ayrımına daha gittiler, küçük kardeş ayrılarak kendi barını açtı, büyük olan ise 45’lik'te devam etti. 2005 Nisan ayında ise bir ay 45’lik kapalı kaldı, çünkü bina güçlendirilmesi gerekiyordu, bir ay sonra açıldığında toparlanması bir hayli zaman aldı...

2008 Ağustos ayından sonra haftada bir gün 45’likte nostalji Türkçe müzik yapılmaya başladı, sonra herkes tarafından ilgi çekince iki güne çıkardılar. Takvim yaprakları 7 Kasım 2008’i gösterdiğinde Çağan Irmak’ın Issız Adam filmi gösterime girdi ve rekordan rekora koşuyordu, herkes filmi ve filmdeki resturant ve barı merak ediyordu, akın akın bara geliniyor, 45’lik dolup taşıyordu...

Artık karar verme zamanıydı, karar ise tadilat yaparak Türkçe Nostalji yaparak yola devam etmekti. Kısa zamanda nostalji müzikte fenomen bir bar oldu kimler gelmedi ki...

Ajda, Semiramis Pekkan, gazeteciler, işadamları, oyuncular ve yönetmenler artık sosyetenin geldiği bar olarak anılıyordu, 45’liğin de Beyoğlu’nun da çehresi tamamen değişmişti, sonra mı?

Yeni hikayeler, aşklar, yaşanmışlıklar... Yani hikaye devam ediyor...

İşte 24 yıl evvel Bağcılar’dan gelip 45’lik gibi dünyada tanınan bir marka yaratan Fuat ve Erdoğan Akyol’un hikayesi bu...

11 mayıs’ta 24. Yılını kutlayacaklar.

11 Mayıs'ta herkesi ama herkesi Beyoğlu’na 45’liğe bekliyorlar.. İlk günkü gibi... Çünkü Beyoğlu kolay vazgeçilecek bir yer değil, hele 45’lik artık bir kültür, bir dönem, bir yaşam olmuş.

Ne mi hissediyorlar?

Sanki zaman durmuş da, onlar yeni başlıyormuş gibi ilk gün heyacanı işte... Ne mi biriktirdiler? Dostluklar, sevdalar, insanlar, güzel bir arşiv, bir de sonsuz bir birikim... 11 Mayıs'ta görüşmek umuduyla…