Beyoğlu can çekişiyor

Herkesin Beyoğlu'na borcu var sanatçısı gazetecisi, yazarı, sosyetesi, bilimun kültür merkezlerinde çalışanı, yöneticisi, konsolosluk çalışanları herkesin Beyoğlu’nda eğlenip katkı sunma zamanıdır.

Fuat Akyol Fuat Akyol

HERKESİN BEYOĞLU’NA BORCU VAR

Beyoğlu çok eski bir yerleşim yeridir. Orta çağdan itibaren karşıyaka anlamına gelen Pera adıyla anılmaktaydı. Beyoğlu adını ise bir beyin oğlunun konağından aldığı söylenir.

Önemli tarihi yerleri ise Atatürk Kültür Merkezi, Aynalı Kavak Kasrı, Çiçek Pasajı, Galata Kulesi, Dolmabahçe Cami, Galatasaray Hamamı, Galatasaray Lisesi, Pera Palas Oteli, Neva Şalom Sinagogu, St. Antuan Kilesesi, Tophane-i Amire, Yeşilçam Sokağı, Taksim Meydanı, Afrika Pasajı (1905), Anadolu Pasajı(1910), Atlas Pasajı, Rumeli Pasajı ve Emek Sineması’dır.

Bir de Beyoğlu’nun oluşumuna bakalım; Galata tarihinin çok eski olmasına karşın Beyoğlu 16.yüzyılın ilk yarısında içinde tek tük yapıların yer aldığı bağlık, bahçelik bir alandı.

Beyoğlu; Galata’dan gelen hristiyanlarla yabancıların elçilikler dolaylarına ve o zamanlar( Grand Rue De Pera) denilen İstiklal Caddesi boyunca yerleşmesiyle Avrupa kenti görünümünde bir yerleşme olarak ortaya çıktı.

Beyoğlu can çekişiyor - Resim: 1

Beyoğlu ilk önceleri bir diplomasi merkezi olarak gelişmiş; fakat daha sonraları yabancı ticaretin, ekonomik kontrolün artaması ve burada yoğunlaşması sonucu istanbul’un ticaret merkezi haline dönüşmüştür. Ticaretin yanı sıra eğlence ve kültür kuruluşlarının da burada yer alması ve konumu bütün İstabul’un odak noktası olmasını sağlamıştır (kaynakça : Beyoğlu vikipedi).

Şimdi düşünüyorsunuzdur bu adam bunları neden anlatıyor; diye çünkü Beyoğlu elimizden kayıp gidiyor. Durum vahim yaşayan önlem alacak olanlar ise ve biz Beyoğlu’nda yaşayan sanatçısı, işletmeler konsolusluklar, emniyet, belediye ve kısacası Beyoğlu’nu var eden bizler. Yetmişlerde kravatsız gezilmeyen ve gazinoları ile ünlü Beyoğlu seksenlerin ortaların da daha çok pavyonların fazlaştığı bir hal almıştır.

Beyoğlu can çekişiyor - Resim: 2

Ama hiçbir zaman eğlence kenti olmaktan çıkmamıştır. Doksanların başında ise pavyonlar yerlerini bir bir türkü barlara bırakmışlardır, ardından rock barlar ile gece hayatı doruk noktasına ulaşmıştır. Doksanların sonuna doğru kapkaç, yankesicilik ayyuka çıkınca duraklama dönemine girse de yoluna yalpalayarak devam etmiştir. 2000'lere gelince sürekli inşaat, taşların değişmesi insanların Beyoğlu’ndan uzaklaşmasını sağladı.

Fakat 2008’deki Çağan Irmak imzalı Issız Adam tam da Beyoğlu’daki bohem hayatı anlattığı için sosyete dahil herkesin Beyoğlu’na akın etmesini sağladı. Hazırlıksız olan Beyoğlu işletmecileri bunu ne kadar kaldırabildi bu da bence hala muammadır. Mekanlar dolup taşmaya herkes yeniden Beyoğlu’na gelmeye başladı. 2008 ile 2010 arası Beyoğlu’nun en mutlu dönemidir.

Ama bu dönemde çok ciddi bir sorunla karşılaşıldı. Sigara yasağı özellikle üçüncü dördüncü katlardaki mekanlar buna uymadı, daha sonra giriş mekanları da içirmeye başladı ve bu mekanlar arasında haksız rekabet yaratmaya başladı öyle ki bir ara içirmeyen üç dört mekan kalmıştık; yani içten içe kendimizi yemeye başladık ve velhasıl 2011 de Demirören Avm’nin açılması ile birlikte artık eğlence merkezi olmaktan çıkıp alışveriş merkezi olmaya insanların gündüz gelip alışveriş yaptığı sonra yok olduğu bir yer olmaya başladı.

Ayrıca bu döneme denk düşen masa sandalye yasağı ile birlikte insanlar Beyoğlu’nu tercih etmek yerine Beşiktaş, Kadıköy gibi semtlere gitmeye başladılar. Bundan sonra Beyoğlu’ndaki düşüşler hızlı bir şekilde artmaya başladı. Buna birde işletmecilerin beceriksizliği eklenince kaçınılmaz sona doğru hızlı adımlarla ilerlemeye başladık.

2013’te uzun süren gezi eylemleriyle birlikte Beyoğlu artık nefes alamamaya başladı. Kitle değişmeye Arap turistlerin ve Suriyeli göçmenlerin yoğun olarak geldiği bir yer olmaya başladı. Mekanlar Arapça yazılar eklemeye, gelen Türk misafirleri beğenmemeye başladılar (tabi birçoğu) insanlar iyice küsüp gelmemeye başladı.

2016’nın martındaki bomba ise Beyoğlu’nu karanlığa gömmüş oldu.

(2016’ dan bügüne kadar kapanan yer sayısı 200, Beyoğlu'ndan gitmeye çalışan yer sayısı tahmini 500, yol yapım çalışmalarından dolayı Beyoğlu’na haftasonu gelmeyen kişi sayısı tahmini 1 milyon)

Evet.... Şimdi Beyoğlu can çekişiyor belki, ama Beyoğlu’nun eski Beyoğlu olmasını sağlayacak olan bizleriz.

Herkesin Beyoğlu'na borcu var... Sanatçısı gazetecisi, yazarı, sosyetesi, bilimum kültür merkezlerinde çalışanı, yöneticisi, konsolosluk çalışanları, herkesin Beyoğlu’na katkı sunma zamanıdır.

Beyoğlu için herkes Beyoğlu’na.... Yarın çok geç olabilir.