Abone Ol

Türkiye Cumhurbaşkanı, Suudi Kralının ayağına gidemez!

Çankaya Köşkü'nün yeni sahibi Abdullah Gül bir ilke daha imza attı. Anıtkabir'e bile gitmeyen bir Arap kralının ayağına kadar gitmek Türkiye'nin Cumhurbaşkanına hiç yakışmadı!

Türkiye Cumhurbaşkanı, Suudi Kralının ayağına gidemez!

İŞTE YAŞANAN İLGİNÇLİKLER

Kral Abdullah’ın toplam 22 saat süren Ankara ziyareti sırasında, 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer döneminde Türkiye’nin görmeye alışık olmadığı şu görüntüler yaşandı:

  • HAVALANINDA KARŞILAMA: Türkiye’ye gelen yabancı liderler havaalanında Dışişleri Bakanı ya da devlet bakanı düzeyinde karşılanır ve resmi karşılama töreni ise Çankaya Köşkü’nde Cumhurbaşkanı tarafından yapılır. Eski Cumhurbaşkanı Sezer geçen yıl ağırladığı Suudi Arabistan Kralı Abdullah dahil, istisnasız tüm konukları için yedi yıl boyunca bu kurala uydu ve havaalanına karşılamaya gitmedi. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ise sadece Marmara depreminin ardından Türkiye’yi ziyaret eden eski ABD Başkanı Bill Clinton’u havaalanında karşıladı.
    Kazakistan ve Suriye cumhurbaşkanlarını Esenboğa’da karşılamayan Gül, Suudi Kralı için farklı uygulamaya gitti. Köşk kaynakları, "Kral, programında olmamasına rağmen Avrupa turunun ardından Cumhurbaşkanı Gül’e ’cumhurbaşkanlığına seçilişini tebrik’ amacıyla Ankara’ya gelmek isteğini iletti. Cumhurbaşkanı da bu jeste karşılık vermek için kendisini havaalanında karşıladı.
    Cumhurbaşkanımız bunu genel bir uygulamaya çevirme niyetinde değil" değerlendirmesini yaptı. Dün Ankara’ya gelen İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’i Esenboğa’da karşılamayan Gül, bugün gelmesi beklenen Filistin lideri Mahmut Abbas için de havaalanına gitmeyecek.
    • DEVLET ŞEREF MADALYASI: Kral’a Türkiye Cumhuriyeti’nin en üst düzey onur payesi sayılan "Devlet Şeref Madalyası" verilmesi de eleştiri konusu oldu. Köşk kaynakları, Kral Abdullah’ın ziyaret sırasında ülkesinin en üst düzey madalyası olan "Kral Abdülaziz Madalyası"nı Cumhurbaşkanı Gül’e, "Kral Abdülaziz Nişanı"nı da Başbakan Recep Tayip Erdoğan’a tevdi etme isteği üzerine karşı jest olarak kendisine Devlet Şeref Madalyası’nın verilmesi kararı alındığını belirttiler.
    • OTELDE ZİYARET: Hem Demirel hem de Sezer döneminde gelen yabancı liderlerle cumhurbaşkanı arasında gerçekleşen görüşmeler ile imzalanan anlaşmalar Çankaya Köşkü’nde yapılır, cumhurbaşkanları hiçbir gerekçeyle konuk liderin oteline gitmezdi.
      Gül’ün Kral Abdullah’ı kaldığı Swissotel’de ziyaret etmesi protokolde ilk defa gerçekleşen bir uygulama oldu. İki ülke arasında 9 Kasım’da Köşk’teki görüşmeler sırasında imzalanması öngörülen "işbirliği protokolü" üzerindeki mutabakatın çok geç sağlanması üzerine imza töreninin bir gün sonraya sarktığını belirten diplomatik kaynaklar, "Karşı tarafın heyetinin başında Kral olduğu için bizim tarafta Başbakan’ın bulunması protokol açısından uygun değildi. O nedenle Cumhurbaşkanı anlaşmanın imzası için gitti" değerlendirmesini yaptı.
    • ANITKABİR’SİZ VE BAYRAKSIZ VEDA: Türkiye’yi ziyaret eden tüm liderlerin geliş ve gidişinde ülkelerinin bayrağı Esenboğa Havalimanı’nda göndere çekilirken, Kral Abdullah’ın gelişi sırasında göndere çekilen Suudi bayrağı 10 Kasım’a denk gelen dönüş gününde bayrak direklerinde yer almadı.
      Suudi Arabistan’ın, üzerinde "Kelime-i Tevhid" yazılı olduğu gerekçesiyle 10 Kasım’da bayraklarını Türk bayrağı gibi yarıya indiremeyeceklerini bildirdiği ortaya çıktı. Yapılan görüşmeler sonrasında Kral uğurlanırken, göndere Suudi bayrağı çekilmemesi kararı alındı.


      Çankaya Köşkü’nde ’değişen’ protokol

      Gül’ün cumhurbaşkanı seçilişinin ardından Köşk protokolünde dikkat çeken değişiklikler şunlardı:
      1Köşk’te biri "eşli ve türbanlı", diğeri "eşsiz ve türbansız" iki resepsiyon uygulaması başladı.
      2Yabancı konuklara biri "Çankaya Köşkü’nde resmi ve eşsiz", diğeri "Dışişleri Konutu’nda özel ve eşli" iki ayrı yemek verilmeye başladı.
      3Yabancı liderlerin resmi karşılama törenlerinde bir taraftan "eşsiz karşılama" ve askeri tören yapılırken hemen sonrasında "eşli fotoğraf çekimi" uygulaması başlatıldı.
      429 Ekim resepsiyonlarında Atatürk’ten bu yana Cumhurbaşkanlarının smokin giyme geleneği ortadan kalktı bunun yerine "kravatlı" resepsiyon uygulaması başladı.

      MUHALEFETTEN TEPKİ

      MHP, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, Suudi Arabistan Kralı Abdullah Bin Abdülaziz El-Suud’u, Ankara’da kaldığı otelde ziyaret etmesini eleştirdi. CHP de El Suud’a ’’Devlet Şeref Madalyası’’ sunan Gül’e tepki gösterdi.
            MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, "Sayın Cumhurbaşkanı’nın yaklaşım tarzı, devlet geleneğine aykırı ve yanlış olmuştur. Onurumuzu zedelemiştir" dedi.
            Vural, MHP’nin, seçilmiş bir cumhurbaşkanına, devleti temsil ettiği için gereken saygıyı gösterdiğini, cumhurbaşkanının siyasal bir tartışma içerisine sokulmasını doğru bulmadığını kaydetti.
            Vural, "Cumhurbaşkanının, attığı her adımda Türk milletinin onurunu koruması" gerektiğini ifade etti.
            Vural, "Bence o fotoğraflardaki yaklaşım, Türk milletini rencide etmiştir, kabul edilmesi mümkün değil. Devlet geleneğinin yıpratılmasını milletimiz hak etmiyor. Son derece yanlış olmuştur. Dışişleri Bakanlığı’nın da ’Çıkarlarımız vardı’ diye de bir açıklaması var. Çıkarlar, onurlar dikkate alınarak korunur. Dolayısıyla bu yaklaşım tarzı, devlet geleneğimize aykırı ve son derece yanlış olmuştur. Çok vahim. Sayın Cumhurbaşkanının tavrı onurumuzu zedelemiştir" diye konuştu.
        
            "İmralı canisinin etekleri altında..."
            DTP’nin politikalarını da eleştiren MHP Grup Başkanvekili Vural, bu partinin Türkiye’nin içinde bulunduğu sorunlara çözüm bulma yerine, bölücü terör örgütü eksenli bir politika yürüttüğünü söyledi.
            "DTP’nin, bölücü terör örgütünü maşa olarak kullanan bir siyaset anlayışını, TBMM’ye taşıma gayreti içinde olduğunu" ifade eden Vural, DTP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan’ın eşiyle ilgili iddialara da değindi.
            "Kurtulan’ı milletvekili olmaya layık gören kim?" diye soran MHP’li Oktay Vural, "Neden bu kadın milletvekili seçilmiştir? Anlaşılan o ki eşinin bölücü terör örgütüne yaptığı hizmetlerden dolayı kendisi milletvekili olmuştur. Bölücü terör örgütünün ve İmralı canisinin etekleri altında siyaset yapmanın demokrasiyle hiçbir alakası yok" dedi.
            Vural, "Bunun demokratik olduğunu iddia etmek safsatadır. DTP, ip üstündeki cambaz gibi topluma gösteriliyor. Bunların ne mal olduğu belli. Türk milleti, kendilerine verilen bu imkanı, millet için kullanmadığını görüyor. DTP’nin istek ve taleplerinin kabul edilmesi mümkün değil. Bu istek ve talepleri, çoğunluğa kabul ettirme oyununu oynayanlar kim? Bölücü terör örgütünün maşa olarak kullandığı DTP’nin istek ve arzularını demokrasi adına Türkiye’ye yutturmak isteyenler kim?" diye konuştu.
            MHP Grup Başkanvekili Vural, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın önerilerini de eleştirerek, "Baykal’ın ortaya attığı öneriler popülist bir yaklaşım. Bugünün sorunlarını çözmeden uzak, muhtemelen önüne bir rapor geldi, bu rapordaki önerilerden, ’Birkaçını yapalım’ demiştir" dedi.
        
            CHP: "Kral Abdullah’ın geliş tarihi ilginç"
            CHP de, Suudi Arabistan Kralı Abdullah Bin Abdülaziz El Suud’a "Devlet Şeref Madalyası" sunan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e tepki gösterdi.
            CHP Grup başkanvekilleri Kemal Anadol, Kemal Kılıçdaroğlu ve Hakkı Suha Okay, Suudi Arabistan Kralı Abdullah Bin Abdülaziz El Suud’un Türkiye ziyaretiyle ilgili Meclis’te basın toplantısı düzenledi.
            Kral Abdullah’ın Türkiye’ye geliş tarihinin ilginç olduğunu, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm yıldönümünde, ziyaret gerçekleştirildiğini belirten Anadol, ancak Kral Abdullah’ın Anıtkabir’i ziyaret etmediğini söyledi.
            "Türk milletinin ulusal duyarlılığın doruk noktasına çıktığı gün, Atatürk’e sevgisinin en yoğunlaştığı gün, maalesef Türkiye Cumhuriyeti bir diplomatik skandal sonucu çok zor durumda kaldı" diyen Anadol, konunun Cumhuriyet tarihinde meydana gelen üzücü bir olay olarak tarihe geçtiğini savundu.
            Anadol, Cumhurbaşkanı Gül’ün, Kral Abdullah’a 9 Kasım’da ’Devlet Şeref Madalyası’ sunmasının büyük bir skandal olduğunu iddia ederek, Gül’ün,10 Kasım’da da Anıtkabir’deki törenden sonra programında olmaması rağmen Kral Abdullah’ın kaldığı otele gitmesini eleştirdi.
            Kral Abdullah, Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın otelde gerçekleştirdikleri görüşmeye ilişkin bir gazetede yer alan fotoğrafı, "Bu fotoğraf, ibret fotoğrafıdır" diyerek gösteren Anadol, görüntüde, Kral Abdullah’ın fotoğrafı ile Suudi Arabistan bayrağının arka planda net bir şekilde yer aldığını, Türk bayrağının ise köşede bulunduğunu ileri sürdü.
        
            "Anıtkabir’e gitmeyen Kral’ın oteline gidildi"
            Bu durumun uluslararası diplomatik teamüllere aykırı olduğunu savunan Anadol, "İnancı ne olursa olsun, İslami inanç içinde de böyle birşey bilmiyoruz, Onun Suudi anlayışı öyleymiş... Anıtkabir’e gitmedi, bundan evvelki ziyaretlerinde de gitmedi. 9 Kasım günü Anıtkabir’e gitmeyeceği belli olan, programına Anıtkabir ziyareti koydurmayan bir Kral’a devlet şeref madalyası verdiler" dedi.
            Anadol ayrıca, "10 Kasım günü de Anıtkabir’e gitmeyen bir Kral’ın oteline gidildi. Duvarlarda Atatürk resmi yok. Adeta mizansen hazırlanmış, o fotoğraflar, bayrak getirilmiş. Türk bayrağı da getirilmiş ve kendilerine göre uygun bir yere, köşeye konmuş... Ve bunu içine sindiren bir Cumhurbaşkanı, bunu yadırgamayan bir Başbakan, Kral’ın iki yanında poz vermekten çekinmiyorlar" diye konuştu.
        
            "Gül’e yeşil ışık yakan partiler de sorumlu"
            Anadol, "(Milli Görüş gömleğini çıkarttım) diyenlere, gömlek çıkartmak, değiştirmek çok kolay ama deri değiştirmek imkansız demiştik. Maalesef bu savımız, geçerliliğini bu olayda kanıtlamış oldu. Parlamentoya girerek AbdullahGül’e Çankaya yolunda yeşil ışık yakan partilerin de bu durumdan sorumlu olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyoruz" dedi.
            Kemal Anadol, Kral Abdullah’ın Türkiye’den ayrılırken diplomasi kurallarına göre havaalanında Suudi Arabistan bayrağının göndere çekilmesi gerektiğini ifade etti.
            Türkiye’de 10 Kasım’ın Atatürk’ün ölüm yıldönümü olması nedeniyle bayrakların yarıya indirildiğini anımsatan Anadol, "Kral’ın darılmasını, gücenmesini önlemek için, onun isteği üzerine, belki onun emri üzerine, Suudi Arabistan bayrağı 10 Kasım’da yarıya inmesin diye çekilmemesine razı oldular" diye konuştu.
            Anadol, "CHP, olarak bunu şiddetle kınıyoruz. Her platformda hesabını soracağımızı ilan ediyoruz" ifadesini kullandı.
        
            "Ecyad Kalesi’ni kim yıktı?"
            Kemal Kılıçdaroğlu da devlet şeref madalyasının kimlere sunulacağınailişkin hükmü okuduktan sonra, "Bir Osmanlı eseri olan Ecyad Kalesi’ni kim yıktı? Ecyad Kalesi’ni yıkan insana, devlet şeref madalyasını hangi gerekçeyle veriyorsunuz?" diye sordu.
            Hakkı Suha Okay da, "Sadece adaş olması, Sayın Gül’ün bir süre Arabistan’da çalışmış olması, böylesine onurlu bir madalyanın kurallara aykırı birşekilde verilmesi için gerekçe olamaz" dedi.
        
      Cumhurbaşkanlığı: "Tek tip uygulamadan söz etmek yanlış"
            Bu arada, Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi’nden yapılan açıklamada da, Suudi Arabistan Kralı’nın Türkiye ziyaretine ilişkin olarak, protokol kurallarında tek tip uygulamadan söz etmenin yanlış olduğu belirtildi.
            Açıklamada, "Uğurlama Sayın Başbakan’ın görüşmesiyle çakıştığından üçlü bir görüşmeye, ortak açıklamanın sonuçlandırılmasına da vesile olmuştur" denildi.
            "Protokol kurallarında tek tip uygulamadan söz etmek yanlıştır" denilen açıklamada, protokolde karşılıklılık, geleneksel ilişkiler ve işin gereği gibi birçok unsurun dikkate alındığı belirtildi.
            Cumhurbaşkanı’nın programı müsait olduğunda veda ve uğurlama için konuğun ikametgahına gitmesinin usulden olduğu kaydedilen açıklamada, son olarak Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad için de bunun uygulandığı ifade edildi.
            Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
            "Uğurlama Sayın Başbakanın görüşmesiyle çakıştığından üçlü bir görüşmeye, ortak açıklamanın sonuçlandırılmasına da vesile olmuştur. Suudi Arabistan, yüzbinden fazla vatandaşımıza ve şirketlerimize ev sahipliği yapan, bölgesel konularda yakın istişare içinde olmamız gereken bir ülkedir. Bölgemizin çok kritik bir dönemden geçtiği bir sırada en yüksek düzeyde görüş alışverişine imkan veren ve ayrıca ikili ilişkiler çerçevesinde çıkarlarımızın ileriye götürülmesine fırsat veren bu önemli ziyaretin, yapay protokol iddialarıyla gölgelendirilmeye çalışılması üzüntü vericidir."