Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
Adaletsizlik güç mücadelelerini, israfı beraberinde getiriyor. Halbuki bu kurum adaletsizliği kaldırmak için kuruldu.
Dünyamız küresel düzeyde adaletsizliğin yol açtığı sancıyla yüz yüze.
Dünyanın bir tarafı lüks içinde hayatını sürdürürken, diğer tarafta açlığın kol gezmesi kabul edilemez.
Dünyanın şanslı azınlığı robotları tartışırken, 1 milyarı aşkın bir insanın açlık sınırının altında yaşaması çok acıdır.
Dünya 5'ten büyüktür. Zihniyetimizi de kurallarımızı da değiştirme zamanı çoktan gelmiştir.
Nükleer silahların her krizde koz olarak ortaya konması bizi rahatsız ediyor.
Nükleer güç ya herkese yasak ya da herkese serbest olmalıdır.
Türkiye insanlığı kucaklayan sorunlara çözüm bulmak için çabalıyor.
Suriye küresel adaletsizliğin sembolü haline gelen bir coğrafya oldu.
Suriye krizini sona erdirmenin artık zamanı gelmiştir. Türkiye DEAŞ'tan en çok zarar gören ülkedir. DEAŞ'ın Suriye'deki çöküş sürecini biz başlattık.
Suriye'de DEAŞ'a karşı en büyük darbeyi Türkiye vurdu. Fırat Kalkanı Harekatı ile 3 bin 500 DEAŞ'lı teröristi etkisiz hale getirdik. Örgütün çöküş sürecini başlattık.
Türkiye 5 milyon sığınmacıya ev sahipliği yapıyor. Bunun 3 milyon 650 binini Suriye'den gelenler oluşturuyor. Son 8 yılda sığınmacılar için 40 milyar dolar harcadık. AB'den bize gelen destek 3 milyar Euro'dur.
Aylan bebeği dünya çok çabuk unuttu. Unutmayın ki bir gün aynı durum sizin de başınıza gelebilir.
Suriye'de kalıcı siyasi çözüme ulaşıldığında bu ülkenin toprak bütünlüğünü de kendiliğinden tesis edilmiş olacak.
Suriye'den kaçanların geri döndüğü tek yer Türkiye'nin güvenli hale getirdiği yerlerdir.
Türkiye'nin dörtte birini işgal eden PKK/YPG terör yapılanması ortadan kaldırılmalıdır.
ABD ile güvenli bölge çalışmalarımız sürüyor. 30 km derinlikte bir bölgede 2 milyon Suriyelinin iskanına sağlamayı amaçlıyoruz.
Güvenli bölgenin derinliğini Deyr-ez zor, Rakka hattına kadar indirebilirsek 3 milyon Suriyeli buraya döner.
Güvenli bölgelere dönüşleri desteklemek için Birleşmiş Milletler öncülüğünde bir bağışçılar konferansı düzenlenebileceğini düşünüyoruz.
Türkiye'nin yeni bir göç dalgasını karşılamaya imkanı yoktur.
Sığınmacılar için yürüttüğümüz çalışmalarda tek başımıza bırakıldık.
Suriye'de sağlayacağımız istikrar ortamı, komşusu Irak'ı da rahatlatacaktır.
Yılın ilk 8 ayında 32 bin düzensiz göçmeni denizlerde boğulmaktan kurtardık, Suriyeliler dışındaki 58 bin düzensiz göçmeni ülkesine gönderdik.
Kıbrıs meselesi çözüme kavuşamamıştır. Rum tarafı Doğu Akdeniz'de adaletsiz bir siyaset izliyor.
Doğu Akdeniz'deki enerji kaynaklarını kazan kazan anlayışına önemli bir işbirliği alanı olarak görüyoruz.
Türkiye olarak Kıbrıs Türk halkının güvenliğini ve haklarını teminat altına alan bir çözüm bulunana kadar çaba göstermeye devam edeceğiz.
Geçen yıl hunharca katledilen gazeteci Cemal Kaşıkçı olayını takipçisi olacağız.
İran'a yönelik tehditler bir an önce rasyonel zeminde çözüme kavuşturulmalı.
İran'ın faaliyetleriyle ilgili tartışmaların ve bu ülkeye yönelik tehditlerin bir an önce rasyonel bir zeminde çözülmesini temenni ediyoruz.
Mısır'ın seçilmiş Cumhurbaşkanı'nın mahkeme salonunda çırpınarak ölmesi ve ailesinin defnine müsade edilmemesi içimizde kanayan yaradır.
Birkaç gün önce masum bir Filistinli kadının İsrailli askerler tarafından öldürülmesi vicdanları harekete geçiremiyorsa artık sözün bittiği yerdeyiz demektir.
Bugün dünyamızda en çok adaletsizliğin yaşandığı yer Filistin topraklarıdır.
Ben merak ediyorum bu İsrail neresi?
İsrail doymuyor, şimdi de kalan toprakları alma derdinde.
İsrail insanlığın tüm değerlerini ayaklar altına alıyor.
BM kürsüsünden soruyorum; İsrail devletinin sınırları neresidir? 1948 mi, 1967 sınırları mı geçerlidir? Yoksa başka bir sınır var mıdır?
Filistin'de çözüm için 1967 sınırlarını anlaşması uygulanmalıdır.
"Yüzyılın Anlaşması" denen girişimin amacı Filistin'i tamamen ortadan kaldırmak mı?
Türkiye mazlum Filistin halkının yanında olmaya devam edecektir.
Güney Asya'nın istikrarı Keşmir meselesinden ayrı düşünülemez.
BM kararlarına rağmen Keşmir hâlâ abluka altında. 8 milyon insan Keşmir'den dışarı çıkamıyor.
Afganistan'daki çatışmalar küresel seviyede sıkıntılara yol açmaktadır.
Küresel barışa en büyük engel ırkçı, yabancı düşmanı ve yabancı düşmanı İslam karşıtı söylemler.
Yeni Zelanda'da müslümanları hedef alan saldırı ne kadar yanlışsa ABD'de Hıristiyanları hedef alan terör saldırıları da o kadar yanlıştır.
Christchurch saldırısının olduğu 15 Mart'ın, BM'ce İslam Düşmanlığına Karşı Uluslararası Dayanışma Günü ilan edilmesi çağrısında bulunuyorum.
75. Genel Kurul Başkanlığı görevine talibiz, AB eski Bakanı, TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı, Büyükelçi Volkan Bozkır'ı aday gösterdik