Abone Ol

Modern zamanın hastalığı: Kaliforniya Sendromu

Kaliforniya sendromunu yaşayan insanlar, ''başkası açlıktan ölse bana ne'' düşüncesiyle kendisi dışındaki kişiler hakkında kaygı hissetmemeye başlıyor...

Modern zamanın hastalığı: Kaliforniya Sendromu

Teknolojinin ve sermayenin akıl almaz bir şekilde genişlemesiyle belki de insanlık tarihinin en rahat dönemini yaşaNmakta. Ve bunun neticesinde de yeni bir rahatsızlık girdi literatüre: Kaliforniya Sendromu.

DÜNYANIN CAZİBE MERKEZİ: KALİFORNİYA

Birçoğunuzun bildiği gibi Kaliforniya Amerika Birleşik Devletlerinin en kalabalık eyaleti. 1850'li yıllarda altın yataklarının keşfedilmesinden sonra Amerika'nın en büyük ekonomik gücü haline gelmiş olan bu popüler eyalet bünyesinde sinemanın kalbi Hollywood'u, bilgisayar ve internetin kalbi Silikon Vadisi'ni, yerli ve yabancı turistlerin cazibe merkezi Long Beach'i ve Amerika'nın mutlu azınlığının yaşadığı sosyete semti Beverly Hills'i aynı zamanda modern zamanın hastalığı Kaliforniya Sendromu'nu barındırmakta.

TEMEL HAZLAR: PARA KAZANMAK VE EĞLENCE

Daha çok bir hayat tarzı olan Kaliforniya sendromunun ayırt edici özellikleri, eğlencenin, bedensel hazların, para kazanmanın ve harcamanın hayatın temel felsefesi olarak algılandığı, insanların hayatı tüketmek için yaşadığı, üretirken ve tüketirken hatta eğlenirken ortaya çıkan yorgunluğunu tekrar eğlenerek atmaya çalıştığı, sürekli eğlence anlayışın zamanla ruhunda oluşturduğu yaraları ortadan kaldırmak için de daha çok tüketmesinin ve eğlenmesinin gerektiğini düşündüğü her defasında tüketimin ve eğlencenin dozunu artırıp şeklini değiştirdiği israfa dayalı anlayış şeklinde sıralanabilir.

Susuzluklarını deniz suyu içerek dindirmeye çalışan tuzlu sudan yandıkça daha çok deniz suyu içen bu sendromdan mustarip insanlar bu yaklaşımlarıyla ömürlerini bir kısır döngüye kurban etmektedirler.

3 ANA BELİRTİ VE 1 NETİCE

- Zevke düşkünlük

- Bencillik

- Yalnızlık

- Mutsuzluk

''ZEVK VEREN ŞEYLER İYİDİR, ZEVK VERMEYEN ŞEYLER KÖTÜDÜR''

Bu sendromu yaşayan kişiler, ''başkası açlıktan ölse bana ne'' düşüncesiyle kendisi dışındaki kişiler hakkında kaygı hissetmemeye başlıyor. Kendine hayran olma, ego fetişizmi de denilebilecek şekilde eğilimler taşıyor. Bana zevk veren şeyler iyidir, zevk vermeyen şeyler kötüdür, şeklinde iyi-doğru değerlerinde değişme yaşanıyor. Somut zevk ve eğlenceleri yaşamın amacı olarak görüyor. Bu kişiler, başarılı iseler çevrelerinde sahte dostlar bulunuyor. Erkekseler başarıyı, kadınlarsa güzelliği kaybettiklerinde, dostları yanlarından uzaklaşıyor.

sabah