Abone Ol

Engin Altan: Tasavvuftan zevk alıyorum

Diriliş: Ertuğrul dizisinin yıldızı Engin Altan Düzyatan, hiç bilinmeyen yönlerini anlattı.

Engin Altan: Tasavvuftan zevk alıyorum

Engin Altan Düzyatan, 'Diriliş: Ertuğrul' dizisinde 'Ertuğrul' karakterini canlandırıyor. Disiplinli ve iyi eğitimli bir oyuncu olarak tanınan Düzyatan; oynadığı karakteri 13'üncü yüzyılın ortalarında Oğuzlar'ın Kayı boyunun lideri ve Osmanlı Beyliği'nin kurucusu olan Osman Bey'in babası Ertuğrul Gazi'den esinlenerek oluşturmuş. Engin Altan Düzyatan, Lacivert dergisine; rol aldığı diziyi ve canlandırdığı karakteri anlattı...

DÖNÜM NOKTAM ERTUĞRUL
'Ertuğrul' karakterini oynamak nasıl bir duygu?

Her oyuncunun hayatında dönüm noktası roller vardır. Ben de 'Ertuğrul'u hayatımdaki dönüm noktası olarak görüyorum. Maalesef biz özümüzdeki, kültürümüzdeki birçok değeri ve kahramanı kaybetmiştik. Özümüze yönelik bir kahraman eksikliğimiz vardı. 'Ertuğrul' karakteri işte bunu karşılıyor.

ÇOK AĞIR ÇALIŞIYORUM
Bütün gün at üzerinde kılıç sallayarak vakit geçirip modern dünyaya nasıl uyum sağlıyorsunuz? Evde kılıç salladığınız oluyor mu mesela?

Çok ağır çalıştığım için evde sadece dinlenecek vaktim oluyor. Normal hayata da uyum sağlıyorum. Nihayetinde benim mesleğim bu. Tabii ki tamamen rolden kurtulmak çok kolay değil. Bu rolün yaşantıma kattığı şeyler olabilir.

BEN KARARLI BİR ADAMIM
İbn Arabi'den bahsedelim biraz.

Aslında İbn Arabi ile Ertuğrul Gazi'nin gerçekte karşılaşmaları mümkün değil; bu bir fantezi. Ertuğrul; babasından savaşmayı ve devlet adamlığını öğrenirken, İbn Arabi ile manevi bir terbiyeden geçiyor.

Siz bu sahneleri ilk okuduğunuzda ne hissettiniz?

Ertuğrul Gazi okuma yazma bilmiyor. O dönemde obada okuma yazmayı bilen çok az insan var. Yani Kuran-ı Kerim okudukları ve bu bilgiyi okuyarak öğrendikleri gibi bir şeyden yola çıkamayız. Doğal olarak manevi değerleri öğretecek bir öğreticinin olması gerekiyor. Gerçekte de Ertuğrul Gazi'ye bu manevi değerleri öğreten biri var. O da Şeyh Edebali. Ertuğrul Gazi, Osman Gazi'ye Şeyh Edebali için "Benim söylediklerimi değil, onun söylediklerini dinle" der. Aslında Edebali, Ertuğrul'un da hocası niteliğindedir. Şeyh Edebali'yi dünya görüşü olarak hoca kabul etmiştir ve oğluna da öğütler verir. Ama o dünya görüşünün özü aslında İbn Arabi'ye dayanır. İbn Arabi, dönemi itibariyle gerçekten inanılmazdır. Okuduğunuz zaman çok başka yerlere götürür sizi.

Okudunuz yani?

Dizi çekilmeden yıllar önce İbn Arabi okumuştum. İmam Gazali de okudum.

TASAVVUFTAN ZEVK ALIYORUM
İkisi de bu topraklar için müthiş değerler ve maalesef biz onları yeterince tanımıyoruz, değil mi?

Aynen öyle. Ancak İmam Gazali'yi okuduğunuzda ağırlaşırsınız ve çok daha zorlar, sizi başka bir yere doğru götürür. Biraz buhran halidir İmam Gazali. Ama İbn Arabi'yi okuduğunuzdaki rahatlık, o rahatlama hissi ve ne olursa olsun o maneviyatın verdiği huzur hissedilir. Bu dizi başlamadan önce İbn Arabi okumaları yapmıştım zaten. 'Ertuğrul: Diriliş' ile birlikte bu insanları hatırlatma şansını bulduk. Ben tasavvuftan zevk alıyorum. Anlayacağınız, yeni bir zevk değil bu benim için. Yaklaşık 10 yıldır ney de üflüyorum. İnsanlar benim tasavvufla, sadece bu işle birlikte ilgilendiğimi zannediyorlar. Daha önceki dizilerde görmedikleri için o tarafımızı bilmiyorlar. Halbuki o taraflar manevi taraflar ve sadece yaşanır; gösterilmez. Üstelik gösterilmemesi üzerine de yaşanır. Bizde nedense gösterilmesi bekleniyor.