Abone Ol

Efkan Ala: İki ayda 18 canlı bomba saldırısını önledik

İçişleri Bakanı Efkan Ala, yılbaşından bugüne kadar 18 canlı bomba eyleminin önlendiğini söyledi.

2 ayda 18 canlı bomba saldırısını önledik

İçişleri Bakanı Ala, katıldığı bir televizyonun canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Bakan Ala, Ankara'daki canlı bomba saldırısıyla ilgili yeni bilgiler elde edilip edilmediğinin sorulması üzerine, "Kısa zamanda bu intihar eylemini gerçekleştiren kişi tespit edildi, kamuoyuna da açıklandı. Hemen arasından aracı getirenler, satanlar, teslim edenler yani bütün şebeke ortaya çıkarıldı. 25 kişi gözaltına alındı, bunlardan 15 kişi tutuklandı. Soruşturma devam ediyor. Başka tespitler de var onların da gereği yerine getirilecek" dedi.

Canlı bombanın kimliğiyle ilgili yaşanan tartışmalarla ilgili soruyu da yanıtlayan Ala, saldırgan teröristin fotoğrafını göstererek, şu ifadeleri kullandı:

"Kişi şu, parmak izleriyle Suriye’den girdiği, Amude doğumlu olduğu, kendi beyanı. Giriş tarihi, hepsi kendi beyanıyla kendi parmak iziyle resmiyle burada. Sonradan, terör örgütünün açıkladığı kişi de bu. Olay net ve berrak. Kendisini, başka isimle tanıtmış. İki terör örgütü de aynı terör örgütü, neyi tartışıyor Türkiye’deki bazı siyasiler anlamakta güçlük çekiyorum. Kişi, buradaki ismi, Van’da adı soyadı olan başka bir isim, Suriye’den girdiği zaman işte bu ismi söylüyor. Hep aynı kişi. Bu kişinin Türkiye’deki adı buymuş. Suriye’den girdiği zaman kendi beyanı parmak izi burada. Peki aynı kişi olduğundan tereddüt yok. Terör örgütleri farklı mı? Yani Suriye’nin kuzeyinde bugün PYD/YPG adı altında faaliyet gösteren, terör faaliyetlerinde bulanan ayrı örgütler mi? Bunu biz yıllardır söylüyoruz. Aynı, PKK’nın oradaki bölücü örgütün oradaki kolu. Dolayısıyla örgütte aynı örgüt, kişi de aynı kişi."

'MESELEYİ ÖRTMENİN ANLAMI YOK'

Bakan Ala, canlı bombanın Suriye’de eğitim gördüğünü, Türkiye’de tespit edilen şebekeyle işbirliği yaptığını ve daha sonra Ankara'daki saldırıyı gerçekleştirdiğini belirterek, "Bu YPG ile PKK’nın ne kadar iç içe olduğunu göstermez mi? Öyle gösteriyor" dedi. Ala, terör saldırıları karşısında, muhalefet partilerinin aldığı konumu eleştirerek, "2014’te, CHP Genel Başkanının bir beyanı okuyayım; 'bizim için YPG terör örgütü değildir.' Böyle bir beyanda bulunduktan sonra bunlar ortaya çıkınca büyük bir sorun. Bunları söyleyip, sonra kurnazca bir takım kelime oyunlarıyla meseleyi örtmenin anlamı yok. Bir terör örgütü terörist faaliyeti, ancaksız, amasız lanetlenmeli, karşısında durulmalı" ifadesini kullandı.

Siyasetçilerin terör olayına karşı ciddi bir duruş göstermesi gerektiğini vurgulayan Ala, "Terör olayında bile kendi partilerinin içindeki sorunları örtmek için terör olayını bile kullanmaya çalışıyorlar. Parti bütünlüklerini bunun üzerinden sağlamaya çalışıyorlar. Oysa burada ülke bütünlüğü söz konusu" değerlendirmesinde bulundu.

Terörle mücadelenin kararlı ve hukuk içinde yürütüldüğünü vurgulayan Ala, "Burada bir patlama olmuş, yapılacak şey; Sayın Bahçeli’nin yaptığı gibi devlet anlayışı içinde, ülke bütünlüğünü gözeten yaklaşımla terör örgütüne topyekun karşı durmaktır" dedi. Ala, gelişmiş demokrasilerde, seçimlerde başarısız olan siyasi partilerin liderlerinin istifa ettiğine işaret ederek, Türkiye’deki parti liderlerinin ise başarısızlıklarını örtmek için parti bütünlüğünü korumaya yönelik ülke bütünlüğünü ilgilendiren terör olaylarını bile kullandığını savundu.

'KURNAZCA DAVRANIŞLAR'

"Bizi başka politikalarda eleştirebilirsiniz, ülke bütünlüğü, terör söz konusu olunca o zaman eleştiremezsiniz, eleştirilmemeli. Ülke bütünlüğü için topyekun karşı durulmalı. Terör olayı olmuş, ama normal zamanda terör olayı yok elbette bizim terörle ilgili politikalarımızı da eleştirebilirsiniz" diyen Ala, şöyle devam etti:

"Mesele şu, yani böyle bir konuda siyaset topyekun karşı çıkmalı teröre. Eğer olmazsa ne olur? Terör örgütleriyle terörist faaliyetlerinin hükümet değiştirdiği bir yerde istikrar olur mu? İstikrar olmazsa Türkiye ne hale gelir? Burada dilim varmıyor söylemeye ama bunu kullanarak, yani 'sandıktan değiştiremedik, sokaktan değiştiremedik, terör örgütleri, terörist faaliyetlerde bulunsun, biz de buradan siyaseten devreye girelim ve hükümet değiştirelim' derseniz terörle ittifak yapmış olursunuz. Terörden beslenirsiniz, terörle ittifak yapmış olursunuz ve terörle ittifakla hükümetleri değiştirmek olmaz, kaos olur, kargaşa olur. Böyle bir şey olabilir mi? 'Terörist faaliyetlerinde bulunsunlar, bir kaç tane terör eylemi yapsınlar, sen de hükümete yüklen hükümet düşsün.' Böyle bir ortam, dünyanın neresinde, siyaset olarak tanımlanır, akıl olarak tanımlanır? Onun için bunlar, kendi partilerinin içinde düştükleri konumu memleket menfaatini hiçe sayarak gidermeye yönelik kurnazca davranışlardır."

Terör saldırılarının gerçekleştiği dönemlerde, "devlet nerede, devlet mekanizmasında güvenlik zafiyeti mi var, istihbarat alınamıyor mu gibi sorular soruluyor. Böyle bir zafiyet var mı" şeklindeki soru üzerine Ala, "Şu anda bunu söyleyenler, marjinal kesimler. Vatandaşa sorduğunuz zaman ne deniliyor, terörle ciddi mücadele ediliyor mu? Herkesin kanaati o değil mi?" yanıtını verdi.

'YILBAŞINDAN BU YANA 18 OLAYI ÖNLEDİK'

Bakan Ala, Ankara'daki saldırı öncesinde alınan önlemlerle ilgili bir hata yapılıp yapılmadığının ortaya çıkarılması için denetim de başlattıklarını vurgulayarak, şunları kaydetti:

"İçişleri Bakanlığı olarak, bütün emniyet olarak her tarafa 'bu tür konulara ilişkin bir takım faaliyet olabilir herkes teyakkuz halinde olsun' demişiz. Yılbaşından bugüne kadar, 18 tane olayı bu şekilde önlemiş bulunuyoruz. Dört tane böyle bir araçgetirmişler, biz 3'ünü yakalamışız. Geçen gün de birini Boğaziçi'nde yakaladık ve kişi de tutuklandı. Yılbaşından önce de yılbaşını kana bulamaya çalışan intihar bombacısı düzeneğiyle beraber yakalandı.
Önlediklerimizin çoğunu da söylemiyoruz, söylememek gerekir. Biz vatandaşın huzurunu sağlamak için çalışıyoruz. Bize düşen de şudur; burada yüzde bir hata bile varsa onu ortaya çıkarmak. Onun için ben mesela ben hemen denetim başlattım. Sistemde mi kişilerde mi hata var? Bunu biz bildirmişiz, yazmışız, MİT emniyet, istihbarat, diyor ki; 'buna benzer şu şu araçlara, kamu kurumlarına, askeri araçlara, emniyet araçlarına değişik yerlere saldırılar olabilir. Buna benzer yerlere dikkatli olun' diye. Şimdi bu spesifik bilgi değil, şurada şu olacak diye bir bilgi yok zaten olsa engellenir ama ona rağmen sistemde, nerede hata var, onların hepsini çıkarttıracağız. Onun için hemen denetim başlattık. Bize düşen budur. Yani bunu yüzde 1, binden 1, milyonda 1 bile eksiklik varsa onu ortaya çıkarmak gereğini yapmaktır biz bunu yapacağız, yapıyoruz."

'SİLOPİ'DE OPERASYONLAR BİTTİ'

Şırnak'ta, Silopi’de operasyonların bittiğini, sadece gece sokağa çıkma yasağının bulunduğunu ifade eden Ala, Cizre’de sokağa çıkma yasağının 24 saat devam ettiğini belirtti. Ala, "Ama yakında orada sadece gece sokağa çıkma yasağına dönülecek. Çünkü Cizre’de de operasyonlar bitti" diye konuştu. Operasyonların devam ettiği ve İdil'de sokağa çıkma yasağının bulunduğuna değinen Ala, "Orada 3'te 2'si tamamlandı. 3'te 1'lik kısmı kaldı. Devam ediyor operasyonlar, yani temizleme, çukurları doldurma, barikatları kaldırma, bomba düzeneklerini imha... Burada güvenlik güçlerimizi kutluyorum, çok iyi bir organizasyon içinde vatandaşa yapılan eziyeti ortadan kaldırmak için canla başla mücadele ediyorlar" ifadesini kullandı.

Operasyon bölgelerinde, çukur kazan, barikat koyan, bomba düzeneği yapanlara "teslim olun" çağrısı yaptıklarını vurgulayan Ala, Sur’da da bir haftadır bu yönde anonsların yapıldığını aktardı. Bakan Ala, teslim olanlara ilişkin görüntülerin kamuoyuna yansıdığına işaret ederek, "Devlet hukuk içinde kendine kurşun sıkanın bile teslim olduğu zaman can emniyetini sağlayan bir anlayış içerisinde hareket ediyor, etmek zorunda" dedi. Ala, Sur’un çok sıkışık bir yer olduğunu, operasyonların bunun için uzun sürdüğünü, orada da başarılı sonucu elde edeceklerini bildirdi.

'KARA PROPAGANDA YÜRÜTÜLÜYOR'

"Milletin iradesiyle seçilmiş bazı milletvekillerinin, teröristlerin kendilerini daha da güvende hissedecekleri iklimi oluşturucu tavırlar içerisine girdiklerine belirten Ala, "Teröristler de milletvekilleri böyle yapınca herhalde kendilerini çok güvende hissediyorlar ve teröristliklerinden vazgeçmiyorlar. Onların aileleri, çocukları terörist olsun diye değil, çocukları teröristlikten kurtulsun diye oy vermiş" diye konuştu.

Ala, operasyonların devam ettiği bölgelerde, çok yönlü bir çaba içinde olduklarını, bunlar karşısında, vatandaşların çukura, bombalı düzeneğe çağıran bazı davranışlar olduğunu vurgulayarak, "20 tane belediye başkanını görevden böyle davrandığı için aldık. Bununla birlikte 60'a yakın seçilmiş belediye meclisi, il genel meclisi üyesi eğer terörle işbirliği içindeyse böyle vatandaşa hizmet götürme yerine teröriste hizmet sunma anlayışı ve onlarla işbirliği içindeyse, kimisi de bir takım ilişkileri var, o nedenle görevden alındı. Orada kara propaganda yürütülüyor" ifadesini kullandı

"İçişleri Bakanı olarak devlet, hukuk, meşruiyet sınırları içinde hareket ediyor, bir sapma yok diyor musunuz" sorusuna karşılık Ala, "Elbette" yanıtı vererek daha önce yürüttükleri faaliyetlerden örnekler verdi. Devletin hukuk içinde hareket etmek zorunda olduğuna dikkati çeken Ala, bunun dışında hareket edenler konusunda soruşturma, inceleme ve görevden almalar yoluyla gereğini yaptıklarını aktardı. Ala, Hükümet olarak politikayı belirlediklerini, bu politikanın aleyhinde ya da sabote etmeye çalışanların olabileceğini belirterek, şöyle dedi:

"Bize düşen nedir? Soruşturmasını yapıp cezalandırmasını yapmak, görevden almak... Yani şundan emin olun, biz terörle, teröristlerle kararlı mücadele içindeyiz. Vatandaşımızın hak ve hukukunu koruma konusunda samimi bir anlayış ve politika içindeyiz. Buna yanlış yapan kim olursa olsun, onun da soruşturmasını yapıp gereğini yapma konumundayız. Suç işleyenleri ne örteriz, ne koruruz ama biz kurallar içinde terörle mücadele eden birimlerimizi korur ve onların başarısını tebrik ederiz."

'TERÖR ÖRGÜTÜ TEKRAR KURULUŞ KODLARINA DÖNDÜ'

"Göreceksiniz, asıl baharda büyük savaş başlayacak. PKK, büyük bir kalkışma içine girecek" şeklindeki bazı iddialara ilişkin Ala, "Kim ki memleketin kalkınması, demokratikleşmesi ve bütün temel hak ve özgürlüklerin inşa edilmesi ve herkesin ondan yararlanması anlayışında ise bu memlekette ona yer var. Ama kim ki, terör faaliyetleriyle bu memlekete bir şey yapmaya çalışırsa, bu memlekette ona karşı duracak, ona diz çöktürecek kadar kudret de var" yanıtını verdi.Terör örgütü PKK’nın 8 Mayıs 213’te yurt dışına çıkmaya başladığını anımsatan Ala, "Arkasından 20 gün sonra gezi olaylarının başlatıldı bu memlekette ve CHP de bunun göbeğindeydi. Türkiye’de bir istikrarsızlık varmış gibi, Türkiye yönetilemiyormuş gibi bir hava sezinlendi, böyle yaymaya çalıştılar ve PKK çekilmeyi durdurdu. Bu gözümüzün önünde olanlardan bahsediyorum" diye konuştu. Ala, şunları ifade etti:

"Gezi olayları olmasaydı devam ediyordu. Ama bu sefer Suriye’deki gelişmeler terörist örgütün iştahını kabarttı. Suriye’deki gelişmelerden dolayı
başka ülkeler tekrar bunlarla işbirliğine, ilişkiye girdi ve bunları kullanmaya değerlendirmeye başladı kendi çıkarları doğrultusunda. Terör örgütü tekrar kuruluş kodlarına döndü. Burada, vatandaşın hepimizin durumu iyi görmesi lazım. Ben bunun konjonktürel bir dalgalanma olduğunu düşünüyorum. Türkiye bu meseleyi de çözecektir. Çünkü terörün ve terörist faaliyetlerin zarar verme kapasiteleri var ama kazanma ihtimalleri yoktur. O bakımdan Suriye'deki gelişmeler dolayısıyla bir yeni anlayışa büründüler, iştahları kabardı. Kuzey Irak'ta meydana gelen hadiselerden dolayı 90’ların başında yine Kuzey Irak'ta konuşlandılar, Kandil’de o bölgede Türkiye’ye saldırmaya başladılar. Şimdi Suriye'deki gelişmelerden dolayıdır yani?"

'ÖZ YÖNETİM NE DEMEK'

"Temmuz’dan bu yana başlayan terör dalgası doğrudan Suriye’deki gelişmelerle ilgili diyorsunuz" sözleri üzerine Ala, "Tabii.. Oradaki PYD, PKK ilişkileri, onların uluslararası ilişkilerde kaymalar ve onlara destek vermeler" dedi. Bakan Ala, şu görüşlere yer verdi:

"Türkiye’deki demokrasi, hak ve özgürlükler halka yetiyor ama terör örgütüne böyle bir alan açılınca Suriye'de yetmemeye başladı. Şimdi 'neye mal olursa olsun, çukurla, zorla ben yöneteceğim' diyor. Buradakiler de 'öz yönetim' diyor. Öz yönetim ne demek? Öyle bir yönetim tarzı yok ki dünyada. Belediye başkanını sen seçiyorsun, belediye başkanı yol yapacakken çukur kazıyorsun. Sen 'Türkiye partisi olacağım' diyordun. Başka bir ilde belediye kazanmış olsaydı, orada da mı çukur kazacaktın? Belediye, su götürmek için, kaldırım yapmak için yeri kazar, bomba döşesin diye terörist yeri kazar mı? Bu gerçekten bir savrulma, sapmadır. Bu darmadağın olmaktır. Bu zihnin de politikaların da dağılmasıdır.Onun için bir an önce derlenip toparlanmaları, hem kendilerinin hem orada yaşayan vatandaşların lehine, hem Türkiye'nin lehine, herkesin lehinedir. Böyle terörist yöntemlerle yönetimi ele geçirdikleri dünyanın neresinde görülmüştür? Kim ona izin verir? Ama bu zararı millete ödettirmek niye?"

Denizli'ye 2015'te 347 milyon lira, Diyarbakır'a 489 milyon lira, Erzurum'a 381 milyon, Eskişehir'e 329 milyon lira gönderildiğini bildiren Ala, "Saydıklarım arasında en fazla Diyarbakır’a gönderilmiş. Sur nereye ait? Diyarbakır’a. Yapılan hizmetlere bakın, bir de Sur’daki rezalete bakın. Şimdi bu nedir? Böyle bir şey olmaz" dedi.- Canlı bombanın evine taziyeHDP Milletvekili Tuğba Hezer’in terör saldırısı gerçekleştiren canlı bomba için Van'daki taziyeye katılmasına ilişkin değerlendirmesi sorulan Ala, "Orada bir kere caminin yanındaki bir yer de açılmış. O adli soruşturma da başlatıldı. Orada bazıları, 8-10 kişi gözaltına alındı yani terörist açık teröre destekte... Bunlar koyuyorlar bir fotoğraf çekip gönderiyorlar, ondan sonra da 'burada böyle şeyler oluyor' diye" ifadesini kullandı. "Camide değil miymiş" sorusu üzerine Ala, şöyle konuştu:

"Caminin yanındaki taziye evinde? Bir milletvekilinin olacak iş değil. Yani bunu kelimelerle izah etmek akılla, izahla izah etmek mümkün değil. Bu sağlıklı bir durum değil. Böyle bir şey olamaz. Bu iklimden zaten teröristler nemalanıyor. Milletvekili nasıl gider? Bu kadar insanın bombayla intihar saldırısıyla, şehit edildiği yaralandığı bir olaydan sonra onu yapan bir caninin taziyesine katılıyor. Bunun affedilir, izah edilir bir tarafı yoktur. Dokunulmazlık konusuna gelince, kim terörle işbirliği içerisindeyse suç işliyor ise onların dokunulmazlığının prosedürü var, başlatılıyor, adli mercilerce. Sonra Adalet Bakanlığı tarafından meclise gönderiliyor, Meclis'te de gereği yapılır. Yani terörle, teröristle doğrudan ilişkili olan bu kadar açık destek verenlerin siyaseten yapabilecekleri bir şey yok."

'TÜRKİYE TERÖR PRANGASINI ÇIKARACAK'

Ala, Mecliste her türlü fikrin dile getirilebildiğini vurgulayarak, "Bir şey söyleyen var mı? Ama bombacıya yardım ederse, bombacının taziyesine giderse bu siyaset değil, bu dil değil, bu bir politika değil, onun için bu açıktan teröre kol kanat germek, terörle işbirliği yapmaktır. O bakımdan onun gereği artık hukukun meselesidir, siyasetin meselesi olmaktan o kişiler için çıkmıştır" ifadesini kullandı.

İçişleri Bakanı Efkan Ala, partilerin kapatılıp kapatılmaması tartışmasına ilişkin olarak, "Partiler tüzel kişiliktir, partiler suç işlemez. Kişi suç işler. Suç işleyen birey olarak ele alınır ve onun durumu dikkati alınır ve gereği yapılır. Milleti cezalandırmayacaksın ama kişi milletten oy alıp da terörle işbirliği yapıyor. destekliyorsa durumunu ele alır ve gereğini yaparız" değerlendirmesinde bulundu.

Ala, HDP içinde bölgede yaşanan terör olaylarından rahatsız olanların da bulunduğunu vurgulayarak, "Ben, baştan beri hep böyle olmadıklarını söyledim. İçinde o işi yapanla birebir, birkaç kişi onlar belli. Bu durumdan rahatsızlık duyan, bu çukurlardan, bu çukur siyasetinin siyaset olmadığını dile getiren başkaları da var, çok sayı da var. Konuştukları zaman belki sesleri fazla çıkmıyor, vatandaşların önemli bir kısmı zaten. Milletvekilleri hatta belediye başkanları, orada siyaset yapanlar içerisinde de 'böyle rezalet olur mu' diye söylüyorlar. Ama yapılması gereken, kurumsal olarak yüksek sesle, onlara karşı durmaktır ama maalesef genel başkanlarına bakıyorsunuz, bazı konularda sokağa çağırıyor milleti. Böyle şeyler, işin atmosferini bozuyor" diye konuştu.

'YAZ ORTALARINDA VİZE MUAFİYETİ YÜRÜRLÜĞE GİRECEK'

"Bölgede yaşananlardan sonra gelinecek noktanın ne olabileceğine" yönelik bir soru üzerine Ala, şöyle devam etti:

"Türkiye, terör prangasını ayağından çıkaracak. Nasıl ki, çeteleri dize getirdi, yok etti ve kendi alanlarına itti, Türkiye'nin yönüne konulan bariyerleri kaldırdı ve yoluna devam etti; ederken de yine saldırılar oldu, onları da bertaraf etti. Şimdi de bu terör prangasından da kurtulacak ve Allah'ın izni ve milletiyle birlikte 78 milyon 2023 hedeflerine doğru gidecek ve 2071 vizyonuna uygun reformlarını yapacak.Şu anda Avrupa Birliği görüşmelerini devam ettiriyor. Vize muafiyetini imzalamış durumdayız ve yaz ortalarında inşallah vize muafiyeti anlaşması da devreye girecek. Bu nedenle göç konusu çok ciddi ele alıyoruz. Gündeme teslim olmamak lazım. Marjinallerin bizi ve zihnimizi yönetmesine fırsat vermemeliyiz. Bir takım düşüncelere, dile getirilen hususlara da layık olduğundan fazla ehemmiyet vermemeliyiz. Elinde kalem olan kişi, bir vatandaşımızdan daha değerli, daha önemli değildir. Eğer, kalıcı eserler bırakan aydınlardan söz etmiyorum, münevverlerden, aydınlatıcı işleri yapanlardan söz etmiyorum ama olup biteni de göremeyene 'münevver' demeyelim. Önündeki çukuru göremeyene 'aydın' denmez. Milletin önünü açan münevverler, siyasetçiler var. Türkiye'nin geleceğinin berrak, net olduğunu görüyorum. Bize düşen hep birlikte marjinal gündeme ve marjinallere mahkum olmayalım. Problem çıkmaz demeyeceğiz. Problemi çözüp, kenara koyup yola devam edeceğiz."

YENİ KİMLİKLER

Türkiye'nin önemli başarılara imza attığını vurgulayan Ala, bu gelişimini kimsenin geçmişte öngöremeyeceğini belirtti.Ala, 28 Şubat sürecine ilişkin de şu değerlendirmelerde bulundu:

"O zamanki 28 Şubat beslemelerine bakın. Hepsi tarumar. Kimin önünü açtılarsa rezil oldular, kimin önünü kapatmaya çalıştılarsa o önü kapatılanlar, istikamet üzere durdukları için başarılı oldular. Onun için, buradan herkesin çıkaracağı çok büyük ders var. Türkiye'de bir de İslam dünyası bakımından, 1,7 milyar Müslüman kardeşimizin dönüp baktıklarında şunu görmeleri önemli. Doğru duruş, istikamet üzere oluş birçok şeyi başarmanın temel anahtarıdır. Kansız, problemsiz, çok fazla millete bedel ödetmeden başarılabiliyor."

Ala, kimlik kartlarının neden yenilendiğine ilişkin soru üzerine şunları kaydetti:

"Bunlar, vize muafiyeti olan ülkelerde de pasaport yerine geçecek. Elektronik imza var içerisinde. İnsanlar, birçok kimliği birarada taşımayacaklar. Hayatı kolaylaştıran, entegre olmak istediğimiz Schengen vizesi çerçevesinde de zorunlu olan ve güvenilirliği üst seviyede bir kimlik kartıdır. Mart ayı içerisinde de inşallah dağıtımına başlayacağız."