Abone Ol

Demirtaş'tan tabut isteği: Cezaevinde ölürsem...

HDP'nin cezaevindeki eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş savunmasında ilginç ifadelere yer verdi.

Demirtaş'tan tabut isteği: Cezaevinde ölürsem...

Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın 'terör örgütü yöneticiliği' suçlamasıyla yargılandığı ve tutuklanmasına gerekçe olan davada savunmasını tamamladı. Edirne Cezaevi'ne dik girdiğini oradan da dik çıkacağını belirten Demirtaş, "Arkadaşlarıma tavsiyemdir: Ben orada ölürsem tabutumu da dik çıkarsınlar, yatay çıkarmasınlar" dedi.

"Asıl terörist, Taybet Ana'nın bedenini 7 gün sokakta bekletenlerdir, benim ölüm bile daha iyi siyaset yapar!" diyen Demirtaş, "Cumhurbaşkanlığı seçimlerini belirleyecek olan biziz. Benim ölüm bile bazı yaşayanlardan daha iyi siyaset yapar" ifadesini kullandı.

Demirtaş'ın savunmasının ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti Demirtaş’ın tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Duvar'dan Nergis Demirkaya'nın haberine göre , Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Sincan Cezaevi yerleşkesindeki salonda görülen duruşmaya, Selahattin Demirtaş, avukatları, bazı HDP milletvekilleri ile izleyiciler katıldı.

HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 'terör örgütü yöneticiliği' suçlamasıyla yargılandığı davadaki savunmasında şunları şöyledi: "Milletvekilleri terörle mücadele elemanı değildir. Siyasi partiler terörle mücadele enstrümanı değildir. Bir milletvekili olarak görevlerimden biri de, yakılıp yıkılan kentlerdeki sivillerin sesi soluğu olmaktır. Ben suçlamalara karşı savunma yapmak için gelmedim. Ben suçları teşhir etmek için geldim. Adalet beklentim yoktur, adil yargılanma yapılacağına inancım da yoktur.

"Sizin nasıl konuşacağını belli"

Hakimler kararlarıyla konuşurlar, ara kararlarınıza bakılınca sizin de nasıl konuşacağınız belli. Cumhurbaşkanlığı seçimlerini belirleyecek olan biziz. Benim ölüm bile bazı yaşayanlardan daha iyi siyaset yapar. O nedenle siyasi yasaklı olsak bile Cumhurbaşkanlığı seçimlerini biz belirleriz. Cemile Çakırga’nın bedenini 29 gün buzdolabında bekleten, Taybet Ana’nın bedenini 7 gün sokak ortasında bekletenler asıl teröristtir. Biz bunları söylediğimiz için Terör Örgütü propagandası yapmış olmayız. Onlarca insanın yatak odalarına girip, kıyafetleri ortalara saçıp aynalara sinkaflı küfürler yazıp JÖH PÖH adıyla sosyal medya hesaplarında paylaştılar. Bu haysiyetsizlikleri yapanlarla ilgili tek bir dava açılmadı! Şimdi hepsi FETÖ'den içeride. Roboski’de 34 kişiye bomba yağdıranlar cezalandırıldı mı? Tek bir onbaşı kınama cezası almadı. Ferhat Encü Roboski katliamının peşini bırakmadığı için yargılandı. Ceza aldı. Milletvekilliği düşürüldü..."

"Cumhurbaşkanlığı seçimlerini biz belirleriz"

Ben suçlamalara karşı savunma yapmak için gelmedim. Ben suçları teşhir etmek için geldim. Adalet beklentim yoktur, adil yargılanma yapılacağına inancım da yoktur.

Hakimler kararlarıyla konuşurlar, ara kararlarınıza bakılınca sizin de nasıl konuşacağınız belli.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerini belirleyecek olan biziz. Benim ölüm bile bazı yaşayanlardan daha iyi siyaset yapar. O nedenle siyasi yasaklı olsak bile Cumhurbaşkanlığı seçimlerini biz belirleriz.

Demirtaş, Edirne Cezaevi'ne dik girdiğini oradan da dik çıkacağını belirterek, "Arkadaşlarıma tavsiyemdir: Ben orada ölürsem tabutumu da dik çıkarsınlar, yatay çıkarmasınlar" dedi.

"Davutoğlu tam bir fiyasko"

Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu'na ilişkin açıklamalarda bulunan Demirtaş, Davutoğlu'nun başarısız bir kitap yazsa da önemli bir akademisyen olduğunu ama siyasetçi olarak tam bir fiyasko olduğunu söyledi. Demirtaş, "Bu olaylarda neden bu kadar aceleciydi, neden yargıyı beklemedi? 1 saatte tüm bu vakaları nasıl çözdü? Bunları açıklamalı" dedi.

"Davutoğlu'nun çözüm sürecine asla inanmamış bir siyasetçi olduğunu" söyleyen Demirtaş, "Davutoğlu, Neo-Osmanlıcı üst emperyal devlet örgütlenmesi kafasında kurmuş basiretsiz bir siyasetçidir. Kürt halkına eşit bir bakışı yoktur. Savaş rantçılığı yapmış, çözüm sürecinin bitirilmesine katkı yapmıştır" diye konuştu.

“Bir kişiyi kurtarmışsak bin yıl yatarım”

Siyasetçiler çözüm bulunamadığı için ölümler yaşandığını söyleyen Demirtaş şunları söyledi:

“Siyasetçinin işi alternatifleri oluşturmak, alternatifleri zorlamaktır. Bunu yapmayan siyasetçi basiretsiz ucuz politikacı kan emicidir. Bir defa şükür olsun ki rabbimize bunun için vicdanen rahatız sonuna kadar uğraştık. Tek bir insanın canının kurtulmasına vesile olmuşsam ben bunun için bin yıl yatarım. Biz çatışmanın derinleşmesini önlemişsek, çözüm sürecinin bir gün bile uzaması için çalışmış, bir kişiyi bile kurtarmışsak bunun için bin yıl yatarım. Peki binlerce insanın katliamından sorumlu olanlar lüks içinde yaşayıp, devleti ele geçirip kudretli iktidarlarında keyif sürseler bile benim F tipi hücrede duyduğum huzuru duyabilir mi? Duyamazlar. Ben çok huzurluyum. En lüks saraydan daha da huzurlu şekilde Edirne’de F tipi hücrede yatıyorum. Yatmaya da devam ederim. Ne mahkemenizden adalet beklentim var ne adaletin gerçekleşeceği inancım var.”

“Adil yargılama yapılmayacağını” söyleyen Demirtaş, “Ben buraya suçlamalara karşı savunma yapmak için değil suçları teşhir etmeye geliyorum” dedi. Kendisini siyasi yasaklı konuma düşürmek için devam eden davalarında hakimlere baskı yapıldığını bildiğini söyleyen Demirtaş şöyle devam etti:
“Asliye mahkemeleri öyle bir baskı altında dosyaları sürdürüyorlar ki inanılmaz. Mümkünse Demiratş’ı siyaset dışı bırakmak için çaba içindeler. Beni bir an önce siyasi yasaklı konuma düşürmek için özel olarak bazı hakimlere avukatlar tarafından baskı yapıldığını biliyorum. Biz bu yargıya mı güveneceğiz. Beni siyasi yasaklı yapabilirler ama benim ölüm bazılarının dirisinden daha fazla siyaset yapar. Bana siyasi yasak getirdiklerinde oraya bir de ‘Halkla arasında sevgi saygı bağının koparılmasına’ diye yazmayacaklar. Hakkımda ömür boyu siyaset yasağı da konulsa ben siyasetçiyim. Hücrede de siyaset yaparım. Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı seçimini belirleyecek olan biziz. Kilit biziz anahtar biziz. Siyaset yasaklı da olsam biziz, olmasam da biziz. Kilit bizim elimizdedir. Bakalım ne yapacaklar göreceğiz.”

“Hâkim bizim bir şeye takıldığımız yok”

Edirne Cezaevi’ne dik girdiğini oradan da dik çıkacağını belirten Demirtaş, “Benim arkadaşlarıma tavsiyemdir: Ben orada ölürsem tabutumu da dik çıkarsınlar, yatay çıkarmasınlar” dedi.

Demirtaş, bu sözlerinin ardından hakime “Tabutumun dik çıkarılması” sözüme takıldınız galiba” dedi. Hakim “Bizim bir şeye takıldığımız yok siz devam edin” karşılığı verdi.

Kürt ifadesinde ‘k’nin küçük yazılmasına itiraz etti

Demirtaş, duruşmada iddianameye konulan bir konuşmasını okudu. Metinde “Kürt” ifadesindeki “k”nin küçük yazıldığına dikkat çeken Demirtaş, “Kürt halkı bütün halklar gibi onurlu bir halktır. Hakaret babında “k” küçük yazılmış. Bu şekilde yazılması halka hakarettir. Düzeltilmesi lazım, itiraz ediyorum” dedi.

Demirtaş yaptığı her konuşmanın fezlekeye dönüştürülmesine tepki gösterdi. Savcıların fezleke yarışına girdiğini söyleyen Demitaş, “Yağlı müşteriyim ben. 3 adaydan biriydim. Cumhurbaşkanının rakibiydim. En sevmediği siyasetçiyim. Fezleke hazırlama bir furyaya dönüştü. Hani olur ya “Patron çıldırdı” derler. Milletvekillerimiz hakkında 3 ayda 150 fezleke hazırlandı” dedi.

Ara kararını veren mahkeme heyeti, Demirtaş’ın tutukluk halinin devamına karar verildiğini açıkladı. Bir sonraki duruşma 18 Temmuz’da görülecek.