Abone Ol

Casusluk yapsam cezası ölümdür! İlker Güven konuştu!

Köstebek suçlamalarının odağındaki emekli Tümamiral İlker Güven, eşinin iddiaları için "yalan ve iftiradır" dedi

Casusluk yapsam cezası ölümdür! İlker Güven konuştu!

Emekli Tümamiral İlker Güven, eşi Sunahanım Güven ile arasındaki boşanma davası dosyasında yer alan, karşılıklı suçlamalar ve iddialara basın toplantısıyla yanıt verdi.

Güven, "Ortaya çıkan durum nedeniyle büyük rahatsızlık duymalarına ve üzülmelerine sebep olduğum herkesten özür dilerim" dedi.

Ankara Sürmeli Otel'de bir basın toplantısı düzenleyen Emekli Tümamiral İlker Güven, toplantıyı, kamuoyunu günlerdir meşgul eden asılsız iddialara zemin hazırlamak ve yeni polemik konularına kapı açacak iddiların ortaya çıkmasını engelemek maksadıyla yaptığını açıkladı.

Güven, eşi Sunahanım Güven ile kendisine hakaret, karalama, iftara kampanyaları yaptığını idda ettiği haberler üzerine 10 ceza ve 18 ayrı tazminat davası açtığını bildirdi.

Emekli Tümamiral Güven, "Kamuoyunu günlerdir gereksiz yere meşgul eden bir iftira kampanyasının odağı haline geldim" diyerek başladığı basın toplantısında, "Bahse konu bayan tarafından ortaya atılan ve bazı basın yayın koruluşları tarafından tarafıma yöneltilen iddialarla ilgili açıklamalarıma geçmeden önce Sunahanım'a soyadımı verdiğim için başta sevgili rahmetli eşim Esin Güven'den özür dilerim" dedi.

Güven, avukat Figen Opak Çiçek ve ailesinden, kız kardeşi Meral Güven'den, yeğenleri ile özellikle Ajda Sum'dan, oğullarından, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin manevi şahsiyetinden, Emekli Oramiral Metin Ataç ve eşinden, Emekli Oramiral Özden Örnek ve özellikle eşi Sevil Örnek'ten, tüm silah arkadaşları ile Türk Silahlı Kuvvetleri'ne gönülden bağlı olan kamuoyundan da özür dilediğini bildirdi.

Eşi Sunahanım Güven'den boşanmak için 2008 yılının Temmuz ayında mahkemeye dava açtığını belirten Güven, "2008 yılına kadar, muhtelif kişilerden makam ve rütbemi kullanarak ticari girişimlerde bulunduğunu tespit ettim. Örneğin ATA TV'nin ortaklığını bu şekilde sağlamış ancak çifte muhasebe tutarak ATA TV'yi zarara uğratmıştır" diye konuştu.

"Akıllı kartını iptal ettirdim"

Eşi Sunahanım Güven'in son olarak 2010 yılı başlarında Harp Akademileri'ne mürcaat ederek ve boşanma davaları olduğunu gizleyerek, tanıtım işi için müracaatta bulunduğunu öğrendiğini belirten Emekli Tümamiral Güven, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Boşanma davası açtıntan sonraki bir tarihte yalan bir beanla benim kanser olduğumu ve ABD'de tedavi gördüğümü söyleyerek, 1'nci Ordu Komutanı'na şahsen müracaatla, kendisine ve aile efradına akıllı askeri kimlik kartı çıkardığını öğrendim.

Gerekli müracaatları yaparak bu kartları iptal ettirdim. Dolasıyla askeri tesislere girememektedir. Boşanma davası sürerken tarafıma yöneltmiş olduğu tehdit ve hakaret suçlarından dolayı aldığı dokuz aylık hapis cezası nedeniyle, VIP kullanımı sırasında diğer kullanıcılarla yaşanması olası talihsiz olayların önüne geçebilmek için, tarafıma ait olan VIP kullanımından yararlandırılmamasını, refakatimde olmadığını, havaalanları mülki idare amirliklerine bildirdim.

8 Mart 2010 günü VIP'den, eski Turizm Bakanlarından Orhan Birgit ile birlikte Suna Birgit adını ve eski Turizm Bakanı eşi statüsünü kullanarak, seyahat ettiğini öğrendim. Resmu tutanakla durumun tespit edilmesini sağladım. İdari ve adli soruşturmaya konu olan bu olay haber değeri görülerek basında yer aldı. Suç bastırmak için girişilen iftara kampanyasının miladı da bu haberdir.

Bahse konu çiftin birgit soyadıyla mükerrer seyahatler yaptığnı tesbit ettim. Tesbitten ve haberden hemen sonra Kıbrık'a birlikte yaptıkları seyahatte Sunahanım'ın Güven soyadını kullanmasının nedeni ise gittikleri yerin yurtdışı ve kaçınılmaz olarak hüviyet kontrolü yapılacak olması idi.

Sunahanım'ın çeşitli vesilelerle uydurduğu, mantığa aykırı hikayesini zenginleştirmek için aklınca yer verdiği detaylara gelince; Sunahanım'ın Orhan Birgit ile herhangibi bir aile dostluğu söz konusu değildir. Hatta bazı resmi kuruluşlara beyan ettiği gibi Sunahanım'ın dayısı değildir. Hibir şekilde birlikte kitap yazdığı bir asistanı da değildir.

"Paşa kızı değildir"

Sunahanım, yalılarda büyümüş bir paşa kızı değildir. Aile yadigarı antikaları ve mücevherleri de mevcut değildir. Kendisi her yere beyan ettiği ve tarafımı da yanıltığı gibi üniversite mezunu bir kişi değildir. Resmi adres olarak gösterdiği kız kardeşinin evinde ikamet etmemektedir. Bu hususlar resmi belgelerle sabittir.

Bavul dolusu çok gizli dokümanları satarak, kendime ve başkalarına maddi çıkar sağladığım konusu ile ilgili olarak söyleyeceğim ilk söz şudur; Tamamen yalan ve suç uydurmaya yönelik bir iftiradır. Bizler askerlik hayatımızda kurmay subaylıktan amirelliğe gelinceye kedar, pek çok sayıda gizli doküman hazırlarız ve inceleriz. Bunlardan evde bahis dahi etmediğimiz gibi, özel talimatlarla korunan bu dökümünlardan fotokopi de almayız. Bu dökümanları bulundurmak ve kopyalamak suçtur.

Hele hele böyle bir 'çok gizli' dökümanın satılması ise 'köstebek' kelimesi ile değil 'casusluk' tanımı ile ifade edilmesi gerekir. Yasalarımız 'casuslar' için hangi cezayı öngörürse görsün benim kitabımda, böyle birinin yaşama hakkı yoktur. Hanımefendi (!) elinde bulunduğunu iddia ettiği 'çok gizli' belgenin fotokopisini derhal ilgili makamlara teslim etsin. Zaten ceza davalarına konu olan fiileri nedeniyle alacağı cezalar kendisine ömür boyu yeter, bunlara yeni bir suçu eklemesin. Bu 'çok gizli' belge ididası dolayısıyla belki de bazı ülkelerin istihabarat elemanları şimdiden faaliyete geçmiş olabilirler."

"Metin Ataç'tan para almadım"

Emekli Tümamiral Güven, Emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt'a yazdığı mektubun fotokopisinide basın mensuplarına dağıttı. Emekli Oramirel Metin Ataç'ın oğlu için hiç kimseden burs verme maksadı ile para almadığını ve herhangi bir nedenle ödemede bulunmadığını ve bu olayların tamamen yalan, iftira ve uydurma olduğunu belirten Güven sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bir diğer konu da Sunahanım'ın sayın Sevil Örnek ile ilgili iddiasıdır. Sevil Örnek ile ilgili idida da tamamen gerçek dışıdır. Bu konuda açılacak davalarda ben ve konuyu bilen kişiler şahitlik yapacaklardır. Sevil Hanım'a yapılan bu iftiraların asıl nedeni, boşanma davasında tanık sıfatıyla doğruları, gerçeği anlatmasıdır. Bu Sunahanım'ı memnun etmemiştir.

"Zikir ayinine katılmadım"

Sunahanım'ın basında yer alan ididalarından bir diğeri de, cemaat mensubu olduğu ifade edilen kişilere, askeri bilgi ve belgeleri sattığım ve bunun karşılığında da, maddi kazanç sağladığım yönündedir. Ben hiçbir tarikatın ve hiçbir cemaatin üyesi değilim, hiçbir zikir ayinine de katılmadım. Bu konuda da söylenenler tamamen yalan ve iftara olup, akıl ve izindan uzaktır. Kensini yargı önünde bu ididalarını ispat etmeye davet ediyorum...

Hiçbir cemaat ve grupla ilişkim olmadığını yineliyorum. Dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı'na adaylık konusu gibi bir öneri de hiçbir zaman söz konusu olmamıştır."

Emekli Tümamiral İlker Güven, hakkındaki diğer iddialarıda yalandıktan sonra yaptığı basın toplantısı dışında herhangi bir açıklama veya beyanda bulunmayacağını bildirdi.

Sunahanım Güven'in iddiaları

Sunahanım Güven, 17 Nisan'da eşi İlker Güven'i, "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin köstebeği" olmakla suçlamış ve Güven'in cumhurbaşkanlığına hazırlandığını ve evlerindeki bir bavul dolusu belgeyi, ilgili mercilere verdiğini iddia etmişti

Vatan