Abone Ol

Davutoğlu: Vur emrini ben verdim!

Başkaban Ahmet Davutoğlu 64. hükümet sonrası ilk kez grup toplantısında konuştu.

Davutoğlu: Vur emrini ben verdim!

Davutoğlu'nun konuşmasından satırbaşları şöyle:

Seçimlerde Türkiye genelinde 317 milletvekili çıkardık. 7 coğrafi bölgede de AK Parti birinci oldu. Yüzde 95 oyla TBMM büyük bir temsil niteliğine ulaştı. Bu temsil niteli en fazla AK Parti grubunda gerçekleşti.

AK Parti'nin Türkiye partisi olduğu gerçeği ispat edilmiş oldu. 81 vilayetimize, 78 milyon insanımıza teşekkür ediyorum. Milletimiz bütün meselelerin çözüm yerinin TBMM olduğunu ilan etmiştir.

Yeni dönemde 13 yıllık büyük başarılarımızın devamı için adımlarımızı kararlılıkla atacağız. Omuz omuza çalışacağız. Parlak bir geleceğe birlikte yürüyeceğiz.

AK Parti neredeyse kurulduğu günden bu yana iktidarda olan, seçim kaybetmemiş bir parti. Bu güven ve muhabbet bağının kurulmasında rol oynayan kurucu genel başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı buradan saygıyla, hürmetle selamlıyorum.

13 yıllık bu başarı tablosunda AK Parti'ye gönül vermiş herkesin büyük hissesi vardır. Her arkadaşımıza büyük şükranlarımı sunuyorum. Bu destansı medeniyet yürüyüşünün tüm kahramanlarını selamlıyorum.

1 Kasım sonrasında başlayan süreç adım adım ilerliyor. Pazar günü AK Parti içindeki büyüğümüzü İsmail Kahraman'ı Meclis Başkanı seçtik. Bu makama en çok yakışan isimdir. Bu çalışmalar sürerken, yeni kabineyi belirleme çalışmalarını da yürüttük. Türkiye'yi 4 yıl boyunca yönetecek isimleri oluşturduk. 64. Hükümetimizin bütün vatandaşlarımız, bölgemiz, insanlık için hayırlı olmasını diliyorum.

AK Parti o kadar yetkin isimlerden oluşuyor ki, 1 Kasım akşamından itibaren her bakanlık için 4-5 alternatif için dolaşıp durdum. AK Parti grubundan bu kadar nitelikli 3-4 liste çıkartabilirdik. Diğer arkadaşlarımız da bu görevlere hakkıyla layıktır. Bu liste Türkiye'nin öncelikli ihtiyaçları öne alınarak yapılmıştır. AK Parti daha uzun yıllar bu ülkeyi yönetecek kadroya sahip. Hepimize düşen görev, milletimizin emanetine sahip çıkmaktır. Biz bütün olarak bu emaneti taşıdık, taşımaya devam edeceğiz.

Büyük hedeflerimiz var. 4 yıl boyunca söz verdiğimiz her  konuda adımları atacak, yapısal reformları gerçekleştireceğiz, sivil bir anayasayı da bu dönemde gerçekleştireceğiz.

64. Hükümet'in 3 temel misyonu olacak. Türkiye'yi tartışılmaz bir şekilde insan hak ve özgürlüklerini temel alan bir ülke haline getireceğiz. İstisnasız bütün vatandaşlarımızın hakkını hukukunu korumak önceliğimiz olacak. Herkes emin olsun ki kimsenin hukukunu çiğnetmeyeceğiz. Bütün vatandaşlarımızın güvenliğini korumaya çalışırken, hukuk düzenine tabi olacağız.

Bizim iktidarımızda kimse kendisini ötelenmiş hissetmeyecek. Şeffaf ve berrak bir yönetimle insanlığa hizmet edeceğiz. Her zeminde uzlaşma ve diyalog yolunu açacağız, Bizim gibi düşünmeyenlerle uzlaşmaya çalışacağız, bir tek vatandaşımızın kalbinin kırılmasının önüne geçeceğiz. Bu dava birliğin ve bütünlüğün davasıdır. Bütün coğrafyanın gözleri üzerimizdedir. Bütün insanlığın meselelerini mesele ediniyoruz. Hiçbir insanın hakkı yenmesin, hiçbir insanın hayat hakkı elinden alınmasın, hiçbir ülkenin sınırları ihlal edilmesin istiyoruz.

Bu evrensel markanın, siyaset felsefesinin kendi sadece vatandaşlarımız için değil bütün insanlık için ne anlama geldiğini çok iyi biliyoruz.

Bütün dünya onalara yapılan zulümlere sessiz kalsa da, bu ülke, bu Meclis hakkaniyetin, insanoğlunun yanında olacaktır. Biz bağrımızı, gönlümüzü açacak, onları bağrımıza basacağız. 1 Kasım seçimlerinin arkasından milletimizin de takdir ettiği bu vicdan siyasetinin rolü olmuştur. Allah birliğimizi ve beraberliğimizi muhafaza etsin.

Birliğimizi bozmaya çalışanlar hep oldu ama hep hayal kırıklığına uğradılar. 5. parti oluşacak havası oluşacak diyenler, şimdi kendi kongreleriyle hesaplaşıyorlar. Biz bu kadar kısa sürede hükümet programını yazarken, onlar birbirlerine nasıl çelme takarız hesabı içindeyiz. Biz hizmet için yola çıktık. Büyük hedeflerle yürüyoruz. Bizim aramızda küçük hesaplar yapanlar olmaz. Biz bu emanete sahip çıkma kararlılığını terk etmeyeceğiz. Allah bizi, sizleri, milletimize mahçup etmesin.

Dün sabah saatlerinde Türk hava  sahasını ihlal eden, bir uçak düşürüldü. 2 uçak 5 dakikada 10 defa uyarılmıştır. Uluslararası angajman koşullarıyla müdahale gerçekleştirilmiştir. Bölgede devriye görevi yapan F16 uçaklarımız tarafından Türk hava sahası içinde müdahale edilmiştir. Rus makamlarınca yapılan açıklamayla Rusya uçağı olduğu anlaşılmıştır. Bu uçak Türk hava sahası ihlali esnasında düşmüştür. Angajman kurallarımız ilgili tüm taraflara açık bir şekilde açıklanmıştır. Angajman kurallarımız en üst düzey dahilinde bütün açıklığıyla izah edilmiş, bütün uyarılarda bulunulmuştur. Rus tarafına askeri hava araçlarını vurma konusunda ifade edilmiştir.

Bayırbucak tarafına saldırılar yoğunlaşması üzerine, bu husus bir kez daha vurgulanmış, her türlü tedbirin alınacağı belirtilmiş, silahlı kuvvetler talimatlar tarafımca verilmiştir. Türk kara ve hava sahasının ihlali suretinde kararlılığımızı bir kez daha açıkça ifade ettik. Angajman kurallarımız tüm dünya tarafından bilinmektedir. Rusya tarafından da bilinmesine rağmen uyarılarımız dikkate alınmamıştır. Bu uçak tehdit olarak algılanmış, angajman kuralları uygulanmıştır. Bu ihlaller gerçekleşiyorsa, tüm tedbiri almak hakkımız, milletimize karşı görevimizdir.

Olay sonrasında gerekli bütün diplomatik tedbirleri alıyoruz. Gerekli yerlere duyurmuş durumdayız. Dışişleri Bakanlığımızca bilgi verilmiştir. NATO Konseyi bu akşam olağanüstü toplanacaktır. Sayın Cumhurbaşkanımız ve ben birçok liderle görüşerek durum anlatılmıştır.

Bu olayla detaylı bilgileri aktardık. Sınırlarımızı koruma konusunun tabii hakkımız olduğunu teyit ettiler. Türkiye ile dayanışmayı ifade eden tüm müttefik ülkelere teşekkür ediyorum. Bizim Rusya ile ekonomik, siyasi, ticari bağlarımız son derece güçlüdür. Bu tür olaylara fırsat verilmemesi konusu tüm görüşmelerde ortaya konulmuştur. Rusya ile bir gerilim yaşamak derdimiz yoktur olamaz da. Rusya bizim komşumuz ve dostumuzdur. Karşılıklı iletişime büyük önem veriyoruz. Her dost ülkeyle iletişimimiz uluslararası hukuku da korumak zorundayız. Bu gerilimin düzeyini artırmamak tüm tarafların göstermesi gereken husustur. Vatandaşlarımızın hayatını sözkonusu olduğunda her türlü tedbiri alacağımızı herkes bilmelidir. Türkiye'nin hiçbir ülkenin toprağında gözü yoktur. Türkiye bölgede her türlü gerileme karşıdır. Rusya'nın hedef alınması sözkonusu değildir. Ancak bu ülkenin toprağının güvence içine alınmasında her türlü tedbiri almaktan da geri durmayacağız.