Kara Ekmek dizisinde Hale olarak izlediğimiz Başak Daşman, dün vizyona giren Tehlikeyle Flört filmde ise fitness eğitmeni olarak karşımıza çıkıyor. Yaşadığı sürece oyunculuk yapacağını söyleyen Daşman, “Her rolün kadını olduğumu söylüyorlar. Hoşuma gidiyor. Farklı görünebilmek zenginlik ve inandırcılık açısından önemli” diyor.
Kara Ekmek dizisindeki Hale rolü yine dramatik bir rol. Siz dram mı oynamaktan daha çok keyif alıyorsunuz yoksa komedi mi?
Öyle bir ayrımım yok. Karakterlere ve hikayelere göre rol seçimi yapıyorum. Ancak insanları güldürmenin ağlatmaktan daha zor olduğunu düşünüyorum. Bir kere, zaman içinde sürekli değişen bir matematiği var komedinin. Çağa en hızlı uyumlanan şey. Beş sene önce gülmediğimiz bir şeye şimdi kahkahalar atabiliyoruz ya da tam tersi. O yüzden insanları güldürdüğümde çok mutlu oluyorum.
Oyunculuğun sizin için anlamı ne? Başka bir meslek yapamayacak kadar tutkuyla mı bağlısınız yoksa her an bırakabilir misiniz?
Yaşadığım sürece oyunculuk yapacağıma inanıyorum. Getirileri kadar götürüleri de olan bir meslek her anlamda... Hem fiziksel hem psikolojik olarak oldukça yorucu. Çalışma saatleri ve temposu her zaman belirsiz ve zorlu. O yüzden büyük bir tutkum olmasaydı başka bir işle hayatımı kazanmayı tercih ederdim büyük ihtimalle.
Bence çok farklı bir tipiniz var. Her rolün kadını dediklerinden… İster seksi ister çocuksu olabilirsiniz. Bunu çok sık duyuyor musunuz?
Evet duyuyorum diyebilirim. Mesleğim açısından bunun bir avantaj olduğunu düşünüyorum. Rol çeşitliliği sağlıyor. Hatta bazen “ aa orada oynayan da siz miydiniz ? “ diye duyuyorum mesela. Hoşuma gidiyor. Rolden role girip çıkarken, farklı görünebilmek inandırıcılık ve zenginlik açısından önemli.
Hayalim eğlenebileceğim ve eğlendireceğim bir TV programı sunmak
Özellikle sosyal medyada herkes gözlerinizin güzelliğinden, ne kadar anlamlı baktığınızdan bahsediyor. En çok gözlerinize mi iltifat alıyorsunuz?
Evet sanırım gözlerim iltifat konusu oluyor zaman zaman (Gülüyor). Etrafımda olup biten herşeye, herkese ve her duyguya bakmayı severim. Gerçekten görerek izlemeyi. Hayatı, duyguları, insanları anlamaya çalışmayı ve bununla beraber en nihayetinde kendini tabii... Anlamlı bakıyorsam eğer gördüklerimden ve şaşırmaktan vazgeçmediğimdendir.
Oyunculukla ilgili hedefiniz ya da hayaliniz nedir? Peki özel hayatta?
Daha çok şey öğrenmek, keşfetmek ve bunları aktarabileceğim karakterler yaratmak istiyorum. Beni heyecanlandıracak hikayeler ve yönetmenlerle beraber sinema filmlerinde ve tiyatro oyunlarında oynamak ve yabancı ortaklı işlerde olabilmek mesela. Yeni şeyler keşfetmek için güzel fırsatlar olur.
Eğlenebileceğim ve eğlendirebileceğim bir TV programı yaratmak ve sunmak var bir de hayallerim arasında bir süredir.
Özel hayatımda ise mutluluğumu ve huzurumu korumak istiyorum. Çünkü ne işler başarırsan başar, mutsuzsan özel hayatında, tabiri caizse hiçbir şeyin tadı olmuyor.
Yeniden evlilik olabilir mi; yoksa evlilik size göre değil mi?
Birbiri için doğru iki insan yan yana geldiğinde o evlilik güzel olur. Yanlış insanlar ise evlenir ve mutsuz olur, basit bir matematik. O yüzden evlilik şahanedir ya da evlenmek kötüdür diye bir şey söyleyemem. Aşk ve anlaşmak güzeldir ve bunu koruyabilme kabiliyeti ve arzusu. Aynı anda aynı istek ve hayali paylaşan iki kişi aşkın da sürmesini sağlar bence.
Erkekte beni en çok nezaket çeker; flörtöz tavırlar ise iter
Bir erkekte size en çekici gelen ve en itici gelen davranış?
Nezaket en çekici gelen davranıştır. Ama içten ve kendiliğinden olan hali. Çünkü bir kere insanı insan yapan şeyin nezaket olduğuna inanıyorum. En itici özellik ise flörtöz tavırlar. Bu bir erkekte hiç karizmatik ve etkileyici durmuyor. Aksine bir erkeğin kendine değer vermediğini hissettiriyor.
Tehlikeyle Flört filminiz dün vizyona girdi. Nasıl bir rol canlandırdınız?
Flört grubunun davulcusu olan Timsah’ın platonik aşkı bir fitness eğitmenini canlandırdım. Neşeli, hareketli ve iyi niyetli bir karakter Suzan.
Bir yırtma hikayesi diyor afişte… Siz ne zaman yırttığınızı hissettiniz?
Kişisel bir yırtma hikayem ya da daha doğrusu çok büyük bir dönüm noktam olduğunu sanmıyorum. Herşey sakin ve adım adım ilerliyor gibi. Ama iş hayatım için ama belki Parmaklıklar Ardında dizisinde oynadığım karakter olabilir. Bana çok şey katmıştı o dönem.. Ancak ben yırtma hikayemi daha ziyade özel hayatımda görüyorum sanırım. Mutsuzluk ve huzursuzluk yaratan kişi ve kurumlardan uzaklaşmak ve onlar için gösterilen çabanın boş ve anlamsız olduğunu keşfetmek benim dönüm noktam bence.