Abone Ol

Ayşenur Arslan: Aydın Doğan medya grubunu satmasaydı cezaevine girecekti

Doğan Medya Grubu’nun Demirören Holding’e satışını değerlendiren gazeteci Ayşenur Arslan, satışın gerçekleşmemesi halinde Aydın Doğan’ın 28 Şubat davası kapsamında cezaevine girmesinin mümkün olduğunu iddia etti.

Aydın Doğan satmasaydı cezaevine girecekti

Bünyesinde Hürriyet gazetesi ve Kanal D, CNN Türk gibi televizyon kanallarını barındıran medya grubunun ‘ucuza gittiğini’ savunan Arslan, “Bu, Aydın Doğan’ın cezaevinde mi öleyi yoksa bu paraya razı mı olayım çekip gideyim seçeneklerinin arasında olduğunu gösteriyor” dedi.

Aydın Doğan’ın satışa ‘mecbur kaldığını’ kaydeden Arslan, “Öyle bir noktaya geldi ki, eğer gitmezse, satmazsa, medyadan çekilmezse 28 Şubat davasıyla cezaevine girmesi söz konusuydu. Bunu neredeyse açık açık 28 Şubat tarihinden bu yana 20 küsür gündür okuduk, dinledik” diye konuştu.

"Önemli olan satışın siyasi vekaletname ile olması”

Özgürüz’den Onur Öncü’ye konuşan Ayşenur Arslan, Cumhuriyet yazarı Kadri Gürsel’in “Siyasi vekaletname ile Demirören bu grubu satın aldı” sözlerini hatırlatarak, “Nasıl Çalıklar vs bir havuz oluşturup Sabah ve ATV’yi satın aldıysa burada da yine Demirörenler adına birileri aldı. Bu Katarlar adına mıdır, Matarlar adına mıdır, Trump bile almış olabilir mi? Beni ilgilendirmez. Burada önemli olan satışın siyasi vekaletname ile olması” yorumunda bulundu.

"Ahmet Hakan bile arada bir şaşıp gazetecilik yapıyordu; dolayısıyla iktidar çok memnun değildi"

Arslan, şöyle devam etti:

“Diyeceksiniz ki, ‘Doğan Grubu zaten iktidar yakın değil miydi?’ Tam da değildi. Geçmişten gelen alışkanlıklar, gazeteciliğe dair o genetik gelen alışkanlıklar, gazeteciliğe dair o genetik kodlar arada bir gazetecilik yaptırıyordu. Ahmet Hakan bile arada bir şaşıp gazetecilik yapıyordu, ya da Ertuğrul Özkök bile arada bir şaşır doğru dürüst bir şeyler yazabiliyordu. Dolayısıyla iktidarın çok memnun olmadığını biliyoruz. Daha da önemlisi şu: Erdoğan kindar ve dindar bir nesil istiyor.”

Aydın Doğan’ın damadı Mehmet Ali Yalçındağ’ın ‘sarayla sıcak organik ilişkisi’ olan tek kişi olduğunu kaydeden Arslan, “Sanıyorum bu nedenle Mehmet Ali Yalçındağ da satış işleminde pazarlığı, teması yürüten isim oldu” ifadelerini kullandı.