Abone Ol

Alman basınında Türkiye aleyhine haber neden çıkmıyor?

Türkiye gazetesi yazarı Batuhan Yaşar, Almanya Türkiye ilişkilerinde yaşanan ilginç gelişmeleri köşesine taşıdı.

Alman basınında Türkiye aleyhine haber neden çıkmıyor?

İŞTE O YAZI

Ankara-Berlin hattı çok hareketli. Baş döndürücü bir trafik yaşanıyor. Şimdi gelin soruları birlikte soralım:
-Son 3 aydır Alman basınında Türkiye ile ilgili bir tane bile aleyhte haber çıktı mı?
-Yeşiller filan da dahil bir Alman siyasetçi terörle mücadele için orantısız güç kullanıyor Türkiye, filan falan dedi mi?
Hayır..
Nasıl oldu bu iş, durup dururken mi?
Tabii ki Hayır...
Çok değil sadece 2 ay öncesine gidip-gelelim:
-Bir taraftan stratejik ortak diye adlandırılan ABD, -adlandırılan- diyorum çünkü Ankara son dönemde hep sırtından hançerlendiğini düşünüyor. Haksız mı kesinlikle hayır.
ABD Dışişleri Sözcüsünün dünkü açıklamaları:
“Biz PYD’yi terör örgütü olarak görmüyoruz. Kürt savaşçılar Suriye’de DAEŞ’in üzerine giden en başarılı gruplardan. Kendilerine havadan desteğimiz sürecek.”
Son cümleye bakın asıl.. Yani diyor ki Washington, PYD’ye silah desteğimiz sürecek.
Daha geçen hafta Cizre ve Sur’da ele geçirilen M-16’lar geldi aklıma. Genelkurmay’ın görüntülerini izlemiştim; dizi dizi dizilmişti simsiyah M-16’lar..
Ama ABD ile Suriye’de birçok iş yapıyoruz mu, dediniz..
Hayır, dişe dokunur hiçbir şey yapmadık.
Ankara’yı en çok inciten de, Cerablus harekâtının, âdeta bir elma gibi bir ısırığın ardından masanın üzerine atılmasıydı.
Genelkurmay’daki onlarca toplantı.. Harcanan 1 aylık zaman.. Hepsi çöpe gitti..
Bir de şu konuyu açıklığa kavuşturalım isterseniz...
ABD’nin çok sevdiği, şiltler filan verdiği bu PYD’li Kürt savaşçılar kim mi?
Cevabı belli zaten de âdet yerini bulsun..
Çoğu Kandil’den gelen bizim bildiğimiz PKK’lılar. Biraz daha mı açalım:
Cizre, Silopi ve Sur’a gönderilen PKK’nın dağ kadrosu bir başka deyişle de HPG’liler.
Belki de ABD’nin güvenini daha da kazanmak içindir, son dönemde Cemil Bayık’ın Fehman Hüseyin’i de Suriye’ye gönderdiği kulağımıza kadar geldi.
Biz, DAEŞ’le daha etkin mücadele edilsin diye İncirlik, Diyarbakır, Batman Askeri Üslerinin kapılarını sonuna kadar açarken, stratejik ortağımız bunları mı yapıyor yani... Maalesef...
Ankara’da artık, ABD veya Washington sözcüğü geçince yüzlerin ekşidiğini de söylemem lazım.
Ne diyelim. Diyecek çok da fazla bir şey yok.. ABD seçimlerine kadar bu iş böyle gider. Ah ahh Cumhuriyetçiler neredesiniz dediğinizi duyar gibiyim.
Tabii ki her şey güllük gülistanlık değildi ama hiç olmazsa Ankara’nın elma dediğine Washington armut demiyordu..
Tekrar isterseniz gelin bu eksen işine geri dönelim.
Avrupa’da yeni bir eksen mi doğuyor?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Şansölye ile defalarca görüşmesi. Dostluğun, fotoğraf karelerine kadar yansıması.
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Şansölye hanımefendi ile 15 gün önce Berlin’de, geçen hafta Londra’da, önceki gün Ankara’da görüşmesi ve haftaya Brüksel’de görüşecek olması sizce normal mi?
Ama bir şeyi itiraf edeyim bir gün bana, bu Angela Merkel ile ilgili olumlu bir şeyler yazacaksın deseler ‘hadi oradan’ derdim.
Ama kadın değişti. Evet bildiğiniz değişti. Bambaşka biri oldu. Ağzından Türkiye sözünün çıkışı bile değişti.
Evet evet tabii ki Suriyeli ve göçmenler konusu iki ülkeyi yakınlaştırdı..
Avrupa Birliği içinde elle tutulur karizmatik bir lider de kalmadığı için Bayan Angela’ya sadece Almanya’nın Şansölyesi demek yanlış olur.
O uzun bir süredir AB’nin de patronu... Zeki kadın ama. Suriye’den yükselen ateşin taa Almanya’ya kadar ulaşabileceğini öngördü.
Berlin’deki Kırmızı Kitapta, Türkiye bahsi yeniden yazılıyor demek sanki daha doğru olacak.
İşte Merkel’in Ankara ziyaretinde antant kalınanlar:
-Suriye konusunda çok daha yakın çalışılacak. (anlık-istişare mekanizması gibi bir şey kurulabilir)
-İnsani yardımlar için sahada iki ülke birbirine omuz verecek.
-Almanya, NATO’nun ilave savunma imkânlarını Türkiye için devreye aldıracak. Alman Savunma Bakanlığı Türkiye için ilave neler yapılabilir bunları çalışacak.
-AB’nin sağlayacağı 3 milyar euro dışında uluslararası kuruluşlardan başka neler sağlanabilir, araştırılacak.
-Fronteks (AB sınırlarını koruyan kurum denebilir kısaca) ile Sahil Güvenlik arasında yeni bir iş birliğine gidilecek.
Vizesiz Avrupa sonbaharda başlıyor. Tam üyelik konusunu zaman içinde göreceğiz.
Benim dikkatimi çekti sizin de çekti mi bilmiyorum ama Almanya sanki son bir haftadır Rusya’ya karşı sesini biraz daha yükseltti..
ABD’ye alternatif değil ama yeni bir eksen doğmuyor mu?

BATUHAN YAŞAR - TÜRKİYE