Abone Ol

Alexandra Nikiforova: Meryem Uzerli ile çok farklıyız

Kalbimin Sultanı dizisinin Anna'sı Alexandra Nikiforova, Meryem Uzerli’nin tahtına aday gösterilmesiyle ilgili Türkiye’deki şöhreti önemsemediğini söyleyerek, “Buradaki şöhret benim için bir amaç değil. Ama olursa bu ancak işimin bonusu olabilir” diyor.

Alexandra Nikiforova: Meryem Uzerli ile çok farklıyız

Kalbimin Sultanı ile Türkiye’deki şöhrete hazır mısınız?

Bu soruyu cevaplamam çok zor. Bir tek şey söylemeliyim bu projede çalışırken her konuda çok zevk aldım. Rol arkadaşlarım ve proje konusunda şanslıydım aynı şey senaryo için de geçerli ve bu iş sonunda şöhret dediğiniz şey olursa- ki bu benim gibi profesyonel bir oyuncu için amaç değildir. İşin sonucunda bu gerçekleşirse bu benim işimi iyi yapmış olmanın hazzının dışında ekstra güzel bir hediyesi olacaktır. Ve aslında daha doğrusu yeni ve güzel projeler için de bu şöhret bir şans olabilir benim için.

Bu dizide rol almayı nasıl bir şans olarak değerlendiriyorsunuz? Dönüm noktanız olur mu sizce?

Büyük bir şans benim için. Bu projenin benim için dönüm noktası olup olmayacağı konusunda açık bir yorum ve yargıda bulunmam doğru olmaz ama şundan eminim ki içinde bulunduğum proje bana çok şey katacak mesleki anlamda. Gerisini siz Türkler nasıl diyorsunuz bunu “Allah Bilir” yani JAma şunu da inkar edemem kalbimin sultanı uluslararası bir iş ve bir çok ülkede yayınlanacak tabii ki bir oyuncu için bu inanılmaz önemli. Kültürünüzü de yakından tanıdım bir çok arkadaş da edindim.

Şimdiden Meryem Uzerli ile kıyaslanmak üzerinizde bir baskı veya rahatsızlık yaratıyor mu?

Yok asla. Bu doğal bir karşılaştırma. İkimiz de yurt dışından geldik. Kırık Türkçemiz kıyaslanmamıza etkili. Oynadığımız karakterlere gelince, aslında bu kıyas zamanla değişebilir. Zira Anna karakteri Hürrem’den tamamen farklı ve zıt bir karakter. Sizler de izledikçe bunu daha iyi göreceksiniz dizide.

Türkiye’de çok beğendiğiniz ve beraber oynamak istediğiniz isimler?

Şunu belirteyim yoğun çekimler ve iş tempomdan dolayı Rusya’da da kendi ülkemde de dizi takip edemiyorum maalesef ama sizin eskilerden Çalıkuşu hayranıyım Özellikle Aydan Şener hayranıyım. O diziyi bizim ülkemizde çok severek izledik. Ayrıca bir de ıssız adam filmini çok beğendiğimi söylemek isterim. Cemal Hünal’ı da oyuncu olarak çok beğeniyorum. Öncelik projedir.

Genç bir annesiniz. Bu kariyerimi etkiler diye hiç korktunuz mu?

Kızım 3 yaşında ve size ilginç bir tesadüften bahsetmek istiyorum Kızımın adı da aynı bu dizideki karakterimin adı Anna. Senaryo bana geldiğinde ne kadar şaşırmıştım ve mutlu olmuştum. Genç yaşta oyuncu bir anne olmak bende zor bir durum yaratmadı aslında ben içimde mucizevi bir güç hissediyorum. Her şeye yetişmeye çalışacak enerjim ve kızıma sonsuz sevgim var bu ikisi bir araya gelince benim için zor olmadı hiçbir şey. Bir de sevdiğim işi yapıyor olmam ve sonunda da başarılı olursam bu kızımı da mutlu edecektir. Annesinin bu durumu bence ileride ona da ışık olacaktır diye düşünüyorum. Ayrıca belirtmeliyim anne olunca mesleğim ile ilgili bir çok konuyu da farklı ve daha net görmeye başladım. Bunu avantaj olarak görüyorum.

Diziyi ve rolü anlatır mısınız? Neden bu dizide olmak istediniz?

Senaryo inanılmaz çekici, etkileyici ve beni de adeta içine aldı. Şu bir gerçek ki her oyuncu mutlaka böyle bir işin içinde olmak ister. Karakterimi de çok benimsedim. Güçlü ve sıra dışı ve yaşadığı şeyler kolay cesaret edilemeyecek cinsten, bu beni çok etkiledi projeyi seçerken. İyi bir insan Anna. Eğitimi kültürü eksiksiz, açık sözlü, acılar yaşamış güçlü biri. Saraya karşı ön yargıları var ama bakalım yaşayacağı duygular onu nereye sürükleyecek. İzleyip hep beraber göreceğiz. Sarayda yaşayacağı aşk onun büyük bir sınavı olacak. En çok onu zorlayacak, zira dışarıdan gelen ve onu zor durumda bırakan muhbir olma durumu işleri epeyce çıkmaza sokacak ve gerçekten heyecan dolu sahneler izleyecek izleyici.

Melis Güvenç (mguvenc@gazetevatan.com)