Abone Ol

Akit yazarından Erdoğan’a: Gül, Babacan ve Davutoğlu’na hain diyemezsin

Akit gazetesi yazarı Abdullah Şanlıdağ, AKP'nin kuruluşundaki "ayrılığı" hatırlattığı yazısında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, "hain" eleştirisinde bulundu.

Akit yazarından Erdoğan’a: Gül ve Davutoğlu’na hain diyemezsin

Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nun parti hazırlıkları sürerken, AKP içinde de bu oluşumun nasıl etki göstereceği konuşulmaya devam ediyor.

Akit gazetesi yazarı Abdullah Şanlıdağ ise konuyla ilgili olarak bugünkü köşesinde, "Yeni oluşumcular ve Ak Parti" başlıklı dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.

"HAİNLİKLE SUÇLAMAMALIDIR"

Şanlıdağ, AKP'nin kuruluşundaki "ayrılığı" hatırlattığı yazısında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, "hain" eleştirisinde bulundu. Şanlıdağ, Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu için, Erdoğan'ın "hain" ifadesini kullanmaması gerektiğinin altını çizerek, "Cumhurbaşkanı Erdoğan da yerelde başarı kazanan illeri teşekkür gezisine çıktığında Babacan, Gül ve Davutoğlu’nu hainlikle suçlamamalıdır. Zaten Ak Parti zor günler yaşıyor, bir de bu konulara girerse; Adalet Partisi ve ANAP’ın durumuna düşer" diye belirtti.

"Bu adamlar hainse şu an AK Parti içindeki başka isimler için de hain diyenler çıkar. Bu insanlarla yol yürüdünüz ve başarılı projelere imza attınız. Şimdi bir çırpıda dışlamak doğru değildir" diyen Şanlıdağ, "Zorlaştırıcı değil kolaylaştırıcı olalım. Gönül belediyeciliği diyoruz, gönül alalım" dedi.

Abdullah Şanlıdağ'ın yazısı şu şekilde:

"Siyaset, çok uzun soluklu bir maratondur. Dengeyi iyi kurmaz da zamana ve yeniliklere kendinizi uydurmazsanız, bir süre sonra bitişe doğru yol alırsınız. İbn-i Haldun; 'İnsan beyni değirmene benzer. İçerisine yeni şeyler katmazsanız, bir süre sonra kendisini öğütmeye başlar' der. Partiler de öyledir. Kendisine taze kan katmaz, reformlarla güçlendirmezse, kendisini tüketmeye başlar. Ak Parti’nin 17 yıllık siyasal hayatında ne yazık ki seçilmiş ve atanmışlar sürekli Erdoğan’ın sermayesini tükettiler. Erdoğan çalıştı, birileri tüketti. Reisin de dediği gibi, gün geldi metal yorgunluk başladı. Yerelde metropol illeri kaybeden Ak Parti, güç kaybı yaşadı. Bu zeminden faydalanmak isteyenler yeni oluşumlara yöneldiler.

Siyasette yeni oluşumlar her zaman olagelmiştir. Bundan daha doğal bir şey yok. Partilerin de insanlar gibi bir ömrü vardır. Dolayısıyla ihtiyaç hasıl olduğunda doğarlar, ömürleri tamamlandığında ise tarihe not düşerler.

Siyasetin önemli isimlerinden Ferruh Bozbeyli hemşehrimizdi. O da ahirete göçtü. Allah rahmet eylesin. Adalet Partisi’nde siyaset yaparken (meclis başkanlığı da yaptı) 41 arkadaşıyla ayrılarak Demokrat Parti’yi kurmuştu. Lakin Bozbeyli seçimlerde başarılı olamadı. Onurlu bir adamdı, genel başkanlıktan istifa etti, bir süre sonra da partisi kapandı. Buna neden değindim? Cemil Çiçek kurt politikacılardandır. Nerde ne konuşacağını, nerden ne koparacağını bilir. Tıpkı Melih Gökçek gibi. Çiçek, Meclis Başkanı iken arada bir eski meclis başkanlarını bir araya getirirmiş. Bir gün yine öyle yapmış ve yaşayan eski meclis başkanlarını davet etmiş. Çağırılanlar arasında bizim Bozbeyli de varmış. Bozbeyli bir hatırasını anlatma gereği duyar. Merhumun anlattığına göre; İsmet İnönü ile muhabbeti olan Bozbeyli davet üzerine Türk Tarih Kurumu’nda İnönü’nün konferansını dinlemeye gider. Konferans sonrasında Bozbeyli, İnönü’ye bir sual sorar: 'Paşam der, konferansınızda Damat Ferit’ten bahsettiniz ama dikkatimi çekti, ona bir kez dahi hain demediniz. Neden? İnönü şöyle der:

'- O günler öyle zor günlerdi ki herkes bir çare arıyordu. Ferit’in bulduğu çare doğru değildi, çare milli mücadeleydi, Damat Ferit başka arayışlar içine girdi, ama hain değildi.'

Buraya kadar anlattığım anekdottan birkaç önemli ders çıkarabiliriz. Birincisi; Adalet Partisi’nden ayrılarak yeni parti kuran Bozbeyli’nin Demirel tarafından, Damat Ferit’in de İnönü tarafından ihanetle suçlanmaması. Tefrika çıkarmak kimseye fayda sağlamaz. Önemli olan zor zamanda birliktir. Bozbeyli’nin ayrılışı; kendisine yaramadığı gibi Adalet Partisi’nin de çöküşünün başlangıcı oldu. Demirel’in partisinin kan kaybettiğini görmeyenler ve bugün büyük partilerden ayrılarak yeni parti kurmak isteyenleri itibarsızlaştırmak isteyenlerin sarıldığı argüman şu oluyor: 'Bozbeyli ve onun gibi ayrılanlar ne oldu, kaybolup gittiler...'

Şimdi Ak Parti’den ayrılarak parti kurmaya çalışan Babacan ve Davutoğlu için neler söylenebilir? Ak Parti de zamanında Refah-Fazilet ve Saadet çizgisinden ayrılarak partileştiğine göre, şimdi Ak Parti’den ayrılanlar yeni bir oluşumda yer alırsa, bunun sonucu nasıl değerlendirilir? Ali Karahasanoğlu bu konuya gayet güzel bir açıklama getirdi. İşte yazdıkları: '2001’de, Fazilet Partisi yerine Saadet Partisi kurulurken, bazı isimler bu parti yerine AK Parti’yi tercih ettikleri sırada, ne FP ne de SP iktidarda değildi..

Tam aksine, SP’yi iktidara getirmemek üzere, bir linç operasyonu sürdürülüyordu. Tayyip Erdoğan ve arkadaşları, işte 'bu zinciri acaba kırabilir miyiz?' diye düşünerek yeni bir parti kurulumuna girişmişlerdi.'

Bugün Ak Parti’yi bloke etmeye çalışan, sınırda terör örgütleriyle, içerde ekonomik sıkıntılarla sıkıştırmaya çalışanlara karşı birlik oluşturmak gerekirken bölmeye çalışmak, hayra alamet değildir.

Şimdi sonuca gelelim. Ateist, sosyalist, mitçi, derin devletçi ve dahi İP›çi, şimdilerde vatan havarisi kesilen Doğu Perinçek bir laf etti. Yenilir yutulur değildi. Söyledikleri; fanatik AKP’lileri sevindirecek, vicdanlı Ak Partilileri ise üzecek cinstendi. İşte Perinçek’in söyledikleri:

'Siyasi ayak çıktı işte: Ali Babacan. Siyasi ayak CHP ve Meral Akşener’in müttefiki. Abdullah Gül, Ali Babacan, Davutoğlu kimlerin yanında? Siyasi ayak temizleniyor AK Parti’den. Kimin yanına geçiyor? CHP’nin, Meral Akşener’in yanına geçiyor. Başka siyasi ayak var mı? AK Parti içerisindeki Fethullah dostları kim: Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan.'

Bu tespitleri doğru bulmuyorum. Ak Parti böyle şeylere asla pirim vermemeli ve Cumhurbaşkanı Erdoğan da yerelde başarı kazanan illeri teşekkür gezisine çıktığında Babacan, Gül ve Davutoğlu’nu hainlikle suçlamamalıdır. Zaten Ak Parti zor günler yaşıyor, bir de bu konulara girerse; Adalet Partisi ve ANAP’ın durumuna düşer. Bu adamlar hainse şu an AK Parti içindeki başka isimler için de hain diyenler çıkar. Bu insanlarla yol yürüdünüz ve başarılı projelere imza attınız. Şimdi bir çırpıda dışlamak doğru değildir. Zorlaştırıcı değil kolaylaştırıcı olalım. Gönül belediyeciliği diyoruz, gönül alalım. Kervanı dağıtmaktansa safımıza katalım. Birlik ve beraberlikten güç doğar. Makam, mevki, para hepsi de üç günlük oyun ve eğlenceden ibarettir. Mal da yalan mülk de yalan demiş şair. Her şey gelip geçiyor ve tarih biz yaşarken yazılıyor."