Abone Ol

Akit yazarı: Erdoğan'ı daha nasıl eleştireceksiniz? Hakaret mi edeceksiniz? Küfür mü?

Yeni Akit yazarı Mehtap Yılmaz, iktidara yakın yayın politikasıyla bilinen gazetelerin bazı yazarları tarafından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a yöneltilen eleştirilere tepki gösterdi.

Erdoğan'ı, daha nasıl eleştireceksiniz? Hakaret mi edeceksiniz?

"Öyle 'dost acı söyler' tadında bir eleştiri ayağına da yatmayın hiç. Ay olmaz olsun böyle dostluk. Zira 'düşmanları' solladınız acıtmakta, acı söylemekte" diyen Yılmaz, "Bu yüzden bir de 'eleştirilemez' olduğundan şikâyet ederek zeytinyağı gibi üste çıkmayın" ifadesini kullandı.

Mehtap Yılmaz'ın "Cumhurbaşkanı eleştirilemez mi?" başlığıyla yayımlanan (15 Eylül 2017) yazısı şöyle:

“Cumhurbaşkanı eleştirilemez mi?” diye sorarken neyin kafasını yaşıyorlar, anlayamıyorum…

Yahu eleştiriyorsunuz ya işte… Hem de en ağır tonajlı sözcüklerle…

En ballısından… Sözleri çivileye çivileye…

Öyle “dost acı söyler” tadında bir eleştiri ayağına da yatmayın hiç!

Ay olmaz olsun böyle dostluk!

Zira “düşmanları” solladınız acıtmakta, acı söylemekte…

Bu yüzden…

Bir de “eleştirilemez” olduğundan şikâyet ederek zeytinyağı gibi üste çıkmayın…

Yahu insafsızlar!

Daha nasıl eleştireceksiniz?

Hakaret mi edeceksiniz? Küfür mü?

“Eleştirilemez mi?” derken eleştirinin dibine vuruyorsanız, kim bilir “eleştirdiğinizde” ne yaparsınız!

Dost iken bu çatallı dillerinizle ısırıyorsanız, kim bilir düşman olsanız ne yaparsınız?

Bir kere hiiiç ölümü komşuluğa atmayın zira Cumhurbaşkanı’nı sonuna kadar eleştiriyorsunuz!

Ana muhalefet ağzıyla hem de…

Adolf Merkel ağzıyla…

BM ağzıyla…

Üst akıl ağzıyla…

Kandil ağzıyla…

Düşmanlar en azından arkasından çekiştiriyor…

Düşman olduğu için…

Ama siz gözünün içine baka baka saldırıyorsunuz.

Adolf Merkel’e “malzeme” vere vere çakıyorsunuz.

AB’nin ekmeğine yağ süre süre…

Kandil’i FETÖ’yü sevindire sevindire…

Dört tarafı düşmanlarla kuşatılmış iken fırsat bu fırsat diyerek hem de…

Bir de siz vurarak…

Hani Yeşilçam filmlerinin dövüş repliğidir ya, herkes bir kerede saldırdığı vakit kahraman “tek tek gelin uleeeyyyyn” diye nara atar ya, aynen öyle diyesim var…

Hani “Cumhurbaşkanı eleştirilemez mi?” diyenler, herhalde bu kadarcık eleştirime alınmazlar!

Cumhurbaşkanı’nın tepesine çullanmak için Gezi Kalkışması’nı, kafa tutmak için Kobani Kalkışması’nı, posta koymak için 17-25 Aralık’ı, hücuuum demek için BM’nin dolar operasyonunu, tornistan yapmak için Fitch darbesini, yüz çevirmek için 7 Haziran’ı, çelme takmak için 15 Temmuz’u beklerseniz, biz de samimiyetinizden şüphe ederiz!


Dost olmadığınızı vehmederiz…

İşbirlikçi olduğunuzu…

Gizli ajandanızın olduğunu…

Uluslararası aklın “tek kullanımlık” aparatı olduğunuzu…

Siz de Cumhurbaşkanı için dahi “Eleştirilemez mi?” diyecek kadar aşmış insanlar olduğunuz için de “Ay Mehtap Hanım da çok acıtıyooo” diyemezsiniz!

“Çok sert yaaa” diye ağlayamazsınız!

“Susturun” diye arkamdan iş çeviremezsiniz!

Öyle ağır konuşurum ki, bir daha insan içine çıkamazsınız!

Benim kalemimden azat olmak için yine son çare Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ağlamak, yalvarmak zorunda kalırsınız. Yani yaladığınızı yutmak zorunda kalırsınız!

Benden söylemesi!