Abone Ol

Merve Akaydın komedide oynamak istiyor...

Şefkat Tepe Sungurlar'ın güzel oyuncusu Merve Akaydın, Radikal'den Fırat Özdemir'in sorularını yanıtladı.

Merve Akaydın komedide oynamak istiyor...

İşte o röportaj:

"Çok insan tanıyacağınıza, az ama mükemmel insanlar tanıyın."

Bunu kendime hayat felsefesi olarak belirlediğim biri olarak, kendimi çok şanslı hissediyorum.

Neden mi?

Geçtiğimiz günlerde Şefkat Tepe dizisinin "Aslı'sı" Sevgili Merve Akaydın ile Beşiktaş'ta buluşup, sizler için keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Mükemmel bir insan, mükemmel bir kişilik. Samimiyetinize güvenerek söylüyorum; "Onun hayranı olduğunuz için çok şanslısınız."

Biz çok keyif aldık, sizlerin de keyifle okuması dileği ile.

Öncelikle, klasik bir soru ile başlamak istiyorum. Sizi biraz tanıyabilir miyiz?

Merve Akaydın, 1985 Antalya doğumluyum. Oyunculuğa nasıl başladığımı ben de bilmiyorum. Okuldan mezun olduktan sonra bir gün arabada giderken Belediye Konservatuarı'nın afişini gördüm, oyuncu alımı vardı. Bu benim çok ilgimi çekmişti. Koşullarını öğrendim ve başvurdum. Neredeyse konservatuar eğitimi gibi profesyonel bir eğitim aldık. Oradan çıkmış çok ünlü hocalarım da var. Arzu Gamze Kılınç, Muhammet Uzuner... Onlardan eğitim aldım. Burada kısa bir süre eğitim gördüm ve çok sevdim, devam etmek istedim. Sonrasında Antalya Azize Kahraman Halk Eğitim Merkezi'nde devam ettim. Orada da hocam Yavuz Atacan'dan tiyatro adına çok şey öğrendim ve onunla birlikte profesyonel tiyatro yaşamım başladı. Profesyonel olarak ilk, Turgut Özakman'ın "Ocak" oyununda "Sevda" karakterini oynadım. Bana çok uzak bir karakterdi. Çünkü topal bir kızdı. Daha sonra tiyatro sınavlarına girerek, "Anadolu Üniversitesi Konservatuar Oyunculuk Bölümü'nü" kazandım. 4 yıl burada eğitim aldım ve süreç bu şekilde devam etti.

Şuan sıradan güzel bir gününüz nasıl geçiyor?

Güne kesinlikle güzel bir kahvaltı ile başlıyorum. Öğünlerimi artık atlamıyorum. Bir aydır spora başladım ve spora gidiyorum. Eğer o gün bir arkadaşım ile buluşmayacaksam eve dönüp, yemeğimi yapıyorum. Yan sokağımızda pazar kuruluyor ve "Aslı! Ne yapıyorsun?" "Neden çıktın diziden?" diye soruyorlar. Onlarla muhabbet etmek çok hoşuma gidiyor. Film izliyorum, yabancı dizilerimi izliyorum. Aslında klasik geçiyor denilebilir.

Hobilerinizi ve fobilerinizi sorsam?

Şu sıralar en büyük hobim masal anlatmak. Masal anlatma kursuna gidiyorum. Masal anlatmak çok özel bir durum. Hayallerimizden yola çıkıyoruz. Metnimiz var, bu metni okuyoruz ve iskeletini oluşturuyoruz. Ve hayalimizde yarattıklarımızla masalı anlatmaya başlıyoruz. Hem büyüklere, hem küçüklere anlatıyoruz. Çok zevkli. Bu arada geçen hafta kursun sonunda masal anlattık. Oraya hayranlarım geldiler. Hiçbir şekilde reklam yapmama rağmen gelmişler. Çok mutlu oldum. Hepsine çok teşekkür ediyorum ve hepsinin ayaklarına sağlık. Diğer hobilerim arasında, spor yapmak, film izlemek, dizi izlemek, puzzle yapmak var. Gerçi şu sıralar yapamıyorum ama Konya'da dizi çekimleri esnasında yapıyordum. Puzzle ruhumu çok dinlendiriyor. Baharla birlikte paten kaymayı öğrenmek istiyorum, yemek yapmayı da hobilerim arasında sayabilirim. En büyük fobim ise, evde yalnız kalmak.

Peki, ailenizle mi yaşıyorsunuz şuan?

Hayır, şuan bir arkadaşımla birlikte yaşıyorum. Ailem Antalya'da. Fobilerim arasında böcekler de var. (Korku dolu gözlerle...) Hamam böceklerinden çok korkuyorum. Gördüğüm zaman çığlıklar atıyorum.

Biraz Şefkat Tepe ile devam etmek istiyorum. "Aslı" karakterini biraz anlatabilir misiniz?

Aslı, inatçı bir kızdı. Savaşçı bir ruha sahipti. Zaten asker bir kızdı. Tim'de çalışan "Şahin" karakterine olan duygularıyla, Aslı'nın farklı bir tarafını görüyorduk. Zaman zaman trip atan, duyguları yüzünden iş hayatını tehlikeye atan Aslı'nın eğlenceli tarafı da buydu. (Gülüyor.)

Aslı ile benzer yönleriniz var mı?

(Gülerek.) Aslında ben de inatçıyımdır.

Peki, "inat" size bir şey kaybettirdi mi?

Bir şeye başlıyorsam, onu sonuna kadar götürmek isterim. Bu konuda çok inatçıyımdır, asla vazgeçmem. Muhakkak bir şeyler kaybettirmiştir ama onları kaybetmem gerekmiştir. Konya'dan sonra ki İstanbul sürecimde hayata daha olumlu bakmaya başladım. Kaybediyorsam, kaybetmem gerektiği içindir diye düşünüyorum.

Set zamanlarında Konya ile İstanbul arasında gidip gelmek zor olmuyor muydu?

Gidip, gelemiyordum. Çünkü boş zamanım hiç olmuyordu. Haftanın 6 günü çalışıyordum. Bir gün de dinleniyordum. İki gün repo olursa Antalya'ya ailemin yanına gidiyordum ama diğer zamanlar hep Konya'daydım.

Konya'da gezdiğiniz zamanlar, illâ ki sizi tanıyanlar oluyordur.

Tabi tabi. Çok tanıyan oluyordu.

Konya insanının size genel tepkisi nasıldı?

Valla, "Aaaaa! Aslııı! Aslı değil mi bu?" "Sizi çok seviyoruz!" falan diyip, gelip sarılıp fotoğraf çektiriyorlardı. Hiç kötü bir tepkiyle karşılaşmadım.

Karakterinizle ilgili genel yorumları nasıldı?

Hep, "Çok ağlıyorsun." "Şahin ile sizi neden kavuşturmuyorlar?" "Adamları nasıl dövdün ama!" diyorlardı. Pazara çıktığımda da hala daha pazarcılar, "O iki adamı nasıl dövdün!" "Nasıl tekme attın ama!" diyorlar.

Bundan sonra ki işlerinizde "Aslı" ile bağdaşan özelliklerde bir karakter mi yoksa farklı bir karakteri mi canlandırmak mı istiyorsunuz?

Farklı istiyorum. "Aslı" orada kaldı. 2.5 yıl çok güzeldi. Ben Aslı'yı çok sevdim. Ben çok sevdiğim için insanlarda çok sevdi. Ben bir oyuncuyum ve bütün oyuncular gibi yerimde saymak istemiyorum.

Peki, bir "komedi" teklifi gelse?

Komedi çok istiyorum. Hatta en çok komedi istiyorum. Dramdan biraz sıkıldım açıkçası. Benim Şefkat Tepe dizisinde en çok zorlandığım şey dağ ve bayırdı. Aslı daha savaşçı bir kız, ben ise çok daha narin. Aslı ile benzemeyen yönlerimizden bir tanesi de buydu. Düşemiyorum, kalkamıyorum, tüfek düşüyor, kaldıramıyorum, bombayı istedikleri yere atamıyorum... Çok zordu benim için. Ağlamak, aşk çekmek çok güzel ama artık çok sıkıldım dramdan. (İstekli ve gülen gözlerle...) Komediyi nasıl çok istediğimi anlatamam...

Bundan sonra ki işlerinizde İstanbul veya başka bir şehirde çekilmesi sizin için farkeder mi?

Hiç fark etmiyor. Hatta İstanbul dışı işi çok sevdim, öyle de olsun istiyorum. (Gülerek.) Sadece 3-4 gün reposu olsun yeter.

Repo demişken, sektörel sorunlardan da bahsetmek istiyorum. Yoğun çalışmalarına rağmen ücretlerini alamayan set çalışanı dostlarımızın yaşadığı bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Samanyolu TV'de bizim ücretlerimiz tam zamanında ve sorunsuz bir şekilde yatıyordu. Hiçbir sorun yaşamadım. Yaşadığım zaman bununla ilgili net bir şey söyleyebilirim. Ama çok üzülüyorum.

Gelecekle ilgili planlarınız var mı?

Benim, "5 yıl sonra şurada olacağım." "3 yıl sonra burada olacağım." gibi düşüncelerim yok, hayatı akışına bırakmak gerek diye düşünüyorum. (Gülerek.) Benim için şuan olması gerekeni yaparak, hayatı akışına bıraktım.

Yakın zamanda çekimlerine başlayacağınız "Emicem Hospital" sinema filminden de söz etmek istiyorum. Canlandıracağınız karakter ile ilgili detaylar kesinleşti mi?

Kesinleşti. Acil Doktor Uzmanı Miray'ı canlandıracağım. Miray; tamamen işi ile ilgilenen, daha donuk bir tip olacak. Hastanenin içerisinde geçen olayları anlatacağız.

Sanırım, film Trabzon'da çekilecek?

Evet, Trabzon'da çekilecek.

Peki, bu tempo sizi korkutuyor mu?

(Gülerek.) Hiç korkutmuyor. Hatta sete dönmeyi özledim. Büyük bir heyecanla bekliyorum.

Vizyon ne zaman?

İnşallah Kasım'da vizyonda olacak.

Sinema demişken, dizi tarafına da bakalım. Yakın zamanda bir dizi projeniz var mı?

Şuan bir şey yok. Daha önce de konuştuğumuz gibi, Aslı karakterinin biraz unutulmasını istiyorum. Sanırım sinema filmi ile birlikte biraz daha mümkün olacak. Öncelikli olarak komedi istiyorum ama gelecek tekliflere göre de bir değerlendirme yapacağım.

Çok büyük bir hayran kitleniz var. Samimi, masum ve karşılıksız sevgileri ile her zaman yanınızdalar. Onlara buradan ne söylemek istersiniz?

Onları gerçekten çok seviyorum, bu kadar sıcak ve samimi bir sevgiye beni layık gördükleri için çok mutluyum ve çok şanslıyım. Aslı bitmiş olabilir, zaten onlar artık beni Aslı olarak değil kendi kimliğim ile, Merve Akaydın olarak seviyorlar. Bu da benim için çok değerli.

Sosyal medya penceresini aralamak istiyorum. Aktif bir kullanıcı mısınız?

Aktif bir kullanıcıyım. Sosyal medyayı çok seviyorum ve çok gerekli olduğunu düşünüyorum. Birilerinin beni temsil etmesine gereken kalmadan insanlarla birebir iletişim kurmanın daha sağlıklı olduğunu düşünüyorum. Hayranlarımdan sonra daha fazla kullanmaya başladım. (Gülerek.) Onlardan bilgi almak, onları bilgilendirmek beni çok mutlu ediyor. Bu arada, İnstagram'dan ve Twitter'dan bana yazılan bütün mesajları tek tek okuyorum. Fakat birisine cevap verirsem diğerinin kırılabileceğini düşündüğümden kimseye yanıt yazmıyorum. (Sevgi dolu gözlerle...) Ne olur bana kızmasınlar. Ama unutmasınlar ki, bütün mesajlara zaman ayırıp okuyorum.

Adınıza açılmış sahte hesaplar da var değil mi?

Çok var.

Peki size ait hesapları duyuralım isterseniz?

Ask.fm hesabım yok, bunu söyleyebilirim. Fan sayfalarımdan resmi hesaplarıma zaten ulaşabilirler. Belirtmek isterim; kimseyle sosyal medya aracılığı ile saatlerce sohbet etmiyorum, lütfen bunun bilincinde olsunlar. Sadece fan sayfalarımdan gelen sorulara cevap veriyorum.

Kitaplarla aranız nasıl?

(Gülerek.) Güzeeeel. Kitap okurum ama isim hafızam kuvvetli olmadığından kitapların isimlerini aklımda tutamıyorum. En son "Sineklerin Tanrısı"nı okudum. (Gülüyor.) Yazarını hatırlamıyorum. Çok güzel bir kitaptı, herkese tavsiye ediyorum.

(Gülerek.) Kitapları sormuş iken, filmlerle aranızın nasıl olduğunu sormamak olmaz şimdi?

Filmler ile aram çok güzel. Zaten işim gereği bol bol izlemem gerekiyor.

Belirli bir kategori var mı peki?

Hayır yok. Animasyon filmlerine bayılıyorum, bilim kurgu filmlerini ise pek sevmiyorum. Bunu söyleyebilirim.

Mutfakta iyi bir aşçı mısınız?

İyiyim. Hiç bilmezdim yemek yapmayı. İstanbul sürecinde öğrendim bütün bildiklerimi. Mesela internetten sürekli takip ediyordum bir zamanlar. Yeni bir şey gördüğüm zaman hemen onu yapmaya çalışıyordum. Elim lezzetlidir. (Gülüyor.) Arkadaşlarım da bunu söylüyorlar zaten.

Doğa ve doğa yürüyüşleri ile aranız nasıl? İlgili misiniz?

Çok yapamıyorum açıkçası. Antalya'da daha çok ilgileniyordum.

İstanbul'da yaşamaktan memnun musunuz?

Çok memnunum ki ben Antalyalıyım. Eskişehir'de okudum, Konya'da çalıştım. (Gülüyor.) 7-8 aydır İstanbul'dayım. Çok kalabalık olduğu için korkutuyordu bu şehir beni. Ama şuanda bunların hiçbiri yok, İstanbul'u çok seviyorum.

Peki, bir yerden bir yere rahat bir şekilde ulaşabiliyor musunuz?

Evet, gayette rahat ulaşıyorum. Çünkü toplu taşıma araçlarını kullanıyorum. Özel arabam var fakat Antalya'da. Burada ki trafiği gördükten sonra da asla getirmem! Çok kötü bir trafiği var. Mesela dün Tekirdağ'a fotoğraf çekimine gittik, oradan tam 2.5 saate döndük. O an "Toplu taşıma araçlarını kullanmak ile en doğrusunu yapıyorum!" dedim.

Biliyoruz ki, İlker Uzunalan ile güzel bir fotoğraf çekimi gerçekleştirdiniz. Fotoğraflar sevenleriniz ile ne zaman buluşacak?

İnşallah 4-5 gün içerisinde sevenlerimle buluşacak. İlker Uzunalan'a da buradan çok teşekkür ediyorum.

En merak edilen soru diyebilirim bu soru için. Korhan Fırat ile halâ daha görüşüyor musunuz?

Korhan ile arada sırada telefon ile, Whatsapp ile birbirimize hal hatır soruyoruz ama birebir görüşemiyoruz.

Bir hayat felsefeniz var mı?

Oyunculuk yoluna çıktığımda hep hayallerime tutundum. Önceliğim olarak hep hayallerim ve isteklerim vardı. Hayal ettiğim her şeyin gerçek olabileceğini biliyorum ve hayal etmeye devam ediyorum.

Keşkeleriniz oldu mu?

Oldu ama tabi ki bunları söylemeyeceğim. (Gülüyor.)

Peki, bunlar size bir şey kaybettirdi mi?

Evet, kaybettirdi. Keşkelerim oldu ama olması gerekiyormuş.

Hayal kurmak başarmanın yarısı mıdır?

Belki başarmanın değil ama başlamanın yarısıdır hayaller. Hayal kurarak bir işe başlarsınız, adım atarsınız, hayalleriniz doğrultusunda çalışırsınız, kendinizi geliştirirsiniz. Bu hayaller gerçek olur ya da olmaz. Ama önemli olan bu işe başlamış olmaktır.

Son olarak, oyuncu olacaklara tavsiyeleriniz var mı?

Ben konservatuar çıkışlı olduğum için, bence her oyuncunun eğitim alması gerekiyor. Bedenini çok iyi tanıması lazım, ses tonunu kullanabilmesi lazım, diksiyonunu düzeltmesi lazım. Yetenek tabi ki çok önemli. Ama biz yeteneklerimizi eğitimlerle büyültüp, çoğaltıyoruz. Oyunculuğu çok sevmeleri gerekiyor, çünkü bu meslek bütün hayatınızı etkiliyor.

(Gülerek.) Çok teşekkür ederim vakit ayırdığınız için.

Ben teşekkür ederim. (Gülüyor.)