Sıkı Dostlar (Goodfellas) Sıkı Dostlar, Amerikan sinemasına birçok kez konu olmuş Amerikan rüyasını farklı bir coşku ve samimiyetle ele alarak diğer filmlerden ayrılıyor. Nükte içeren hikayesi ve hızlı temposuyla filmin unutulmaz baş kahramanları olumsuz niteliklere sahip. Yönetmen Martin Scorsese bu filmiyle seyirciyi kriminal faaliyetleri haklı görme konusunda neredeyse ikna ediyor. Baştan sona şiddet içeren filmde sonuç öyle olmuyor tabii. (Kate Erbland, IndieWire)
En iyi 20 Amerikan filmi
Film eleştirmenlerinin gözüyle gelmiş geçmiş en iyi 20 Amerikan filmi...
1
20
Taksi Şoförü (Taxi Driver) Yönetmen Martin Scorsese ve senaryo yazarı Paul Schrader’in bu şaheseri, sürekli tetikte olan ama tekin olmayan taksi şoförü kahramanı Travis Bickle’i (Robert De Niro) ve onun küçük düşmesini, intikamını ve çıldırmasını anlatıyor. Bu kabus içinde seyirciye Travis’le empati kurdurup New York’un renkli ama günah dolu sokaklarında onunla dolaştırıyor. Onun öfkesini, özlemlerini ve haksızlığa uğrama duygusunu paylaşır buluyoruz kendimizi. Ama sonra bu karakterin iç yüzünü görmeye başlıyoruz. (Bilge Ebiri, New York Magazine)
2
20
Şehir Işıkları (City Lights) Vikipedi, diyalogları işitmediğimiz için Charlie Chaplin’in bu filmini sessiz film olarak tanımlamakla hata ediyor. Küçük Serseri karakterinin başrolde olduğu bu film aslında Chaplin’in ilk ve en iyi sesli filmi. Bütün büyük sinemacılar gibi Chaplin de sinemayı kendi bakış açısıyla yeniden icat ediyor, hem sessiz sinemaya hem de sesli sinemaya aynı anda yenilik katıyor, ses ve görüntü arasındaki ilişkiyi sarsıyor. Charles Dickens’tan bu yana kimse yoksulluğu Chaplin’den daha iyi ifade etmemiştir. Chaplin konularına hep evrensel bir boyut katmıştır. (Jonathan Rosenbaum)
3
20
Altına Hücum (The Gold Rush) Altına Hücum Charlie Chaplin’in en yürek burkan romantik komedilerinden biridir. Kuzey Amerika’nın uçsuz bucaksız topraklarında şansını aramaya çıkmış masum Chaplin hayatın gerçekleri ile olması gerekenler arasındaki farkı bir türlü kabullenemez. Filmin Chaplin’in deyimiyle “dramatik komedi” hissiyatı bencilliği ve kinizmi reddediyor ve Chaplin’in iyimserliğini hem acı hem tatlı kılıyor. (Simon Abrams)
4
20